Global ekonomik krizi değerlendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye zorlukları aşma konusunda önemli eşikleri atlamış, tünelin ucunda ışığı bütün parlaklığıyla görmüş durumdadır, bu bizim için büyük bir sevinç ve mutluluk kaynağıdır” diye konuştu.
Global krizin dünyadaki etkilerinin de yavaş yavaş hafiflemeye başladığı “müjdesini” veren Erdoğan, “Ekonomik göstergeler, bu sıkıntılı dönemin etkilerinin yavaş yavaş azalmaya başladığını ortaya koyuyor, bu son derece sevindirici bir gelişmedir” diye konuştu. Başbakan erdoğan, Ulus’a Sesleniş konuşmasında şu mesajları verdi:
Işık göründü: Türkiye son yıllarda gerçekleştirdiği büyük değişim atılımını kesin bir kararlılıkla sürdürmektedir. Son bir yıl içinde dünyanın içine sürüklendiği son derece olumsuz şartlara rağmen ne hedeflerimizde, ne bu hedeflere yönelik icraatlarımızda bir sapma yaşamadık, bir tereddüt yaşamadık. Milletimizle birlikte inanç ve dirayetle yürüttüğümüz bu çalışmaların doğruluğu her geçen gün biraz daha fazla ortaya çıkıyor. Türkiye zorlukları aşma konusunda önemli eşikleri atlamış, tünelin ucunda ışığı bütün parlaklığıyla görmüş durumdadır, bu bizim için büyük bir sevinç ve mutluluk kaynağıdır.
Kriz müjdesi: Yine sevindirici olan bir başka husus da, yaşanan büyük global krizin dünyadaki etkilerinin de yavaş yavaş hafiflemeye başladığını görmek olmuştur. Bugün dünyanın saygın otoriteleri krizden en hızlı ve en hafif hasarla çıkacak az sayıdaki ülke arasında Türkiye’yi öne çıkarmaktadır. Bizim de tespitlerimiz bu yöndedir, bunu da güzel bir haber olarak buradan sizlere müjdelemek istiyorum.
Hükümet iyi yönetti: Hem ülkemizde, hem dünyada global krizden çıkış yolunda bir seyir içine girilmiş olması ne kadar önemliyse, bundan sonra alınan tedbirlerin, uygulanan politikaların aynı titizlik ve dikkatle uygulanması da o kadar önemlidir.
İyi yönettik
Hükümet olarak bu krizin başladığı ilk günden bugüne iyi bir kriz yönetimi uyguladığımız kanaatini taşıyorum. Nitekim son günlerde bazı uluslararası değerlendirme kuruluşlarının yaptıkları açıklamalar da bu kanaatimizi teyit etmektedir. Krizin ilk işaretlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte tedbirlerimizi almaya başladık, birçok önemli adım attık, 70 ayrı uygulama başlattık, bugün de bu atılan adımların meyvesini alıyoruz.
Ama asla rehavete de kapılmıyoruz, krizin her aşamasını yakından takip ediyor, her aşamada yapmamız gerekenleri gecikmeden yapıyoruz.
Sevindirici gelişme: Yaşadığımız olumsuzlukların gündelik hayatınıza getirdiği külfetleri en aza indirmek için hükümet olarak bundan sonra da tedbirler almaya devam edeceğiz.
Dünyayı sarsan bu büyük krizin ülkemizi etkilemediğini asla söyleyemeyiz. Ancak dünya ülkeleriyle kıyaslandığında, Türkiye’nin bu zor dönemi en az hasarla atlatan ülkeler arasında olduğu da bir gerçektir.
Bizim başından beri söylediğimiz bu husus, şimdi dünyanın önde gelen ekonomistleri ve kredi değerlendirme kuruluşlarının yetkilileri tarafından da ifade ediliyor. Ekonomik göstergeler, bu sıkıntılı dönemin etkilerinin yavaş yavaş azalmaya başladığını ortaya koyuyor, bu son derece sevindirici bir gelişmedir.
Kapasitede sinyal
Rakamlar iyi geliyor: Mesela kapasite kullanım oranlarında son gelen veriler bir ay önceki verilere göre yüzde 3.6’lık bir artış yaşandığını ortaya koyuyor. Mart ayı işsizlik rakamları yüzde 15.8 olarak açıklandı ve orada da bir önceki aya göre az da olsa bir düşüş kaydettiğimiz görülüyor.
Şubat ayından mart ayına iş gücü arzı yaklaşık 342 bin kişi artmış, buna rağmen işsiz sayımız 25 bin kişi azalmış, bu son derece sevindirici bir gösterge. Umudumuz önümüzdeki dönemde bu eğilimin sürmesi, hatta bu iyimser tablonun daha da güzel seviyelere yükselmesidir. (Radikal)
İş dünyası 2010 yılını kaybetmeme telaşında
İSO: Hepimiz üzerinde düşünelim
Tanıl Küçük (İstanbul sanayi Odası Başkanı): 2009 İlk çeyrek GSMH sonuçları 2001 yılını da geride bırakan tarihi düzeyde bir küçülmedir. Hepimizin üzerinde düşünmesini gereken bir noktadır. İlk çeyrek verileri, mali kuruluşlar büyürken, sanayi başta olmak üzere, reel sektörde, iç talepte ve yatırımlarda rekor düzeyde olumsuzluklar yaşandığını ortaya koymuştur. İmalat sanayi katma değeri yüzde 18.5; özel sektör yatırım harcamaları yüzde 35.8 gibi rekor düzeylerde küçülmüştür. 2009’un ilk çeyreği kaybedilmiştir. Daha sonra alınan önlemlerin etkisiyle başlayan nispi toparlanmanın üçüncü ve dördüncü çeyreklerde de devam edeceği kanaatindeyiz. Ancak yılın tamamını büyük olasılıkla, yüzde 5’leri bulan bir küçülme oranı ile kapatacağız. İlk çeyrek büyüme verilerini ve sonraki öncü göstergeleri bir arada değerlendirdiğimizde, tedbir almanın önemi açıkça ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, bundan sonra önemli olan, 2010 ve sonrasını kazanabilmek için süratle yapılması gerekenlere odaklanmak ve ilave önlemleri hayata geçirmektir.
