Sanem Altan'ın röportajı...
Karamehmet tüm inisiyatifi bana bıraktı.. İhale sırasında bana elindeki pet şişeyi gösterip ‘Bu su menba suyu mu, nerden çıkarıyorlar acaba?’ diye soruyordu..”
SON 9 senedir iki ihale yaşadınız ki onlara sadece Digitürk girmişti, tektiniz. Bir tane de süreyi uzatma oldu. Ama bu ihale hepsinden çok farklıydı. Bu kadar kıran kırana geçeceğini biliyor muydunuz?
“GEÇEN sene ocak ayından itibaren neler olabileceğini düşünerek girişimlerimize başladık. Tam bir senedir uğraşıyoruz. Öncelikle yurtdışı örneklerine de bakarak, teknik olarak dağıtım işinin önemini kimsenin kavramadığını gördük. İhaleyi aldınız da, evlere nasıl vereceksiniz yayını.. Kablolama ve dekoder işi, küçümsenecek bir iş değil. Yıllar alıyor buna hazırlanmak. O yüzden yurt dışında genellikle bir yayıncı ile futbol evlidir. Türkiye’de bu evlilik olamıyor. Bünyeye aykırı, o yüzden talep edemiyoruz. Ama arzumuz bu aslında. 9 senelik yayıncı olarak, bunu alma önceliğimiz olmalı . Ben federasyon başkanı olsam bu maddeyi mutlaka koyarım. Bize rakip yok çünkü. Neden bir maceracıya Türk futbolunu teslim edeyim ki.. Telekom’un çıkışıyla ihale mantıksız değil, neticede büyük kuruluş ama ihale doğru yapılmadı. Rakamın 321’e çıkmaması daha doğruydu.”
KULÜPLER AĞIR BİR DERS ALABİLİRLER
Yani Digitürk Türkiye Futbol Federasyonu’na kırgın mı?
“KIRGIN değiliz. Onlar da kendileri için doğru olanı yaptı. “Ne kadar fazla para olsa o kadar iyi” diye düşündüler. Muammen bedeli belirlemede ve bizi buna ikna etmede çok başarılıydılar. Ama sonraki süreçte o kadar başarılı değillerdi. Digitürk çok iyi biliyor ki, Türk futbolunun değeri bu değil. Maksimum değeri muammen bedeldi (214 milyon $.) zaten, ”Toplam paket değeri 300 milyon dolar“ diye tutturdular. Biz de ”Bu kadar etmez“ dedik. Son 6 aydır bununla uğraşıyoruz. Toplam 300 milyonun üstü akıl işi değil. Burada, Digitürk kazanmadı. Telekom kazanmadı. Kulüpler kazanmış gibi gözüküyor ama bu 5 sene sonunda öyle ummadıkları bir dersle karşılaşabilirler ki... Bizim aslında başka bir planlamamamız vardı.”
Telekom’la bir ortaklık söz konusuydu, değil mi? Ortaklık bozuldu ve bir anda tek başlarına girmeye karar verdiler. Doğru mu bu?
“EVET doğru. Son anda ne değişti, ne oldu bilmiyorum. İnternet alanında büyük yatırımlara girmek üzere Telekom. Biz de TV ile interneti birleştirme adına onlarla ortaklık yapmak istedik. Kabul ettiler. Sonra fikir değiştirdiler, ihaleye girme kararı aldılar. Doğru yol bizim düşündüğümüz ortaklıktı. Digitürk ve Telekom kuvvetli olduğu alanlarda işbirliği yapmalıydı. Bu olsaydı, onlara sadece arşivi değil internet üzerinden canlı yayını da vermeyi planlıyorduk. Ama tek başlarına girme kararı aldılar.”
Ne zaman öğrendiniz Telekom’un ihalede A paketine gireceğini?
“İHALE tarihine çok yakın ama bunun bir önemi yoktu. Biz hazırdık. Telekom ciddi rakip tabii. Biraz daha fazla tedirgin olduğumu söyleyebilirim aslında. Mehmet Emin Bey (Karamehmet) ihaleyi alabileceğimize daha fazla inanı yordu. Ben ”Geldiklerine göre, almaya geliyorlar“ diye düşündüm, zaten başka ne olabilir?Ama aldıkları fiyat+500 milyon dolar daha harcamak zorundalardı. Zarar edecekleri aşikârdı. Aldıkları takdirde, başarmalarına imkân yoktu. Bunlar bizi güçlü kılan noktalardı. Futbol yayıncılığında büyük şirket değil ki Telekom. Yarışa hazırdık, hazır olmayan onlardı.”
