Kışanak'a özellikle Ekrem Dumanlı'nın ziyaretine ilişkin sorular soruldu. Komisyonda zaman zaman gergin diyaloglar yaşandı. Kışanak, Aytun Çıray'ın 'Dumanlı size geldiği zaman PKK'ya sızan istihbarat elemanlarının listesini vermiş bu doğru mu?' sorusuna tepki gösterdi. Kışanak, bu kişilerin 5 dakika görüşmek için çok ısrar ettiklerinin kendisine iletildiğini söyledi. Dumanlı'ya 'Düşün bu milletin yakasından dediğini, kalkıp gittiklerini' söyledi.
AA'nın haberine göre Kışanak, 12 Eylül askeri darbesinin mağduru olduğunu, 2 yıl boyunca Diyarbakır Cezaevi'nde kaldığını anlattı.
Her türlü darbeye karşı çok net duruş ortaya koyduğunu vurgulayan Kışanak, bu darbelere karşı mücadele etmenin insanlık onuru olduğunu belirtti.
Bu komisyonun kurulmasını önemsediklerini aktaran Gültan Kışanak, ancak bütün darbelerin yarattığı sonuçları, gerçekleri araştıracak bir komisyon kurulmasının da önemli olduğunu bildirdi. Kışanak, paralel devlet yapılanmasının, FETÖ'nün, darbe kalkışmasını yapanların devletin bazı kurumlarında nasıl örgütlendiklerine, yuvalandıklarına dair somut bilgilerinin bulunmasının mümkün olmadığını ifade etti.
OSLO SÜRECİ VE KCK OPERASYONLARI
Gültan Kışanak, 2008 sonlarında Oslo'da görüşmelerin başladığına dair kamuoyuna yansıyan bilgiler olduğunu, kamuoyu ile paylaşıldığını, "Ölme, öldürme dışında bu işin başka yolu yok mu?" soruları sordukları dönemde, barış çabalarının bir yola girmesinden umutlandıklarını ifade etti.
Bu umutları büyütmek istediklerini, Ocak 2009'da bu işin diyalog yoluyla çözülebileceğinin, PKK'nın ateşkes ilan edeceğinin konuşulmaya başlandığını, ancak bu süreç yaşanırken 14 Nisan 2009'da "KCK operasyonu" adı altında partilerinin Genel Merkez, il, ilçe, belediye örgütü yöneticilerinin tutuklandığını anlatan Kışanak, ilk günden itibaren bunun provokasyon ve barış çabalarının önüne çıkarılmak istenen engel olduğunu söylediklerine işaret etti.
Kışanak, "Bu arkadaşlarımız serbest bırakılıncaya kadar, barış süreci önüne kurulmuş tuzağın önlenmesi gerektiğini, usulsüz dinlemeler yapıldığını, delil üretildiğini, özel mahkemeler aracılığıyla hukuka uygun olmayan yargılamalar yapıldığını anlattık. Çabalarımızdan sonuç alamadık. Komisyona öneriyorum, kanlı darbeye teşebbüs eden bu yapılanmanın gerçek yüzünü ortaya çıkarmak, ülkenin önüne ne gibi tuzaklar kurulduğunu anlamak istiyorsak KCK operasyonlarını kim, nasıl yaptı, hukuk dışı yol ve yöntemlerle, bu yargılamaları nasıl sürdürüldü, haksız yere insanlar 5 yıl cezaevinde nasıl tutuldu, sorgulanması gerekir." diye konuştu.
HABUR SINIR KAPISINDAKİ KRİZ
PKK'lıların, 2009'da Habur sınır kapısından Türkiye'ye giriş yapmasına yönelik süreci anlatan Kışanak, burada bir ifade krizinin çıkarıldığını, birkaç saat içinde bitirilmesi gereken ifadelerin tamamlanamadığını, "Pişmanlık Yasası'ndan yararlanın" denildiğini, kriz yaratıldığını savundu. Kışanak, "Bütün Türkiye bunu duydu, insanlar sokaklara döküldü. Bu bir provakasyondu. Barış sürecini kim provoke etti, hükümet neden sessiz kaldı? Bunun araştırılmasını talep ediyorum. Türkiye'nin önünde bu sorunu barışçıl ve demokratik yollarla çözme fırsatı vardı, heba edildiği için ülkemizde oluk oluk kan akıyor. Darbeci, paralel devlet yapılanmasını provokatif, dış odaklı
görüyorsak, araştırmak zorundayız." dedi.
