Meclis'te 'hayır' çıkacağı kanaatindeyim 

Gazetelerin Ankara temsilcileri ile akşam yemeğinde bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ülke gündemi ve ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanlığı sistemi odaklı Anayasa değişikliği sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
Meclis'ten çıkacağını düşünmüyorum. Eğer bu Meclis, 'Ben Gazi Meclis'im', 'Ben Mustafa Kemal Atatürk'e bile Meclis'i feshetme yetkisi vermedim' diyorsa, saygınlığını korumak istiyorsa, 'Ben milleti temsil ediyorum' diyorsa bunu vermez. 15 Temmuz'u yaşamış ve darbe girişimini püskürtmüş bir Meclis ise bunu vermez.

Daha önce referandum yapıldı. HSYK'dan ekonomik ve sosyal konseye kadar pek çok madde değiştirildi. Deniliyordu ki:'Türkiye'de her şey güllük gülistanlık olacak.' Oldu mu? Hayır. Şimdi Anayasa değişikliği geliyor. Amacı ne?

14 yıldır 'Biz şunu yapamadık' dedikleri bir düzenleme var mı? Şimdi bu Anayasa değişikliği neden Türkiye'nin gündemine geliyor? Bir kişinin arzusu üzerine Anayasa değişmez. Var mı toplumsal uzlaşma, yok. İki partinin mutfağında hazırlandı, parlamentoya geldi. Daha ayıp olanı ise metni hiç görmeden imzalayan bir parlamento grubu var. Türkiye daha karanlık bir tablonun içine çekilecektir adım adım.

12 Eylül ile şimdiki dönem arasında hiçbir fark yok. 12 Eylül'de Anayasa değişikliklerine karşı çıkmak yasaktı. Kimse korkudan bir şey diyemiyordu. Şimdi 100 küsur üniversitemiz var, birisi Anayasa değişikliği konusunda görüş dahi bildiremiyor. Neden karanlık sürecin içine sokacak onu da söyleyeyim. Sayın Cumhurbaşkanı, bizimle beraber seçim meydanlarına çıkacak. Aleyhimize bir sürü şey söyleyecek, biz de onun aleyhine söyleyeceğiz. Sonra parlamentoda tarafsızlık yemini edecek. Kargalar bile buna güler. Bu sistemde, işin doğasında tarafsız olmamak yatıyor. O zaman Cumhurbaşkanı adı tartışmalı olur. Cumhurun değil bir partinin başkanı.

Anayasa değişikliklerini bir veya iki partinin tekeline alıp parlamentoda oy çokluğu ile rejimi değiştirme girişiminde bulunmak, demokrasiye ihanettir. Rejim değişikliği, sıradan bir değişiklik değildir. Çoğunluğu olanlar, her istediklerini yapamazlar. Rejimi niye değiştiriyoruz, kimin arzusu üzerine değiştiriyoruz? Bir kişinin arzusu üzerine değiştiriyoruz. Diğer muhalefet partisi niye buna 'Evet'" dedi? O sorunun muhatabı Sayın Bahçeli. Daha önceki konuşmaları var. Bahçeli hangi gerekçeyle böyle bir karar aldı, şahsen bilmiyorum. Türkiye'nin gündeminde başkanlık da yoktu zaten. Birdenbire ortaya atıldı, niçin atıldı onu da bilmiyorum. MHP tabanının da bundan rahatsız olduğunu gayet iyi biliyorum.

OHAL koşullarının olduğu bir ülkede sağlıklı bir Anayasa yapılmaz. İçişleri Bakanı, hepimizi gizli bir toplantı yapıyoruz diye tutuklayabilir. Hâkim hepimizi FETÖ'cü diye tutuklayıp içeri atabilir. 12 Eylül'de askerler sendikaları kapatmak için yargıya başvurdular. Şimdi direkt kapatıyoruz. 12 Eylül koşullarından daha ağır.

Bunun parti kampanyasıyla ilgisi yok. Bu ülkenin demokratları, milliyetçileri, samimi Müslümanları, aydınları, demokrasiden yana olan bütün güçlerinin ortak hareket etmesi lazım. Bu CHP'nin sorunu değil ki, hepimizin ortak sorunu. Demokrasiden yana olanlarla, demokrasiye karşı olanların mücadelesidir bu mücadele. Böyle bir oylama olmamalı. O yüzden biz parlamentoda sağduyunun egemen olacağını ve 330 oyun çıkmayacağını düşünüyoruz. Demokrasiden yana çok sayıda kişi de var. AKP içinde de var, MHP içinde, HDP'nin içinde de var.

Anayasa genel kurula indiği zaman, partimiz adına Deniz Bey (Baykal) konuşacak. Demokrasiyi yok eden bir Anayasa. Dolayısıyla Deniz Bey de ben de arkadaşlarımız da sivil toplum kuruluşları da diğer partiler de hep birlikte çalışması lazım. Fire konusuna inanmıyorum. CHP'den kimse 'Evet' demez. Diğer partilerden de ben büyük ölçüde 'Hayır' çıkacağı kanısındayım.

Umarım geri çekerler. Bir ülkenin parlamentosunda demokrasiden vazgeçilen bir anayasa oylanmaz. Bütün dünya bize gülüyor zaten.

Fethullah Gülen ile herhalde tek görüşmeyen lider benim. Zaten öteden beri bizim en büyük kavgamız bu örgütle değil miydi? HSYK'ya 'Bunu yapmayın' dedik. 'Yargıtay'a 160 militan atadınız, yapmayın' dedik. Şimdi bunları yapan insanların hesap vermesi gerekirken, başkalarına hesap soruyor.

Suriye politikası iflas etmişse sorumlusu siyasi otoritedir. Türkiye'nin güvenli bölge oluşturmasını elbette arzu ederiz. Ama Ortadoğu'daki dengelerin dikkate alınması gerektiğini de defalarca hatırlattık. Suriye demek İran, Rusya, ABD, Almanya demektir. Dengeler dikkate alınmadı. Türkiye, tarihinin en kötü dış politika yenilgisini yaşamıştır. Ortadoğu'da oyun kurucuyduk, bunlar söyleniyordu. Erlerimizi vurdu uçaklar. Kim vurdu, bilmiyoruz. Ortadoğu bataklığının içinde şu anda Türkiye. Türkiye'nin bu bataklıktan çıkmasının süresi en erken 9-10 yıldır.

Sputnik