Türkiye, önemli bir bal üreticisi ve dünya bal üretiminde ikinci sırada yer alıyor. Ancak kaçak yollarla getirilen bal tüketicileri zora sokuyor
Kaçak yollarla dağlık alanlardan katır sırtında ülkeye sokulan ballar, sadece yerli bal üreticilerini zarara uğratmadığı, aynı zamanda insan sağlığını da önemli ölçüde tehdit ettiği bildirildi. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Bahri Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle Van, Hakkari, Ağrı, Iğdır, Kars ve Artvin'den yurda kaçak yollarla sokulan balların hangi şartlarda üretildiğinin bilinmediğini söyledi. İçeriğinde neyin olunduğu bilinmeyen ve dağlardan kaçak yollarla getirilen baların üreticilerin şevkini kırdığını belirten Yılmaz, "En dertli olduğumuz konu kaçak bal. Baraka çadırlar kuruyorlar çoluğundan çocuğundan ayrı üretim yapıyorlar. Yayla yayla gezen 57 bin arıcı muhtelif yerlerde hem üretim yapıyor hem vergisini ödüyor. Kısacası yasal sorumluluklarını yerine getiriyor fakat yurt dışından yolcu beraberinde dağlardan kaçak yollarla gelen ballar bu emeğe saygısızlıktır" dedi.
"Katır sırtında getirilen balın kaçak sigara ve benzinden farkı yok
Yılmaz, İran'dan ve Gürcistan'dan katır sırtında getirilen balın rekabeti öldürdüğünü ifade etti. Kaçak yollarla getirilen balın dışında, otobüs yolcusu gibi yasal olmayan yollarla kaçak bal getirildiğini savunan Yılmaz, şöyle devam etti: "İran ve Gürcistan'dan gelen yanında 5 kilogram bal getirme hakkı var. Bir otobüste en az 40 kişi oluyor ve kişi başına 5'er kilogram getirilince rakam 200 kilogramı buluyor. Sonra bu ballar depolarda biriktiriliyor ve tırlarla başka illerde piyasaya sürülüyor. Ülkemize katır sırtında sokulan bal, sadece üreticiye değil, bu ülkeye de ihanettir. Kaydı olmayan vergisi olmayan, kaçak yollarla dağlardan katır sırtında getirilen ballar aynı zamanda insan sağlığını da tehdit ediyor.
Katır sırtında bal getirilmesi durdurulursa yerli arıcı ürünü zamanında iyi değerlendirilmiş, alın terini heba etmemiş olur. Alın teri bir haktır, bu hakkı gasbetmemek kaçakçıya izin vermek için barkodu olmayan balı kimse almasın. Tüccar, 'kaçak veya başka yollarla gelen balı ben daha ucuza alıyorum sendeki pahalı. Benim dediğim fiyata vermezsen almam' diye konuşunca emeğimiz heba oluyor." Yılmaz, Türkiye'de yıllık ortalama 94 bin ton bal üretildiğini ve ülkenin dünya sıralamasında üretimde 2. sırada olduğunu dile getirdi. Üretilen balların hepsinin patentli olduğunu anımsatan Yılmaz, şunları kaydetti: "Kaçak bal nedeniyle pazarlık payı düşürüyor. Patent yok, vergi yok. Ülkemizde kayıt sistemini kurduk ve her kovanın önünde TR ile başlayan numaraları görürsünüz. Her kovanın kaydı, kodu var. İzlenen bir arıcılık yapıyoruz, gelen balların ne olduğunu biliyoruz. Ballara da çerçevelere de barkodları koyduk. Kaçak balın önüne geçmek için çalışıyoruz. Sıkı denetim veya bal tenekelerinde kesinlikle barkodun mecburi olması lazım. Barkodların taklit edilemeyecek şekilde yapılması için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yeni tedbirler almalı. Bir barkod beş kuruş bile değil. Katır sırtında gelen sonra depoya inan ballar İstanbul, İzmir ve Ankara gibi illere gidiyor. Nakliye sırasında barkodu olmayan bal tespit edilirse ballara el konulup o kişi ticaretten 7 yıl men edilmeli. Başka türlü kaçağın önüne geçemeyiz. Katır sırtında ülkemize sokulan balın, kaçak sigara ve benzinden farkı yok. Çoluğundan, çocuğundan uzakta yaylalarda bal üreten yerli arıcı, katır sırtında yurda sokulan bal yüzünden mağdur oluyor."
"25 yılımı bu mesleğe verdim, istesem de başka iş yapamam"
Ordu'dan, Erzurum'a gelerek yaklaşık 2 bin 200 rakımda arıcılık yapan Mehmet Güler (48), katır sırtında getirilen balların mesleklerini bitirdiğini söyledi. Baba mesleği olan arıcılığın dışında başka bir işte çalışma imkanının olmadığını belirten Güler, şöyle konuştu: "Ailemizin, çocuklarımızın rızkını buraya yatırıyoruz ama onlar çalıyorlar. Vatandaşımıza kaliteli bal üretelim diye yayla yayla geziyoruz. Şu an 2 bin 200 rakımdayız ve burada arıcılık yapmaya çalışıyoruz. 25 yılımı bu mesleğe verdim, istesem de başka iş yapamam. Başka iş yapamayacağımızı bildikleri içinde resmen bizi soyuyorlar. Arıları söndürme şansımız yok, başka iş bulma imkanımız yok. Katır sırtında getirilen ballar sadece bize değil bu ülkeye, devlete ihanettir. Eskiden arıcılar gül gibi geçinirdi şimdi 3-4 bankaya borçluyuz."
Avrupagazete
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...