Ekranın aşıklarına meydan okuyan adam: Hüsnü Çoban! 

Geçtiğimiz sene Game of Thrones’un Jon Snow’unun ölümünü hepimiz (Amerikan başkanı Barack Obama da dahil) neredeyse her gün konuşmuştuk. Sevdiğimiz bir karakterdi neticede, gerçek bir kahramandı. Yeni sezonun başlaması ile Jon Snow’un kaderi kafamızda soru işaretleri olmasına rağmen az çok belli oldu. İşte tam bu mevzu yatışmışken bizim yerel kahramanlarımızdan biri vuruldu, başka bir konu masaya yatırıldı. Arka Sokaklar’ın Hüsnü Çoban’ı yaşayacak mıydı, ölecek miydi?
 
EN İZLEMİYORUZ DİYEN BİLE İZLİYOR


Arka Sokaklar’ı izliyor muyuz? En izlemiyoruz diyen bile izliyor, artık bunu kabul etmeliyiz. Tekrarları bile her gün reyting listelerine giren, “final” ibaresinden sonra yeniden ekranlara dönen, hatta daha çok güçlenerek dönen Arka Sokaklar’ın bazı karakterleri ilk günden beri bizimle ve neredeyse ailemizden biri olmuş durumdalar.
“Ver odunu!” , “Bakıyorum da keyifler yerinde!”, “Adam pisliğin teki çıktı Rıza Baba!” gibi deyimler çoktan dilimize yerleşti, günlük hayatımızda bile kullanıyoruz. Bu yüzden Hüsnü Çoban’ın vurulması hem dizinin izleyeni, hem de izlemeyeni için büyük olaydı. Ekranın en eğlenceli ailelerinden biri olan Çoban Ailesinin reisi, Baş Komiser olmuş Hüsnü Çoban’ın ölmesi izlediğimiz renkli sahnelerin sonu demekti. Seyirci olarak bu tercih ettimiz bir şey değil elbette, Jon Snow dünya çapında bir kahramansa, Hüsnü Çoban’da bizim kahramanımızdı!
 
BURADA DOSTLUKLAR AŞKTAN BİLE ÖTE!


Ekranlarda özellikle genç kitlenin izlemeyi en çok sevdiği şey aşk… Defne ve Ömer’imiz, Ali ve Selin’imiz, Songül ve Güney’imiz o yüzden bizim için çok değerli ve özel. Ancak konu Arka Sokaklar ise dostluk ve arkadaşlık aşka karşı her zaman bir adım önde… İçinde hayat var, kötü insanlar var, kahramanlık var, sosyal sorumluluk var, aşk bu işlerin bonusu!
Diğer izlediğimiz ve ekranları domine eden dizilerde de elbette sosyal sorumluluktan tutun, yol gösterici bir çok etken var. Ancak Arka Sokaklar’ı “Arka Sokaklar” yapan şey; alttan alta bir aile hikayesi anlatmasıdır. İş yerinde bile aile olmayı başaran insanları bize göstermesi, herkesin birbirine yardımcı olması gibi etkenler hikayeyi değerli kılıyor. Ne de olsa entrika izleyemediğimiz nadir dizilerden biri Arka Sokaklar, bütün kötülere rağmen nefes aldırması da belki de bu yüzdendir.
 
HÜSNÜ ÇOBAN'IN VURULMASI NEDEN BU KADAR OLAY OLDU?


Hüsnü Çoban’ın vurulmasına neden bu kadar takıldığımıza geri dönersek elimizde karakterin kahraman ve sevilen bir karakter olmasından başka bir done daha var. Hüsnü Çoban ailesi ile var olan bir karakter, Nazike’si, Suat’ı, çocukları ve yıllardır değişmeyen evi ile artık komşumuz gibi oldu. Dizinin en dramatik bölümünde bile o bahçeli evde geçen komik anlarla nefes alan izleyici Hüsnü Çoban’ın hikayeden kopmasını istemiyor. Bu yüzden devamlı seyircisi olsun olmasın bu güçlü karakterin vurulması fazlasıyla konuşulmayı hak etti diyebiliriz. 
 
SEYİRCİ HÜSNÜ ÇOBAN'I GERİ İSTİYOR


Capslere konu olan ve kendisinden “her şeyi iyileştiren doktor” diye bahsedilen Yavuz’un geri dönmesi ile Hüsnü Çoban’ın iyileşeceğini düşünen izleyicisi sayısı çok. Muhtemelen de öyle olacaktır. Burada Özgür Ozan’ın karaktere kattığı ruhu da es geçmemek lazım. “Light Selami” diye tanıdığımız ve sevdiğimiz Özgür Ozan, Hüsnü Çoban olarak da ekrana ismini yazdırdı. Reyting savaşlarının böyle güçlü olduğu bir zamanda Arka Sokaklar’ı hem başarısından, hem istikrarından dolayı tebrik etmek gerek. Yazıyı bitirmeden de söylemek gerek, biz bu hikayeyi daha uzun süre izleyecek ve sevecek gibi görünüyoruz. 
hürriyet