Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanlığı bütçesinden Atatürkçü Düşünce Derneği'ne 221 bin YTL yardım yaptığının ortaya çıkması ülke gündemine bomba gibi düştü. Yeni Şafak'ın ortaya çıkardığı skandal haberle ilgili gazetemize konuşan çeşitli sivil toplum kuruluşlarının liderleri ve siyasiler Köşk'ü sert bir dille eleştirdiler. Ortak görüş, Cumhurbaşkanı'nın bu yardımı yaparak demokrasi dışı güçleri Köşk'ün himayesi altına aldığı ve Atatürk'ün adının bu çıkara alet edildiği şeklinde oldu.
HAK-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu: Bu yardımı hayretle karşılıyorum. Burada Cumhurbaşkanı'nın açık bir ideolojik ayrım yaptığı ve ideolojik bir tarafgirliği olduğu görülüyor. Kendisine sormak istiyorum: Acaba bu yardımda temel kriteriniz nedir? Bu yardımın sosyal ve demokratik açılımı var mıdır? Asıl amacınız nedir? Bir başka STK değil de niye bu dernek? Bu soruların cevabını bütün kamuoyu gibi ben de merakla bekliyorum. Demokratik meşruiyeti ve tutarlılığı tartışma konusu olan bir örgütün adında sırf Atatürk geçiyor diye desteklenmesini son derece yanlış buluyorum. Böyle bir şey kabul edilemez. Aynı zamanda bu tutum, bu yardımı yapanların demokrasi anlayışlarını da ortaya koyuyor.
Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Tuna: Kabul edilemez bir yardım. Gerçek amacın ne olduğu ortada. Bir defa neden bir başka dernek ya da STK değil de Atatürkçü Derneği! Cumhurbaşkanı'nın o dernek dışında bir başka STK'ya yardım yaptığını hatırlamıyorum. Cumhurbaşkanı bu tavırla açıkca ayrımcılık ve bölücülük yapıyor. ADD'nin adı kamuoyuna son defa darbecilerin güdümünde bir dernek olduğuyla yansıdı. Bu açıdan bakıldığında bu yardımın anayasal düzene karşı darbe düşüncesinde olduğu, yani yasadışı amaçlarıyla bilinen kişilere yapıldığı ortaya çıkıyor. Madem ADD'ye yardım yaptınız öyleyse bize de yapın. Bütün STK'lar Köşk'ten hakkını istemeli.
AK Parti Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa: Cumhurbaşkanlığı bütçesinin harcama kalemleri içinde bu tür sivil toplum kuruluşlarına para aktarılması hukuken mümkün mü bilmiyorum. Eğer hukuki bir gerekçesi varsa 'Şu şu gerekçeyle yaptık' demeleri lazım. Yoksa eğer böyle bir hukuki alt yapı yoksa bunu niye aktardıklarını kamuoyuna açıklamaları lazım. Yasal değilse ve böyle bir aktarma yapılmışsa o zaman Cumhurbaşkanlığı makamının harcama kalemleri, bir takım yanlış anlaşılmaları veya algılamaları da beraberinde getirir. Böyle bir tartışma orada oturan insanın ismi ne olursa olsun yasal olmayan bir harcama yapılmışsa tasarruflarını zan bırakır.
Adalet Komisyonu üyesi ve AK Parti Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut: Atatürk'ün isminin istismar edildiğini bir kez daha gördük. İsminde Atatürkçülük olan bir derneğin başında darbeci bir insan olması da utanç verici. Hele bütçe ayrılmış olması da gerçekten üzüntü vericidir. Türk demokrasisini içine sindiremeyen insanların, millet iradesini içine sindiremeyenlerin 14 Nisan'da yapacağı mitingin verilen bu parayla Cumhurbaşkanlığı bütçesinden organize ediliyor gibi bir görüntü vermesi utanç vericidir. Bir Türk vatandaşı olarak bunu kınıyorum. Cumhurbaşkanlığı'nın bütçesinden nasıl para aktarılmış, araştırmaya değer. Ama toplumu germeye çalışan bu derneğe de para aktarılmış olmasını kınıyorum.
AK Parti Milletvekili Ayhan Sefer Üstün: 14 Nisan mitingini Meclis'in anayasal görevine müdahele olarak görüyoruz. Meclis'e verilmiş bir görevi yaptırmamayı yolunu açacak bir girişimi kesinle demokratik bulmayız. Bu ülkeyi gerer. Buradan yola çıkarak, şunu da söylemek gerekiyor. Köşk'ten aktarılan bu parayı derneğin nasıl kullandığını bilemiyoruz. Bu para derneğin kasasına girmişse son kuruşuna kadar denetlenmelidir. Bu bağışın nerelerde kullanıldığı, Atatürk ilke ve inkılaplarının kullanıldığını bilmeliyiz. Yoksa, anayasal seçim sürecini provoke etmek için değil.
Sezer iktidara karşı kıştırtıyor
Hasan Celal Güzel: Kesinlikle dehşete kapıldım. Gazetenizin yayınladığı haber ve belgeler gerçekten korkunç. Cumhurbaşkanı'nın 14 Nisan'da yapılacak miting için siyasi iktidara karşı kışkırtıcılık yaptığı ortaya çıkıyor. Gerçekten çok üzüntü verici ve asla kabul edilemez bir durum. Tek kelimeyle korkunç bir olay. Bunun bir derneği desteklemek için verilen masum bir yardım olmadığı ortada. Bu makama gelmiş bir insanın iktidarı yıpratmak için devletin parasını peşkeş çekmesine inanmak istemiyorum. Cumhurbaşkanı bu konuyu kesinlikle aydınlatmalı. Aksi taktirde Cumhurbaşkanı'nın korkunç bir komplo peşinde olduğu gerçeğine inanmak zorundayız. Neresinden bakarsanız bakın kabul edilemez bir olay. Kimse devletin parasını kendi siyasi ihtiras ya da ideolojik inancına göre peşkeş çekemez!