BBC'den aldığımız habere göre Güney Pasifik Okyanusu'ndaki Fransız Polinezyası 100'ü aşkın adadan oluşuyor. Adalıların 'uru' adını verdiği ekmek ağacı meyvesi her yerde karşınıza çıkıyor. Top büyüklüğündeki bu meyvelerin 10'dan fazla türü var.
Pütürlü yeşil kabukla kaplı meyvenin içi lifli ve nişasta bakımından oldukça zengin. Olgun meyveler pişirildiğinde ekmek görünümü aldığı için bu isim verilmiş.
Bazıları bu ağaca 'Hayat Ağacı' diyor. Ağacın meyvelerinin yanı sıra taze yaprakları da yenebiliyor; gövdesi ev ve kano yapımında, kabuğu ise dokumada kullanılabiliyor.
Yeni Gine kaynaklı ekmek ağacı meyvesini Polinezyalılar binlerce yıldır Güney Pasifik'teki seferlerinde kullanmışlar. İngilizler bol ürün veren bu besleyici meyveyi keşfedince dünyanın başka bölgelerine de yayılmış. Bugün bu ağacı Malezya, Venezuela ve Hindistan gibi tropik bölgelerde görmek mümkün.
Faydaları ise şöyle:
Kalbi güçlendirir
Antioksidan bakımından son derece zengin olan ekmek ağacı, kalbi koruyan fitokimyasalları içerir. Aynı zamanda yüksek kolesterol ile mücadele eder. Kolesterol düşürücü bir gıdadır.
Güçlü bir lif kaynağıdır. Günlük almanız gereken lif miktarının neredeyse yarısını karşılar.
Bağışıklık sistemini güçlendirir. Ekmek meyvesi anti-inflamatuar biyo flavonoidlerin içerir.
Bu sayede iltihaplı hastalıklara yakalanmanızı önler.
Bazı kanser türlerine karşı etkilidir. Anti-inflamatuar ve antioksidan açısından zengin olan meyve kanserle mücadele eder. Araştırmalar cilt kanseri yönünde olumlu yanıtlar verdiği yönünde.
Stresi önleme özelliği vardır.
1768'de İngiliz Kaptan James Cook ile botanikçi Joseph Banks üç yıllık deniz seferine çıkıp Polinezya'nın en büyük adası Tahiti'de üç ay kaldıklarında ekmek ağacı meyvesinin potansiyelini görmüşlerdi.
Bu meyve İngiltere'nin Karayip Denizi'ndeki Batı Hint Adaları'nda kölelerin beslenmesi için önemli bir kaynak olabilirdi. Hızlı büyüyen ve bakım gerektirmeyen ağaç kısa sürede bol kalorili meyve vermeye başlıyordu. Banks seferden döndüğünde, Kral 3. George'a keşiflerini anlatmış ve Tahiti'den bin tane ağacı Batı Hint Adaları'na götürecek kişiye ödül vaadinde bulunmuştu.
Mo'orea adasına gittiğimde ekmek ağacı meyvesini kendim de denedim. Muhallebimsi, hoş bir tadı vardı ve gittiğim her yerde bu meyvenin farklı tarzda yapılmış türlerini, kızartmasını, salatasını, dondurmasını vs. denedim. Meyve öğütülüp un haline getirilerek glütensiz ekmek yapımında da kullanılabiliyor.
Bazı bitki uzmanları ekmek ağacı meyvesini, dünyadaki açlık sorununu çözebilecek bir ürün, geleceğin süper besini olarak görüyor.
Gemide isyan
Kaptan Cook'un ilk seferinden yaklaşık 20 yıl sonra Kral 3. George, Tahiti'den ekmek ağacı getirme işinde Yüzbaşı William Bligh'ı görevlendiriyor. Kasım 1787'de gemiyle sefere çıkan Bligh zorlu bir yolculuktan sonra Tahiti'ye ulaştığında ağaçların hazır olması için birkaç ay bekliyor.
Karayipler'e gitmek üzere yola çıkmak gerektiğinde Bligh'ın çoğu adamı Tahiti'den ayrılmak istememiş. Nisan 1789'da okyanusta bir ay yol aldıktan sonra ekibin yarısı isyan edip Bligh'ı ve taraftarı 18 kişiyi 7 metrelik bir tekneye bindirip açık sulara bırakırken, ekmek ağaçlarını denize atmış ve kendileri de Tahiti'ye geri dönmüş.
Okyanusta 6700 km yol alan Bligh ve adamları ise 48 gün sonra Timor adasına ulaştıktan kısa bir süre sonra İngiltere'ye geri dönmüş. İki yıl sonra ekmek ağacı taşıma görevi için Tahiti'ye yeni bir sefer düzenleyen Bligh'ın Jamaika'ya getirdiği ağaçların bugün hala meyve verdiği söylenir.
Kaynak: BBC
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...