İLGİNÇ TESADÜF: BAŞBAKANLIK GÖZCÜ’YÜ “TETİKÇİ” DİYE FİŞLEDİ, DOĞAN GRUBU’NUN BASKI TESİSLERİ BİR ANDA “YOĞUNLAŞTI” VE GÖZCÜ KAPANDI! 

Tam da Genelkurmay’ın medya andıcını “resmi olarak” doğruladığı gün…

Andıç tartışmaları olanca hızıyla sürerken Genelkurmay’dan doyurucu bir açıklama yapılmaması ile bir kenarda saklı tutup beklettiğimiz “haberin yalan olma olasılığının” ortadan kalkıp “medyanın onurunun” kurtulduğu gün…

Şok…

16 yıllık bir çınar, Gözcü gazetesi kapatılıyor.

45 kişilik çalışanın işine son verilmeyeceği, Yayın Yönetmeni Rahmi Turan başta olmak üzere yazarların grubun diğer gazetelerine kaydırılacağı şeklinde “bir parmak bal” eşliğinde bir parmak hareketiyle yayın hayatına son verilen bir gazete.

Sebep kargaları bile güldürecek cinsten: Doğan baskı tesislerindeki yoğunluk…

Doğan Grubu’nun, tesislerindeki yoğunluğu bu şekilde gidereceği şüphe götürmez bir gerçek!

Ama başka şüphe götürmez gerçekler de yok değil;

Örneğin, seçimlerin hayli yaklaştığı…

Örneğin, Doğan Grubu’nun her seçim döneminde iktidarın en büyük adayı ile ilişkilerini iyi götürmeyi her şeyden; evet, kendisini var eden “gazetecilikten” bile, fazla önemsediği…

Örneğin, grup içinde Gözcü Gazetesi’nin Ak Parti hükümetine belirgin ve sert bir şekilde muhalefet yaptığı…

Örneğin, Genelkurmay andıcı ile aynı zamanda ortaya çıkan Başbakanlık andıcında Gözcü gazetesinin “tetikçi” olarak fişlendiği…

Bu kapatma kararının tetikçi fişlemesinin açık edildiği tarihten sonraya denk geldiği gibi.

Evet, alın bunları ve Gözcü’nün yayınına son verilmesi ile birlikte Doğan Baskı tesislerinde yaşanacak rahatlama kefesinin karşısına koyun ve tartın.

Tamam, Gözcü’nün hataları yok mu? Mutlaka var. Özellikle son dönemde bu gazetenin iyi yönetilemediği ve yaşadığı&yaşattığı sıkıntılar piyasaya yabancı olmayan herkesin yakından bildiği şeyler.

Ama yukarıdaki bileşenleri bir araya getirip Doğan Grubu’nun yaptığı açıklamayla birlikte tartıya koyduğumuzda tam da Genelkurmay Andıcının haberinin doğruluğunun gazetecilik adına onurunu yaşadığımız bir günde, muhalif bir sesin yok edilmesinin kabul edilmesi mümkün değil.

Ama sonuçta kazanmak her şeydir. Hele de gücünüzü gazeteci olarak alıp gazetecilik dışındaki alanlara aktarma gibi bir kodlanmışlık içindeyseniz, kazanmak her şeyden de öte bir şey olur.

Ki Doğan Grubu’nun aldığı kararda da olan budur.

Ha, bir gazete muhalifse ve bu yüzden kapatılıyorsa, patron neden yayın politikasını düzeltmez de 110 bin civarındaki tirajı, 16 yıllık geçmişi göz ardı etme pahasına bir gazeteyi kapatır?

Bunu biz biliyoruz. Ama bu konuda açıklama yapması uygun olan kişi Rahmi Turan’dır. Hürriyet yazarlığı bu açıklamayı engeller mi bilmiyoruz. Şimdilik söz Turan’da.

Bekleyeceğiz… Ya Rahmi Turan ya biz… Ama emin olun, gizli kalmayacak.

Çünkü Doğan Grubu unutmuş olsa da, hala bağımsız bir medya var.