Mehmet Emin Karamehmet ilk defa geldi böyle bir ihaleye, değil mi?
“DAHA öncekilerde ben tektim. Bu sefer gelmesini özellikle istedim. Sadece o değil Amerikalı ortağımız da masadaydı. Onlar gelmeseydi de, limitler buysa yine biz alacaktık. O anı hiç planlamadık, inanın. Herkes kalem kalem artışlar planlandı zannediyor. Tek bildiğimiz, 214 milyonla açıldı, kafamızda da gideceğimiz rakam belliydi, o arayı istediğim gibi yönettim. İçgüdüsel.. Bunu bile konuşmadık. Ne yapacağımızı biliyorduk. Mehmet Bey’in yönetim tarzı o masada ne seyrettiyseniz odur işte. Bana pet su şişesini gösterip ”Ertan Bey, bu su menba suyu mudur, bunu nereden çıkarıyorlardır?“ diyordu. Ben de ”Üzerinde menba suyu yazıyor Mehmet Bey“ diyordum. Çok komik, çok eğlenceli, sakin, akıllı ve işi yöneticisine inanılmaz derecede bırakabilen biridir. Çok şaşırtıcıdır, güvenerek öylece bırakır. Her patron yapamaz bunu. İhale ardından hemen yurt dışına gitti, giderken de beni aradı ”Sana teşekkür edemedim, birincisi ihaleyi aldığın için teşekkür ederim.. İkincisi bu paraya almana rağmen şirketi kârlı yöneteceğin için..“ dedi.”
50 BİN-50 BİN ARTIŞ TAKTİK İCABIYDI..
Çıkacağınız en son rakam neydi?
“BUNU soran çok oldu söylemedim.. Ama size şöyle söyleyeyim, limitimize çok yakındık. Ben 7. moladan döndüklerinde devam edecekler sanıyordum. Limitimize geldiğimizi yüzümden okuyamamışlar, bu güzel. Bırakacağımız noktaya gelmiştik. Hatta çok çok yakındık.”
Telaşa kapıldınız mı hiç?
“OLMADI. Telekom başta hızlı artışlarla iddialı olduklarını göstermek istedi. Daha agresif başladılar. Biz ise ”İddianızı kabul ettik“ diye başladık. Sonra “Ama biz de iddialıyız“a geçtik. 300’e gelmeden olanları söylüyorum. 50 bin-50 bin artışta ise ben şu mesajı vermek istedim, ”Birbirimize numara yapmayalım, oyun oynamamıza gerek yok. Mal fiyatını aştı gidiyor, zaten kimsenin bir çılgınlık yapabileceği noktada değiliz, ikimiz de bunu biliyoruz..“ Ona özellikle devam ettim, bir anlamı vardı çünkü. Onlar bizim bu kadar çıkacağımızı beklemiyordu. Kilit nokta orası. Ama biz de onları anlamadık, niye buralara kadar çıktılar? Çünkü 321 milyon doların rasyonel olmadığını iyi biliyorlar. Ve nitekim çekildiler. Biz kafamızda futbolla evliyiz. Bu rasyonel olmayışı, böyle düşünerek kaldırabiliriz. Sadece ticaretle, biz de işin içinden çıkamayız. Ödeyemezsek 1 lira aktarmaz Mehmet Bey. O yüzden bazı şirketleri iyiyken bazıları kötüdür..”
Molalarda ihale başkanı Lütfi Arıboğan’ın yanına gidip ne söylüyordunuz, bir-iki kere gördüm sizi..
