Taha Kıvanç/Yenişafak
Hayran olunacak adam
Aranızda "Yine mi?" diye soracaklar çıkacaktır; evet yine açıklıyorum: Hürriyet yayın yönetmenine hayranım. Ne yapayım, "Ben ona hayran, sen cama tırman" meselesi...
Ziya Paşa ne demiş: "Atarlar seng-i târizin dırahtı meyvedar üstüne." Bugün kullandığımız Türkçeyle söyleyecek olursam, "Meyveli ağacı taşlarlar..." Türk medyasında hiç geçmeyeceğe benzeyen moda, Ertuğrul Özkök'e saldırmaktır... Nedeni üzerinde siz düşünün artık...
Ertuğrul Özkök Hürriyet'in başında 17. yılını doldurmuş; dün bunu bildirdiği yazısında sevincini okurlarıyla paylaşacağı yerde adını vermediği bir medya patronuyla didişiyordu. Yayın yönetmenliğinin ortalama süresi dünyada beş yıl, Türkiye'de daha da kısa; bırakın 17 yılını doldurmuş biri bunun keyfini çıkarsın, değil mi efendim? Hayır, doyasıya kutlanacak bir olayı unutturup bir başka grubun patronuna lâf yetiştirmeye zorlamışlar adamı...
Hem de şu ifadelerle: "Bir medya sahibi, kendi yaptığı kanunsuzluklar ortaya çıktığı, kamuoyu vicdanına ok gibi saplandığı zaman, yüzsüz bir hırsız gibi başkalarının üzerine çullanmaya, en vicdansız gözü kara iftiraları atmaya başladığı zaman... (* * *) Bilin ki, panik ve kötülük, ruhunun bütün kılcal damarlarına, sinir uçlarına metastaz yapmış demektir. / Bir vicdan zonası beynini kaplamış demektir."
Geçmişinde yalnızca bir yıl genel yayın yönetmenliği bulunan biri olarak onun tecrübe ürünü satırlarına ancak şapka çıkarabilirim. Zaten isim vermediğine göre, herhangi bir medya patronunun onun bu satırlarına üzülmesi gerekmez; özellikle ülkemizin en önemli medya patronu Aydın Doğan üzerine alınmamalı. Hiçbir yayın yönetmeni kendi patronu aleyhinde yazmaz, yazamaz çünkü...
Ertuğrul Özkök, yazıyı kaleme aldığı gün, bakma ihtiyacı duyduğum gazetelerden ikisinde hedef tahtasıydı; sebep, bir gün önceki yazısıydı. İnternette başarıyla uygulanan bir duyuru tarzını Hürriyet'e taşıdı Özkök; yazısının birinci sayfadan anonsunu yazdıklarını okutacak bir gerilim üslubuyla yapıyor... Televizyonda "Az sonra..." uygulaması var ya, onun gibi... "Başbakan Erdoğan geceyarısı beni aradı ve cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ne düşündüğünü anlattı" diyor anons; yazısını çevirdiğinizde, "Başbakan öyle bir şey yapmadı, çünkü yazarları arama âdeti yok" satırlarıyla karşılaşıyorsunuz...
Okudunuz ya, onun da istediği bu zaten...
Akşam'ın yayın yönetmeni Serdar Turgut 'Hanutçu Ertuğrul' başlığını uygun gördüğü yazısında Ertuğrul Özkök'ü ayıplıyor. En hafif cümlesi şu: "Yazarlığa yeni başlayan marjinal kız ve oğlanların kullanacağı türde bir taktik, yaşını başını almış bir yazara yakışmıyor. Benden söylemesi..."
Daha garip bir saldırı ise Cumhuriyet yazarı Cüneyt Arcayürek'ten geldi. İlginç bir takılmaydı, onunki... Okuyalım: "Başbakan dün (önceki) akşam beni arayarak Cumhurbaşkanlığı konusundaki görüşlerini açıkladı' diye yazdı dünkü yazısında Ertuğrul Özkök . Sadece partisinin üst düzey toplantılarında Cumhurbaşkanlığı konusunu tartışan, yakınındaki ideal arkadaşlarıyla görüşlerini açıklayan, dışarıya sır vermeyen RTE; 'Bir akşam Özkök'ü arayıp Cumhurbaşkanlığı konusundaki görüşlerini' açıklıyor. Bu Başbakan'la (TÜSİAD üyesi) bir gazete yöneticisi görüş alışverişinde bulunuyor ve tabii Özkök, dünkü yazısında RTE'nin açıkladığı görüşleri yazmıyor, ipucu vermiyor. Ola ki, dünkü yazı Özkök'ün bugünkü yazısı için bir 'anons!' / Yazsa da öğrensek; RTE'nin Çankaya görüşlerini. RTE, Özkök'e, yine anayasanın cumhurbaşkanlarının nitelik ve yetkilerinden söze girip, en böyyük Türk olduğunu söylemekle mi yetindi acaba? "
Eskilerin 'tecahül-i ârifâne' dediği türden bir takılmaya benziyor. Daha kötüsünü düşünemeyeceğimize göre, Cüneyt Arcayürek'in, Ertuğrul Özkök'ün yazısının sadece birinci sayfadaki anonsunu okuyarak kaleme sarıldığını düşünmemiz gerekecekti.
Saldırılara herhangi bir cevap verdi mi Hürriyet yönetmeni? Hayır, görmezden, işitmezden, okumazdan geldi her zamanki gibi... Onlara cevap yetiştirmek yerine anonim bir medya patronuna tecrübelerini aktarmayı tercih etti...
Haa, şahsına saldırıların yaşandığı gün Sabah'ın manşeti de ilginçti. "Aydın Doğan, 255 milyon dolara aldığı Hilton Oteli'nin arsasına 3 milyar dolarlık dev bir inşaat yapmak için belediyeden resmi talepte bulundu" diyordu Sabah... Haberin devamı da şu: "Aydın Doğan'ın istediği olursa, araziyi aldığı sırada 43 bin metrekare olan kapalı inşaat alanı bir anda 233 bin metrekareye çıkacak. Doğan buraya rezidans, iş merkezi ve otel yapabilecek. Uzmanlar bu inşaatlardan Doğan'ın kasasına üç milyar dolar gireceğini belirtiyor."
Yüce gönüllüdür Ertuğrul Özkök, bu iddiaya cevap vermez...
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...