DTP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Abdullah Öcalan’ın avukatlarının dün dile getirdiği zehirlenme olayı ile ilgili olarak, "Yapılan açıklama Abdullah Öcalan’ın sağlığına ve yaşamına yönelik bir saldırının olduğunu göstermektedir. Bu doğru ise devletin sorumluluğu altında bilinçli ve planlı cinayet işleniyor demektir." dedi.
Tuğluk, terör örgütü elebaşının sağlık durumuyla ilgili olarak dün İtalya’nın başkenti Roma’da avukatlarınca ortaya atılan iddiaları, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında yineledi.
TUĞLUK'TAN TEHDİT
"Öcalan’a kimyasal ve radyoaktif bir saldırı var ise bunun sonuçlarının hiç kimsenin hesap edemeyeceği kadar ağır olacağı" tehdidinde bulunan Tuğluk, "DTP olarak, Abdullah Öcalan’ın şahsına yapıldığı belirtilen bu saldırının ülkemizin iç barışına yöneltilmiş akıl almaz bir saldırı anlamına geleceğini düşünüyor, ciddi ve tehlikeli buluyoruz" diye konuştu. Tuğluk’un bu sözleri üzerine basın mensupları “Türkiye’yi tehdit mi ediyorsunuz?'' sorusunu yöneltti. Tuğluk, Öcalan’ın Kürt halkı üzerinde çok büyük bir etkiye sahip olduğunu belirtti ve “Böyle bir olay Öcalan’a sempatiyle bakan Kürt halkının büyük tepkisine neden olur. İddia edildiği gibi, Öcalan’a kimyasal ve radyoaktif bir saldırı var ise, -ki bilimsel verilerin böylesi bir sonuç verdiği belirtiliyor,- bunun sonuçlarının hiç kimsenin hesap edemeyeceği kadar ağır olacağını, sorumluluğumuz gereği belirtme ihtiyacı duyuyoruz. Kaygımız ve endişemiz, bu coğrafyada geri dönülemez tahribatların ve yaraların yaşanabileceğidir." dedi.
İddialar üzerine Adalet Bakanlığı’nın dün yaptığı açıklamanın "kaygıları gidermekten uzak" olduğunu öne süren Tuğluk, "Bu iddiaların derhal ve hiçbir tereddüte yer bırakmayacak şekilde araştırma yapılmasını ve sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasını talep etmekteyiz" dedi.
TÜRK-KÜRT SAVAŞI ÇIKARTILMAYA ÇALIŞILIYOR
"Sözettiğiniz elementin özellikleri nedir, biliyor musunuz" şeklindeki bir soruya, bununla ilgili detaylı bilgilerin Öcalan’ın avukatlarından alınabileceğini ifade eden Tuğluk, "Yapılan açıklamadan öğrendiğimiz kadarıyla bu iki maddenin normal bir vücutta bulunması gerekenin 10 katı kadar olduğu ve bunun bir zehirlenmeyi ifade ettiği ve yaşamsal bir tehdit oluşturduğu yönünde, biz bu boyutlarıyla ele alıyoruz" dedi.
Tuğluk, Öcalan’a kimyasal ve radyoaktif bir saldırı olduğu ve böylesi bir durumun "sonuçlarının hiç kimsenin hesap edemeyeceği kadar ağır olacağı" yönündeki sözlerinin Güneydoğu Anadolu’da bir ayaklanma anlamına mı geldiği yönündeki bir soruya ise şu yanıtı verdi:
"Abdullah Öcalan’ın 1999’da uluslararası güçler tarafından temsil edilmesiyle bir Türk-Kürt savaşı yaratılmaya çalışıldı. Aslında Öcalan bunu Türkiye’ye karşı yapılmış bir komplo olarak ifade etti ve ’Türkiye’yi çok sevdikleri için beni teslim etmediler’ dedi. Ben bu kelimelerin aslında Türkiye’deki yetkililer, hükümet çevreleri tarafından iyi düşünülmesi gereken ve anlam biçilmesi gereken belirlemeler olduğunu düşünüyorum. Biliyorsunuz, 1999 yılından itibaren özellikle Abdullah Öcalan’ın çabaları sonucunda beş yıla yakın bir ateşkes süreci yaşandı, bu Türkiye için çok önemli bir tarihi sürecin başlatılması demekti, barışçıl, demokratik, çözümün gelişmesi açısından. Yani uluslararası güçler tarafından Türkiye’nin önüne konulan bir tuzak diyebileceğimiz tuzağı Abdullah Öcalan gördü ve bozmaya çalıştı. O dönemdeki hükümet gerçekten son derece akılcı davranarak, idam cezasını kaldırdı. Türkiye, o zaman çok büyük bir tehlikeyi atlattı. Şimdi geldiğimiz aşamada, şayet Abdullah Öcalan’ın yaşamına yönelik bir olumsuz sonucun ortaya çıkması durumunda gerçekten ve gerçekten Türkiye’yi çok ciddi tehlikeler bekliyor demektir. Kabul edilir edilmez, Abdullah Öcalan Kürt halkı üzerinde etkili bir isimdir, bu bir realitedir, bu bir gerçektir. Herhangi bir olumsuzluğa karşı kendisine sempatiyle bakan bu kesimlerin, elbetteki buna karşı bir tepkisel durumun içine düşmeleri söz konusu olabilir. Zaten biz bu tehlikeyi gördüğümüz için belki 1999’da gerçekleştirilemeyen Kürt-Türk savaşının belki bir planlaması yapılıyor bununla. Bundan kaygı duyduğumuz için bir an önce devlete ve hükümete çağrıda bulunuyoruz. Bunun tedbirleri alınmalıdır. Şu anda yaşanan barışçıl sürecin bozulmasına imkan verilmemelidir diyoruz."
BAKANLIK İDDİALARI DÜN YALANLAMIŞTI
Adalet Bakanlığı, Abdullah Öcalan’ın "toksik metalden" zehirlendiği iddialarına "Abdullah Öcalan’ın sağlık muayeneleri düzenli olarak yapılmaktadır. Bugüne kadar ciddi bir sağlık problemi olmamıştır" açıklaması yaptı.
Adalet Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, 16 Şubat 1999 yılından bu yana İmralı Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda terör suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükümlü olarak bulunan Abdullah Öcalan’ın, avukatlarının bugün Roma’da yaptıkları açıklamalara dikkat çekildi. Bakanlık, "Roma’da basın toplantısı düzenleyen hükümlünün avukatları müvekkillerinden aldıkları 6 saç teline Avrupa’da yapılan metal testinde kronik zehirlenme bulgularına rastlandığını iddia etmişlerdir" diyerek şunları kaydetti:
"İddialar üzerine Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılarak iddianın araştırılması istenmiştir. Abdullah Öcalan Ülkemizde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilen kişilerin yararlandığı tüm haklardan istifade etmektedir. Sağlık muayeneleri düzenli olarak yapılmaktadır. Bugüne kadar ciddi bir sağlık problemi olmamıştır. Hükümlü Abdullah Öcalan’ın avukatlarının, Avrupa Konseyi Delegeler Komitesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Öcalan kararını gündemden düşürme kararının ardından, Roma’daki basın toplantısını uluslararası ilgiyi yeniden hükümlünün üzerine çekebilmek maksadıyla yaptıkları düşünülmektedir."
ANKA,
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...