“B ve C paketleriyle ilgili birşey soruyordum. A’yı alan B ve C’yi almak zorunda ama teklif var, demişlerdi. Zarfları açtılar mı, gerçekten teklif var mı, onu merak ettim. Molalardan biri çok uzadı (17 dakika.) Anlam veremedik ona. Buraya kadar madem çıkacaksa rakam ilk molaların manası yokmuş, sanırım taktiksel yaptılar. Bir de inanılmaz biçimde TV’den seyredilmiş. İnsanlar o tarafı tutmuş, bizi tutmuş. Telekom prestij de kaybetmiş oldu orada. Çok iyi biliyorum, onlar için 200’ün üstü fizibıl değildi zaten. Niye bu kadar yükseltiler o zaman, anlamıyorum. Telekom o an içinde bizim rakibimizdi ama şu andan sonra yine beraber çok iş yapabiliriz.”
Rakamın akıl işi olmadığını söylüyorsunuz sürekli, peki siz niye ısrar ettiniz? Lig TV’siz Digitürk çok daha büyük bir sıkıntıya mı girecekti?
“AÇIKÇASI ihaleyi almasak rahat ve başarılı bir şirket olarak yola devam ederdik. Ekonomik açıdan. Akıldışı olduğu halde şu parayı vermemiz futbolun şansıdır. Çünkü futbol çok kötü yönetildiği için, federasyondan bahsetmiyorum, hakeminden, futbolcusundan, yöneticisinden, bizim yayından, ürün kalitesi sürekli düşüyor. Henüz 850 bin evdeyiz hâlâ. Bunun artması hepimize fayda sağlayacaksa, herkes düzelecek. Artık seyirci değil, baş aktörüz. Bu ihaleyle uyandık. Para gitti. Şimdi parayı toplamak lazım. Eski kibar hali kaldırıyoruz, daha net olacağız kulüplere. Bir ara ”Sizi koridora bile sokmayız“ havalarındalardı. Artık öyle şey yok. Ürününün kalitesi bozan herkes elenir. İster kulüp başkanı olsun ister federasyon üyesi.. Bu para sadece futbolcuya yarayacak, bunu durdurmalıyız. Çok kuvvetli bir federasyona ihtiyaç var şimdi.”
Aziz Yıldırım 400 milyon doları nerden cıkarıyor
“İhaleden sonra herkes havaya girdi.. Aziz Yıldırım “400 olurdu demiştim” diyor.. Hangi hesaba göre diyorsun? Lütfi Arıboğan da yanlış demeçler veriyor ayrıca..”
“Bu parayı çıkaramaz isek Türk futbolu ölür.. Bir daha hiçbir kulüp kafasını kaldıramaz.”
“Futbol kulüpleri 5 sene sonunda öyle bir dersle karşılaşabilirler ki!” dediniz.. Ne olabilir ki?
“BİZ bu parayı çıkartamazsak, başarısız olursak Türk futbolu bir daha ömrü boyunca ne futbol görebilir, ne başını kaldırabilir. Çünkü biz başaramazsak artık hiç kimse girmez bu işe. Türk futbolunu öldürebiliriz. Bir hedef kondu, bu hedefe koşacak biz de dahil olmak üzere hiçbir kulüpte nefes yok, size itiraf edeyim. Darmadağınık bir ortamda Türk futbolu. Ben Lig TV’yi düzelteceğim ama onlar ne yapacak bu ürünü güzelleştirmek için.. Lütfi Arıboğan ”2014’te ihale tutarı 1 milyar dolar olur“ demiş, yahu bu doğru demeç değil işte. ”Zaten biliyorduk buralara çıkacağını“ demiş. Çok yadırgıyorum bu lafları. ”Gökten zembille birşey indi“ demen lazım aslında. Herkes havaya giriyor. Çünkü federasyonun ihalede hiçbir etkisi yok. 2 delinin işi bu rakamlar. Aziz Yıldırım da ”400 olur demiştim“ diyor. Hangi hesaba göre diyorsun? Bir maça 10 bin dolarlık reklam bile vermiyor koca koca şirketler. 1 maçın yayın fiyatı 3.5 milyon dolar şu an. Bunun futbol olarak da bir karşılığı var mı Allah aşkına?”
5 SEZONDA 2.6 MİLYAR $
Digitürk, 4+1 yıl naklen yayın hakkını aldığı Süper Lig için federasyon payı ve %18 KDV dahil 2.6 milyar $ ödeyecek.. TRT ve Türk Telekom’un kasasından ise 500 milyon $ çıkacak.. (vatan)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...