EKREM DUMANLI İLE GÖRÜŞMENİZ NEYDİ?
Kışanak, konuşmasının ardından özellikle eski Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile yaptığı görüşmeye dair soruları yanıtladı.
Komisyon Başkanı Reşat Petek, "Ekrem Dumanlı ile görüşmeniz neyin nesiydi? Gizli miydi, sizin iradeniz dışında mı deşifre oldu, neler konuşuldu? FETÖ'cü önemli yazarlar seçimlerde HDP'ye destek açıklaması yaptı. Bu değişimi ne ile izah edersiniz?" sorularını yöneltti.
KIŞANAK: GÖRÜŞME GİZLİ DEĞİLDİ
Kışanak, gerçekleri kabul etmek yerine, sürekli algı operasyonuyla sanal alemin içinde ülkenin uçuruma doğru sürüklendiğini ileri sürdü.
Dumanlı ile görüşmesinin, "Gizli saklı olmadığını, gizli saklı olma ihtimalinin de bulunmadığını" savunan Kışanak, "15-20 kişinin olduğu ortamda, gizli görüşme mi yapılabilir? Benim bu görüşme dışında, Fetullahçı yapının herhangi bir kişisiyle, herhangi bir yerde selam vermişliğim, selam almışlığım dahi yoktur. Nerede duracağını bilen, mesafesini koruyan insanım. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı aynı zamanda gazeteciyim. O kadar çok insanı mecburen misafir etmek zorunda kaldım ki bu senin özel evin değil." diye konuştu.
'DAVETSİZ MİSAFİR Mİ?'
AK Parti İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık'ın "Davetsiz misafir mi?" demesi üzerine Kışanak, "Susunuz" diye karşılık verdi.
Kışanak, bu yapılanmayla beraber büyüyen, elini eteğini öpen, oradan onay alarak seçilenler, ekmeğini yiyenler, birlikte yürüyenlerin, geleceği karartan kumpasların ortağı olanların kendisini sorgulayamayacağını belirtti.
Bunun üzerine Petek, Kışanak'a, "Biz sorgulamıyoruz, araştırma yapıyoruz. Böyle derseniz bu davete icabet etmemeniz gerekirdi. Beni sorgulayamazsınız derseniz Meclis iradesine aykırı olur." diye karşılık verdi.
Kışanak ise "Ben genel bir cümle kurdum, üzerinize alındıysanız, söyleyecek bir şey yok." dedi.
Petek de komisyonda birçok konuk ağırladıklarını, ancak komisyonu itham eden kimse görmediklerini ifade etti.
'5 DAKİKA BELEDİYEYİ ZİYARET ETMEK İÇİN ÇOK ISRAR ETTİLER'
Gültan Kışanak'a bu görüşmeye ilişkin milletvekillerinden yoğun soru yöneltildi. Görüşmenin olduğu gün kurum dışında yoğun programları bulunduğunu, özel kalemi ve basın biriminin kendisini arayarak, bu kişilerin 5 dakika belediyeyi ziyaret etmek için çok ısrar ettiğini ilettiğini aktaran Kışanak, şu bilgileri verdi: "Ben de gazeteciyim. Gazeteci olarak gazeteciyi reddetmek hoş olmaz dediler. Programın kaçta bittiğini sordular, '12.30'da dönerim' dedim. Onlar da o saatte gelmişler. Özel randevu almak, özel görüşme yapmak söz konusu değil. Belediyenin iki giriş kapısı var, biri personel, biri başkanlık ve aynı zamanda protokol girişi. O kapıdan girer misafirler. Belediyemizin gizli saklı başka kapısı yok. Sayın Kılıçdaroğlu, Bekir Bozdağ, Beşir Atalay, Erdoğan, herkesin geldiği protokol ve başkanlık kapısından gelinmiştir. Sır görüşme değildir, kıymetsiz görüşme olduğu için haberi yapmadık. Onlar için kıymetli demek ki haberini yaptı. Görüşmeden 1 gün sonra 'Kışanak'a nezaket ziyareti' diye fotoğrafla haber yapmışlar. Bunu, 1 hafta sonra hükümete yakın medya keşfetmiş. Bunun üzerine algı operasyonu yapılmış. Yalanlar, algı operasyonu üzerine gelecek inşa edemezsiniz. Fetullah, cemaat, bu paralel yapıyla uzaktan yakından ilişkisi olma ihtimali olmayan, selam dahi vermeyen bir insan üzerinden bu algıyı yaratmak isterseniz, sokaktaki insan güler. Benim üzerimden bunun tutma ihtimali trilyonda birdir. Bir kere dahi gazetelerini ziyaret etmemiş, hakkımda defalarca yapılmış provakatif haberleri olan yayın organı.
