Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz, darbe girişiminin ardından yargıda yaşananları anlattı. 15 Temmuz'un hemen sonrası 2 bin 740 hâkim ve savcı hakkında verilen açığa alma kararının, darbe girişimi olmasaydı 2016 sonbaharında zaten alınacağını vurgulayan HSYK Başkanvekili Yılmaz'ın mesajları özetle şöyle:
Biz 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından saat 01.30'da Hâkimevi'nde toplandık, gelişmeleri takip ettik. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, gece saatlerinde 2 bin 740 hâkim ve savcı ile ilgili soruşturma başlattı ve gözaltı kararı verdi. Sabah saatlerinde soruşturma listesi HSYK'ya ulaştı. Olağanüstü toplandık. 3. Daire, derhal soruşturma izni verdi. 2 Daire, müfettiş ön raporu uyarınca 2 bin 740 hâkimin açığa alınmasına karar verdi. Kamuoyunun kafasını karıştıran şu: Bu kadar isim bir gecede nasıl tespit edildi? Elbette bir gecede tespit edilmedi.
2014'te göreve başlar başlamaz, yargıdaki FETÖ yapılanması ile ilgili bir soruşturma başlattık. 6 müfettiş bu soruşturmayı yürütüyordu. Yine Ankara Adliyesi'nde FETÖ yapılanması ile ilgili önemli bir soruşturma da yürütülmekteydi. 15 Temmuz kalkışması olmasa bile biz muhtemelen 2016'nın sonbaharında FETÖ mensupları ile ilgili savunmaları alıp disiplin soruşturmasını ileri aşamaya taşıyacaktık. Yani 16 Temmuz'da, 2 bin 740 hâkim ve savcı hakkında verilen açığa alma kararı, darbe olmasa da sonbahar gibi verilecekti."
"Silahlı terör örgütü suçlamasıyla gözaltına alınmış bir hâkimi göreve devam ettirebilir misiniz? Bu kişiyi aklanıncaya kadar görevinden uzaklaştırmak zorundasınız. Halkın inancını zedelememe ve yargıya güven için önemli bir adım bu. Hızlı olmasının sebebi, soruşturmanın 2014'ten beri devam etmesi ve o gece silahlı terör örgütünün açık seçik ortaya çıkmasıdır. Daha sonra çıkarılan ilk kanun hükmünde kararname ile FETÖ ile iltisaklı tüm kamu görevlilerinin meslekten ihraç edileceği hüküm altına alındı. Biz de bu hüküm uyarınca açığa aldığımız hâkim ve savcılar yönünden ihraç sürecini başlattık ve ilk etapta 3 bin 581 hâkim ve savcıyı ihraç ettik."
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen çok sayıda hâkim ve savcı itirafçı oldu. Halen de bu itiraflar devam ediyor. Bugüne kadar itirafçı olup da mesleğe döndürülen tek bir isim bile yoktur. HSYK Genel Kurulu'nun bu konudaki düşüncesi net. İtirafçıların mesleğe iadesi söz konusu değil. FETÖ ile iltisaklı hiçbir hâkim ve savcı kesinlikle mesleğe dönemeyecek. Ancak etkin pişmanlık hükümleri kendisine ne tür imkânlar verdiyse bunlardan yararlanacaklar. Üst düzey birçok itiraf oldu. Benden önceki HSYK Başkanvekili, kurul üyeleri itiraflarda bulundu. Bunlar son derece önemli. Kamuoyunda şöyle bir yanlış algı var: "Bilmediğimiz ne söylediler?" Bilinen şeylerle insanların yargılanması mümkün değildir, bilinen şeylerin mahkemede açık seçik belgelenmesi önemlidir.
Bir insana 'Aleyhinde delil yok ama ben senin katil olduğunu biliyorum, o yüzden sana mahkûmiyet veriyorum' da diyemezsiniz. O şahsın suç işlediğini delillendirmeniz gerekir. Bu itiraflar ve etkin pişmanlık içeren sözler, örgüt üyeliğinin delili ve diğer örgüt üyelerinin deşifre edilmesi için son derece önemlidir. Soruşturmayı yapan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, itirafların itiraf mahiyeti taşıyıp taşımadığını çok iyi bir süzgeçten geçiriyor. İfade sebebiyle etkin pişmanlıktan yararlanmaya yakın bulunanlar tahliye ediliyor. Ama elektronik kelepçe gibi yöntemlerle takip altında tutuluyorlar. Yüzeysel ifadeler ise savcılar tarafından değerlendirilmiyor. Bu kişiler tutuklu kalmaya devam ediyor.
