İsmai Küçükkaya'nın Haberi
Fenerbahçe kaçırdı şampiyonluğu Bursa kaptı, acaba tökezleyen ve çekilen Deniz Baykal'ın yerine Kemal Kılıçdaroğlu tahta oturur mu?
Her yerde bunlar konuşuluyor, tartışılıyor... Fenerbahçe'nin reytingi ve popülaritesi her zaman yüksekti ama sanırım CHP hiç bu kadar gündeme gelmemişti.
Hem Fenerbahçe hem de CHP nasıl da Türkiye'ye benziyor...
İşim gereği CHP'yi dikkatle izliyorum, Fenerbahçe'nin son maçına da gittim, gün boyu bu benzerliklere şaştım kaldım.
ZAFERE İNANMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
Bir grup gazeteci arkadaşla birlikte Ülker'in Şükrü Saracoğlu Stadyumu'ndaki locasında Murat Ülker'le birlikte maçı izlemek üzere pazar akşamüzeri buluştuk. Ben Anadolu Yakası'na biraz daha erken saatlerde gidip, etrafı gözlemek istedim. Sabahtan itibaren Fenerbahçe şampiyonluk havasına girmişti. Zafer şarkıları söyleniyordu. Hatta, iki gün önce bizim arkadaşların çok önemli haberindeki gibi Aziz Yıldırım, henüz büyük maça 48 saat kala işyerine dev Fener bayrağını asmıştı. Yani camia, tepeden tırnağa şampiyonluğa inanmış ve sonuçtan emindi. Bağdat Caddesi başta, bütün Anadolu Yakası'nda gördüklerim şampiyonluğa hazırlıktan çok, ilan edilmemiş zafere olan kesin inancı yansıtıyordu.
Aziz Yıldırım, takımı, ekibini ve taraftarı motive etmek için üç yıl üst üste şampiyonluk vaat etmişti, birinci yılında kupa kaçtı.
Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu'na bakıyorum da 'Acaba?' diyorum, acaba bunun arkasında ne yatıyor?
Yokluğu hissedilen etkili muhalefetin bulunduğuna olan güven mi, AKP yorgunu olanların bel bağlayacağı taze umutların yeşertilmesi mi, ne olursa olsun değişim gelsin diyenlerin ısrarı mı?
Gerçekten toplumda böyle bir rüzgar var mı, yoksa hiç göremediğimiz yeni bir takım kurgularla mı karşı karşıyayız...
İnanın bilmiyorum, gözlemlerim var, kuşkularım da...
Ya işler ters giderse?
Dört ay içinde bir referandum, en geç bir yıl içinde genel seçim var. Sonuçlar beklendiği gibi gelişmezse?
Acaba bunlar düşünülüyor mu?
Futbolun altın kuralıdır, bence hayatın da: Sezon hazırlıklarına erken başlayabilirsin ama erken form tutarsan sezonun ortasında dökülür, finişe ulaşamazsın. Form tutmanın optimum bir zamanlaması ve dengesi var.
AZİZ YILDIRIM'A BAK DENİZ BAYKAL'I ANLA
Aziz Yıldırım, herhangi bir kurum, şirket, kulüp veya oluşum için 'güçlü bir lider profili' sergiliyor. Mücadeleci birisi. Bu lider modeli, rakipler tarafından sevilmez, itici bulunur. Kolay lokma değildir. Hani siyasette yapılır ya 'ikinci tercih araştırmaları'... Aziz Yıldırım karakterindeki yöneticilerle ilgili dış çevrede geniş bir hoşnutsuzluk hatta nefret halkası bulunur. Ama kendi tabanlarında tam aksine çok sağlam bir zemini muhafaza ederler. Taban liderle özdeşlik kurar.
Deniz Baykal da böyle bir lider...
Talihsiz bir olay yaşadı, tuzağa isyan etti, çekildi, doğru olanı yaptı. Ama pes etmek istemiyor, tabanı ona sahip çıksın diye bekliyor.
Baykal'ın öngörmediği bir gelişme yaşandı, Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığa aday oldu.
Futbola benzetirsek CHP tabanı şampiyonluk bekliyor.
Siyasette sihirli kelime 'iktidar'dır. Örgüt, Meclis grubu, parti yönetimi ve seçmen iktidara gelmek ister. Siyaset iktidar için yapılır. Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu için bir hava esiyor. Merkez medya sosyal demokratların yelkenlerine rüzgar üflemeye başladı. Dengeler değişebilir.
ANLADIK Kİ SİYASETİ ÖNDER SAV YAPIYOR
Aziz Yıldırım, çok uzun zamandır 'değişim' baskısı ile karşı karşıyaydı. Baykal gibi... Deniz Bey başına bu skandal gelmeseydi, kurultayda ekibi değiştirecekti, bundan nasibini en başta Önder Sav alacaktı, çok açık. Sav'ın bugün Kılıçdaroğlu'nu desteklemesi manidar. CHP'nin yaşaması gereken değişim Kemal Kılıçdaroğlu ile sınırlı değil, olamaz. Şimdi görülen, Kemal Bey'in yanında Önder Sav. Bir kere daha anladık ki; yıllardır Türkiye'de gerçek siyaseti Önder Sav yapıyormuş, her koşulda yönetimde kalabilmek... Acaba bu defa da başaracak mı?
Peki bundan sonra Fenerbahçe'de ve CHP'de neler olur?
İkisinin geleceği de liderlere bağlı.
CHP'nin kaderi hiç olmadığı kadar Baykal'ın elinde.
Vereceği karar ve takınacağı tutumla, CHP'yi bölebilir de iktidara taşıyabilir de.
Aday olmak isterse Gandi Kemal'i kurultayda ezer ama CHP küçülür.
Kılıçdaroğlu'nun karşısına başka bir aday çıkarsa Kemal Bey kazanır ama parti bölünür.
Partiyi tek parça halinde tutmak ve referandum sürecini, seçim dönemini başarıyla geçirmek siyasal akıl ve basiret istiyor. İş Baykal'a düşüyor.
Aynı şey Aziz Yıldırım için de geçerli.
Siyasette de futbolda da gidip dönmek oyun kurallarında mevcut. Baykal da Yıldırım da bunu tecrübe etmiş isimler. Şimdi her ikisi de karar arifesinde. Kalıp savaşmak da var, savaşmadan kazanmak da... Bakalım neler olacak...
akşam
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...