'DÜŞÜN MİLLETİN YAKASINDAN DEDİM, KALKIP GİTTİLER'
Toplam 15 dakika kaldılar, çay içtiler. Belediyeden 3-5 kişi, onlardan da 6-7 kişi vardı. 'Siz, KCK operasyonlarını destekleyen yayınlarınızla barış sürecini sekteye uğrattınız, önünü kestiniz' dedim. 'Hükümet bizi kandırdı' dedi. Ben de 'Hükümet de FETÖ bizi kandırdı diyor. Arada biz mağduruz, canımıza okudunuz, düşün milletin yakasından' dedim. Kalkıp gittiler. Hiçbirinizin söyleyemeyeceği sözleri söyledim. Fotoğrafta, o görüşmede kimlerin olduğu var, ben kim olduklarını bilmiyorum, tanımak zorunda değilim.
'DUMANLI İSTİHBARATÇILARIN LİSTESİNİ VERDİ' İDDİASI
CHP'li komisyon üyesi Aytun Çıray ise Gültan Kışanak'a 'Dumanlı size geldiği zaman PKK'ya sızan istihbarat elemanlarının listesini vermiş bu doğru mu?' diye sordu. Kışanak, soru üzerine "Burada ben belli bir düzey olması gerektiğini düşünüyorum. Bu iddianın algı operasyonun kendisi görüyorum. Ekrem Dumanlı'nın 20 kişinin içinde devletin MİT ajanlarının listesini vermek akla ziyan durumdur. İkincisi olabilir bu haberi neden yapıyorlar tahmin ediyorum bana yönelik provokasyon girişimleri oldu ben bunların hiçbirine düşmediğim için bu bizim gönderdiğimiz ajanları mı bildi diye akıl yürüyüp akılsız haber yapmış olabilirler. Böyle bir liste olması akla ziyan durumdur. Söz konusu değildir. Ajan provokatörlerinin tuzağına düşmemişsem hayatım boyunca açık şeffaf oldum. Bu ülkenin önüne nasıl tuzaklar kurulduğunu kimin ne kadar sorumluluğu olduğunu ciddiyetle konuşmamız gereken konulardır" diye konuştu.
'PKK ADETA ARA VERDİ' DEYİNCE...
Petek'in, 15 Temmuz darbe girişimi günü ve devamında PKK'nın adeta eylemlerine ara verdiğini söyleyerek, bu konuda değerlendirmesini istemesi üzerine Kışanak, böyle bir soruyu esefle karşıladığını ifade etti.
Gültan Kışanak, 3 Ocak 2013'te barış görüşmeleri gündemdeyken, 9 Ocak'ta Paris'te Sakine Cansız ve iki arkadaşının öldürüldüğünü, bunun, açıkça barış süreci önüne konulmuş 3'üncü en büyük tuzak değerlendirmesinde bulunarak, diğer ikisinin KCK operasyonu ve Habur'dan gelen barış gruplarının boşa çıkartılması olduğunu öne sürdü. Hükümetin, bu cinayetin perde arkasını aydınlatmadığını vurgulayan Kışanak, komisyonun, bu konuyu da ele alması, Paris cinayetinden yakalan Ömer Güney'in, Türkiye'de kimlerle irtibatlı olduğunu, cinayeti kimin talimatıyla yaptığını, barış sürecinin yeniden yeşerdiği bu süreçte bu kadar önemli cinayetin niye işlendiğini, komisyonun araştırması gerektiğini savundu.
AK PARTİLİ VEKİL: İKNA OLMADIM
AK Parti İstanbul Milletvekili Belma Satır, Kışanak'ın, Dumanlı ile ilgili açıklamasından kendisinin ve kamuoyunun ikna olmadığını bildirdi.
Hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...