BAŞBAKAN Erdoğan, merakla beklenen konulardaki açıklamasını AKŞAM’a yaptı. 22 Temmuz seçimlerinin ertesi ve yeni cumhurbaşkanının seçim stratejisi Türkiye’de gündemi değiştirecek gibi... Çünkü Erdoğan, 11’inci Cumhurbaşkanı’nı (Sezer’in halefi) yeni Meclis’in seçeceğini söyledi.
ERDOĞAN bu konuda şöyle konuştu: Şu an gerekçeli kararı bekliyoruz. Arkadaşlarım da çalışma yapıyor. Hem Bakanlar Kurulu’nda hem de MYK’da görüşeceğiz. Ama mahkeme kararı bu seçime yansımayacak, ekime kalacak gibi. Görünen o ki yeni cumhurbaşkanını yeni Meclis’imiz seçecek.
ÜSTELİK Erdoğan bu kez Köşk seçimi için “uzlaşma arayacağım” dedi ve devam etti: Kimse kendi dayatmasını şart koşmasın. Bize, ‘tek bir adayı dayatmasaydın, adaylarla gelseydin’ dediler ya, onu da yaparız. Alternatiflerle gideriz. Anayasa’daki şartlara haiz adaylarla uzlaşı ararız.
Liderlere listeyle gideriz
Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı’nı Meclis’in seçeceğini söyledi. Erdoğan, cumhurbaşkanının yetkilerinin daraltılacağını ve ‘güçlendirilmiş başbakanlık’ sistemine geçileceğini bildirdi. Başbakan, Köşk seçiminde uzlaşma arayacaklarını ve bu kez muhalefet partilerine alternatifli bir liste ile gideceklerini açıkladı
Erdoğan, Cumhurbaşkanının Meclis tarafından mı, halk tarafından mı seçileceği tartışmalarına noktayı ANA uçağında koydu. Anayasa Mahkemesi’nin referandum yolunu açan kararından sonra Erdoğan, “Hayırlı olsun” temennisi dışında net bir açıklama yapmamıştı. Erdoğan, kafasındaki planı ANA uçağındaki sohbetimizde açıkladı...
Başbakan’la partisinin Afyon ve Eskişehir mitinglerinden dönüşte İstanbul “varış” yeri olarak planlanmıştı. Erdoğan, Khalid Alireza’nın kızının Dolmabahçe’deki düğününe katılacaktı. Ancak miting programları uzayınca Erdoğan Antalya’ya uçmaya karar verdi. Kendisine gazeteci olarak ben ve Cumhuriyet’ten Oral Çalışlar eşlik ettik. Erdoğan Alireza’yı arayıp düğüne katılamayacağını belirtip kutladı ve “My brother (kardeşim)” diye hitap etti.
ESKİŞEHİR’İ BEĞENMEDİ
İlk soru Çalışlar’dan geldi: “Havayı nasıl görüyorsunuz?” Erdoğan, “Bir-iki istisna hariç, Türkiye genelinde çok iyiyiz. 30 il oldu, 1-2 il dışında manzara memnuniyet verici” diye yanıtladı.
Bence, Afyon çok iyiydi. Ama Eskişehir’den memnun kalmadı. Görevlilere kızdı, küçük bir alan seçtikleri ve otobüsün güzergahını yanlış belirledikleri için eleştirdi. Gittiği her yerde AK Parti bayraklarını ve bilboardlarda AK Parti afişlerini görmeye alışkın olan Erdoğan, Eskişehir’de neredeyse her yerde, CHP bayrak ve reklamlarıyla karşılaşınca sinirlendi. Sanırım, Erdoğan “1-2 il hariç” derken Eskişehir’i de sayıyordu.
