Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Çankaya'ya mı soracağız" sözlerine muhalefet partilerinden sert yanıt geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, “Gayet tabi soracaksın. Sen padişah mısın?” derken, MHP'li Mehmet Şandır, "Bu sözleri çatışmacı ve aşağılayıcı bir üsluptur. Sorsanız ne olur", DYP'li Saffet Arıkan Bedük, "Hükümet çoğunluğu temsil ediyorum anlayışı içinde hareket etmesi fevkalade yanlıştır", ANAVATAN'lı Mehmet Keçeciler de "Milli politikalarla ilgili köklü değişikler kurumlarda kararlaştırılmalı" tepkisini gösterdi.
Muhalefet partisi temsilcileri Başbakan Erdoğan’ın limanlar hamlesi olarak “Sözlü görüşmeler için de Çankaya'yı mı soracağız ve yahut da ilgili bazı kuruluşlara mı soracağız” ifadelerini ANKA’ya değerlendirdi.
CHP: “SİZ PADİŞAH MISINIZ?”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Erdoğan’a sert tepki göstererek, “Gayet tabi soracaksınız. Herkesten önce Meclis’e soracaksınız Türkiye demokrasiyle yönetiliyorsa Meclis’e soracaksınız. Bütün Avrupa’nın Meclis’leri biliyor ama TBMM bilmiyor.
Hükümetin yaptığının “tek taraflı taviz vermek” olduğunu belirten Öymen, “TBMM yok sayılıyor. Siz padişah mısınız? Meclis’in yetkisini yok saymak Meclisin kararını ve ağırlını yok saymak demokratik bir ülkede olmaz. Bu kadar önemli stratejik ve askeri önemi olan bir konuda bu makamları yok sayacaksınız. Devlet olarak angaje olduğu milli bir davada Cumhurbaşkanını yok sayacaksınız. Böyle şey olmaz. Bu hükümet gidicidir, ne kadar erken giderse o kadar iyi olur” dedi.
ANAVATAN: “KONU MİLLİ DAVA”
Mehmet Keçeciler (ANAVATAN Genel Başkan Yardımcısı):
"Bu milli bir politikadır. Bu milli politikayla ilgili rutin işleri sormaya bilirler ama köklü değişiklik içeren işleri ilgili kuruluşları vardır, kurumlar vardır buralarda kararlaştırmaları gerekir. Bu hükümet etmenin asgari şartıdır."
MHP: “SORSAN NE OLUR?”
Mehmet Şandır: (MHP Genel Başkan Yardımcısı):
"Sayın Başbakan'ın bu yaklaşımını kabul edebilmek mümkün değil. Türkiye'nin bir milli meselesinde devlet politikası haline gelmiş bir konuda Kıbrıs meselesinde karar vermek yetkisi yalnız siyasi iktidarda olmamalıdır. Toplumun tüm kesimlerine ve devlet kurumlarıyla bir mutabakata ulaşmak gerekirdi. En azından siyasi iktidarın elini güçlendirmek için böyle bir mutabakat yapılmalıydı. Sayın Başbakan'ın bu sözleri çatışmacı ve aşağılayıcı bir üsluptur. Türkiye kurumlar ve kurallar rejimi ile yönetilmektedir. Özellikle dış politika konularında fertten ferde politika yürütülmesi yanlış olur. AKP'nin dış politikada takip ettiği bu üslup Türkiye'ye kan kaybettirmektedir. Bu üslup Türkiye'nin elini zayıflatmaktadır. Bu üslup Sayın Başbakan'a yakışmıştır ama Türkiye'ye zarar vermektedir. Suçüstü yakalanmış olmanın hezeyanları. Sorsanız ne olur? Biri cumhurbaşkanı biri genelkurmay başkanı. Sormuş olsanız iktidarınıza zarar mı getirir."
DYP: “TÜRKİYE BU TARZ YÖNETİMİ HAKETMİYOR”
Saffet Arıkan Bedük (DYP Genel Başkan Yardımcısı)
"Türkiye, kurum ve kuralları belirlenmiş bir ülkedir. Hükümet çoğunluğu temsil ediyorum anlayışı içinde hareket etmesi fevkalade yanlıştır. Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren, Türkiye'yi bağlayacak bir kısım politikaların oluşturulmasında ilgili kurumlarla bir araya gelerek fikir birliği içine girmenin ülkenin menfaati bakımından da önemlidir. Meclis'le paylaşılmayan, muhalefetin bilgisine sunulmadan ve ilgili kurumlarla mutabakat sağlanmadan Türkiye'nin geleceği ile ilgili bir kısım taahhütler altına girmenin ciddi bir devlet anlayışı ile bağdaşmadığını görüyoruz. Türkiye bu tarz bir yönetimi hak etmemektedir."
(ANKA)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...