BUSİAD: Tedbirlerde geç kalındı
Mehmet Arif Özer (Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği BUSİAD Başkanı): Birebir ekonominin bulunduğu tabloyu daha net gösteriyor. Bu süreçte ikinci çeyreğin bu kadar olacağını sanmıyoruz. ÖTV ve KDV indirimleri gibi tedbirler ikinci çeyrekte etkisini gösterecektir. Alınan tedbirlerle ikinci çeyrekte küçülme oranlarının yüzde 7-8 olmasını bekliyoruz. Burada şu gerçek ortaya çıkıyor. Tedbirlerin geç alınması bu dramatik tabloyu ortaya çıkardı. Küçülme oranı daha düşük olabilirdi. Tedbir alınacaksa geç kalınmamalı. Otomobilde eski hava kalmadı. Eski canlılığın sürmesi için hurda indirimi acilen hayata geçirilmelidir. Yine tedbirde geç kalınmamalı.
ASKON: Moral bozmayalım
Mustafa Koca (ASKON) Genel Başkanı: Açıklanan rakamlarla ciddi anlamda moral bozmak ve işi yavaşlatmak gerçek anlamda yenilgi kabullenmek olacaktır. Seyir olumluya dönmüştür. Bunu desteklemek gerekir. Hükümete düşen görev de almış oldukları tedbirlerin uygulamasında yüksek dikkat göstererek, yatırımların, kesintisiz devamının sağlanmasıdır. Bunu gerçekleştirebiliriz.
ASO: Yüzde 13.8’lik küçülme çok vahim bir durum
Nurettin Özdebir (Ankara Sanayi Odası ASO Başkanı): Yüzde 13.8’lik küçülme çok vahim bir durum. Fakat beklentiler dahilinde bir rakamla karşılaştık. Zaten bizim oda olarak tahminimiz de yüzde 14’ler civarındaydı.
Türkiye’nin pozitif olarak gelişmekte olan piyasalardan ayrıştığı bir dönemde böyle bir küçülme rakamı gerçekten çok vahim. Ama şunu da unutmamamız lazım; biz 2008’in birinci çeyreğinde yüzde 7.3 gibi büyük bir büyüme rakamı elde etmiştik. Bunun baz etkisi de var. Bu, yaşanmış, geçmiş bir olay.
Yarın üçüncü çeyreğe başlayacağız. Bazı sektörlerde KDV ve ÖTV indirimleriyle sektörlerde olumlu gelişmeler görüldü. Hatta yurtiçindeki üretimleri açısından bazı sektörlerde birinci çeyrekteki rakamlar yakalandı. Bunlar olumlu gelişmeler olarak sayılabilir. Ancak sanayi üretiminin sadece dayanıklı tüketim malları ve otomobilden müteşekkil olmadığınıda hatarlatmakta yarar var.
Yılın üçüncü çeyreğinden itibaren Türkiye’nin 0’ın biraz üzerine çıkabileceğini, dördüncü çeyrekten itibaren de pozitif rakamların yakalanacağını tahmin ediyoruz.
İTO: Yüzde 2 büyümek için çaba sarf etmeliyiz
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, Türkiye’nin yılın ikinci yarısında yeniden büyümeyi yakalamak zorunda olduğunu söyledi. Yılın ilk çeyrek büyüme rakamlarını değerlendiren Murat Yalçıntaş şunları söyledi:
“Özellikle, son çeyrekte ekonomik büyümenin yüzde 2 civarında olması için çaba sarf etmek gerekir. Bu veriler ekonomimizin yılın ilk çeyreğinde çok büyük oranda küçüldüğünü gösteriyor.
Fakat gerekli önlemlerin bugün alındığını biliyoruz. Dolayısıyla, alınan tedbirler doğrultusunda, artık yılın ikinci yarısında yeniden büyümeyi yakalamak zorundayız. Türk ekonomisi, küresel kriz atlatıldıktan sonra, yüksek büyüme temposuna çok çabuk geri dönecektir.”
‘Yabancıların güveni sürüyor’
“Yabancı yatırımcının Türkiye’ye olan güveninin sürdüğü de gözlenmektedir” diyen Yalçıntaş şöyle dedi: “Bu çerçevede, yeni teşvik sistemini de dikkate alarak, yerli ve yabancı sermayenin yüksek katma değerli üretimi ve ilave istihdam imkânlarını devreye alacak yatırımlarını hızlandırmalıyız. Tekrar ifade ediyorum; yılın son çeyreğinde en az yüzde 2’lik bir büyüme performansı yakalamamız şarttır. Bu da Türk ekonomisinin uluslararası alandaki algılanmasını daha da güçlendirecektir.”(radikal)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...