Tepkisini de ilginç bir kararla ortaya koydu. Mitinglerinde konuşurken, platformun üzerinde o bölgenin milletvekili adayları da beklerdi. Eskişehir’de bu geleneği bozdu, “Arkamda kimse istemiyorum” dedi ve adaylar aşağıya indirildi. Yeri gelmişken çok açık söylemeliyim ki, eğer Maliye Bakanı Unakıtan’ı bu ilden aday yapmasaymış, AK Parti üç vekillikten belki ancak birini Meclis’e taşıyabilirmiş.
Neyse, biz sohbetimize dönelim... İkinci soru da Oral Bey’den geldi: “Kadın aday sayınız az değil mi, size bir yıl önce sorduğumda daha iddialı hedefler koymuştunuz?” Erdoğan “Tam istediğimiz kadar değil ama yine de büyük aşama kaydettik. En az 30 kadın milletvekili çıkaracağız” dedi. Aynı soruyu yolculuğun sonunda Emine Erdoğan’a da sorduk ve şu yanıt geldi: “Yeterli değil, ama Meclis genelinde kadın vekil sayısı yüzde 4.4’tü. Şimdi yüzde 10’a çıkacak. Daha çok çalışmamız lazım.”
DAYATMA OLMAYACAK
“Sayın Başbakan, Anayasa Mahkemesi kararından sonra bir açıklamanız olmadı. Süreci nasıl görüyorsunuz, Cumhurbaşkanı’nı kim seçecek?” diye sordum. “Gerekçeli kararı bekliyorum. Bir grup arkadaşıma da çalışma yaptırıyor. Pazartesi hem Bakanlar Kurulu’nda, hem MYK’da görüşeceğiz. Görülüyor ki (mahkeme kararı) bu seçimlere yansımayacak, ekime kalacak” yanıtı geldi.
“O halde cumhurbaşkanını Meclis seçecek” dedim. Başbakan da “Evet, görünen öyle. Sanki Meclis seçecek gibi” dedi.
22 Temmuz sonrası için “1 numaralı muhatabının ağzından” tüm Türkiye’nin aradığı yanıtları duyma imkanı bulduk. İşte o açıklamalar: “Uzlaşma arayacağım. Ön kabulüm yok. Önce seçim sonucu belli olsun. Tabloyu görelim. Anayasa’daki şartlara herkes uyacak. Onlar da uyacaklar. Yani kimse kendi dayatmalarını şart olarak koymasın. Azınlığın çoğunluğa tahakkümü de olmasın. Biz uzlaşma ararız. Bize, ‘Tek bir adayı dayatmasaydın, adaylarla gelmeliydin’ dediler ya, onu da yaparız. Alternatiflerle gideriz. Anayasa’daki şartları haiz adaylarla uzlaşma ararız. Ama biz bunu yaparken özel hayatlara girerek dayatmalar yapılması bizi üzer.”
12’NCİYİ HALK SEÇER
Başbakan, çarpıcı açıklamalarına bir yenisini daha ekledi: “Ama bundan sonraki cumhurbaşkanlarını kesinlikle halka seçtireceğiz. Kimin cumhurbaşkanı olacağını bizzat milletimiz sandıkta kendisi seçecek. Yoksa her zaman aynı sıkıntıyı yaşarız. Seçim sürecinde yaşananları gördünüz. ‘367’ şartı ortaya çıktı. Bu sorunların tekrarını önlemek için, yeni yasama dönemimizde bu meseleyi çözeceğiz.”
“Peki bu değişiklikler nasıl olacak?” sorusuna Başbakan’ın yanıtı şöyleydi: “Cumhurbaşkanının yetkilerini daraltacağız. Avusturya ve Finlandiya’da olduğu gibi, gücü daraltılmış bir cumhurbaşkanı olacak. Başbakan’ın gücü artırılacak. Millete hesabı başbakanlar veriyor. Ama her yerden önü kesiliyor. Güçlendirilmiş bir başbakanlık sistemi geliyor.”
İSMAİL KÜÇÜKKAYA
AKŞAM
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...