"Daha önceki açıklamalarımızla kimseye oyun kurmadık. Sadece samimi ve içten olarak, örgüt üyesi olmaktan pişman olanları yasadaki etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırmaya davet ettik. Yine samimi olarak itirafta bulunanların durumunu HSYK Genel Kurulu'nda değerlendireceğimizi ve gerekirse iadeyi bile tartışabileceğimizi söyledik. Daha sonra yaptığımız değerlendirmede, HSYK Genel Kurulu, itirafçılara iade kapısını tamamen kapattı. Bugüne kadar etkin pişmanlık gösteren kimseyi göreve iade etmedik, etmeyi de düşünmüyoruz. Biz FETÖ şüphelisi hâkim ve savcıları etkin pişmanlıktan yararlanmaya davet ederken samimiydik. Birilerini kandırmak aklımızın ucundan bile geçmez."
"Avrupalı muhataplarımıza itirafları satır satır okudum. Kumpas dava ve soruşturmaları sırasında yaşananları, dosyaların nasıl karara bağlandığını, seçim ve mesleğe kabul süreçlerinde yaşanan usulsüzlükleri anlattık. Bu ülkede 2.5 milyon kişinin hukuksuz olarak, 2007-2013 arasında dinlediğini ifade ettik. ‘Tüm bunların Avrupa'da olması durumunda yer yerinden oynar' dedik. Bir hâkimin kararını örgüt liderinden aldığı talimatla vermesi, tüylerimi diken diken etti. O kararlardan utanç duydum. O itirafları okuyup da hukuk adına hicap duymayanın hukukçuluğundan şüphe ederim. Avrupa'yı Avrupa yapan değerler; bağımsız yargı, tarafsız yargı, insan hakları, adil yargılama. Bunlar bizim de değerlerimiz. İnsan hakları açısından, tarafsızlık açısından da adil yargılama hâkim-savcı etiği açısından da Avrupalı meslektaşlarımızın hiç altında değiliz. Buna rağmen üyeliğimizin askıya alınmasına karar verdiler. Hem de hiçbir hukuki gerekçe göstermediler. Maalesef Avrupalı muhataplarımızın konuya siyasi yaklaştığını gördüm."
"Artık yargıda kumpas devri, uydurulmuş delillerle hükmetme dönemi sona erdi. Teşkilat azımsanmayacak sayıda, 4 bine yakın sayıda FETÖ'cüden arındırıldı. Hızla eksikliklerimizi tamamladık. 5 bine yakın yeni hâkim ve savcı mesleğe adım attı. Hâkim ve savcı da hata yapabilir. İstinaf, temyiz, itiraz gibi müesseseler o nedenle vardır. Eğer vatandaş yaptığı itirazın dikkatlice inceleneceğini ve tarafsızca karar verileceğini bilirse huzur içinde bekler. Geçmişte yargının her makamı FETÖ terör örgütü tarafından işgal edildiğinden temyiz ve itiraz gibi kanun yolları adalete uygun işlemiyordu. Siz bunları işler hale getirirseniz, hâkim savcıyı özgür kılarsanız, kararlar adil olacak, adalete olan güven hızla yukarı doğru çıkacaktır. Tarihin en büyük yargıç olduğunun farkındayız. Bu nedenle tarihe başımız dik olarak geçmek istiyoruz. Yargı teşkilatını tekrar güvenilir ve inanılır kılmak istiyoruz. Başka çaba içinde değiliz."
"Çok büyük bedel ödedik. Bu bedeli ödeyen toplumlar bir daha bu yanlışa düşmez. Türk milletinin çok zeki olduğunu düşünüyorum. Bir daha ne devlet ne de yargının hiçbir çete grubunun eline geçmemesi için gereken tüm önlemlerin alınacağına inancım tam. Hâkim ve savcılar da yaşanan bunca deneyimden sonra büyük ders aldılar. Genç meslektaşlarımız da bugünden aldıkları dersle gelecekte yargı teşkilatı içinde FETÖvari oluşumların ortaya çıkmaması için ellerinden gelen gayreti gösterecektir."
"İlk etaptaki ihraçların ardından, FETÖ şüphelisi hâkim ve savcıların itirafları ile yeni bir sürece girildi. Bu itiraflar sayesinde yeni isimlere ulaşıldı.
Bunların sayısı 2 binin üzerinde. Ve bu kişiler hakkında da adli işlem başlatıldı, süreç devam ediyor. Örgütün haberleşme programı ByLock'u kullanan bin 760 hâkim-savcının ismine ulaşıldı. Bu sayı da artabilir. ByLock listelerinde inceleme sürüyor. Toplam bilançoya bakarsak; şu ana kadar 3 bin 581 hâkim-savcı meslekten ihraç edildi, 3 bin 261'inin ihracı kesinleşti.
Bunun dışında, 304 hâkim ve savcı tedbiren görevden uzaklaştırıldı. Açığa alınan ya da ihraç edilen ancak daha sonra itiraz ve yeniden inceleme aşamasında savunmaları inandırıcı bulunup aklananlardan 280'i mesleğe döndü. Bin 200 hâkim-savcıya ilişkin inceleme ise devam ediyor. Bu listenin de gözden geçirilmesinin ardından süreç tamamlanacak. Tabii yeni durumlara göre gerekli her türlü adımlar da atılacaktır."
Sputnik
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...