"MİT yetkilisince kullanılan cümle önemli. Bunun anlamı, 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri darbelerinde, doğrudan bağlı bulunduğu başbakanı zamanında uyarmadığı eleştirilerine muhatap olan MİT’in geldiği noktada asker dâhil, devlet içinde hükümeti gayrı meşru yollardan görevden uzaklaştırmayı amaçlayan örgütlenmeleri izlediği ve gerekli makamlara ilettiğidir."
Murat Yetkin/Radikal
MİT, asker içindeki örgütlenmeleri de izlemiş
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın adını saklı tutmak isteyen bir yetkilisi ile dün yaptığım görüşmedeki bir cümle Ergenekon soruşturması ve daha geniş çerçevedeki gelişmelere ışık tutacak türdendi.
MİT yetkilisinin sözcükleri özenle seçerek kullandığı bu cümle, “Konuyla ilgili olarak elde edilen istihbâri bilgileri ilgili makamlara intikal ettirdik” cümlesiydi.
Bu önemli bir doğrulamaydı ve önemi, aslında bir değil iki gazete haberine tek yanıtta verilen bir doğrulama olmasıyla artıyordu.? Bu haberlerden birisi, dünkü Akşam gazetesinde İsmail Küçükkaya imzasıyla yayınlanan “20 subaya Ergenekon sorgusu” haberi idi. Habere göre, üç yıl önce MİT. Hava Kuvvetleri’nde 6’sı kurmay albay düzeyinde olmak üzere 20’den fazla subay, askeri öğrenci ve sivil personeli kapsayan bir örgütlenmeyle ilgili elde ettiği bilgiyi Genelkurmay’a göndermişti. O dönem Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Hilmi Özkök de bu çok gizli bilgiyi Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert’e iletmiş, o da soruşturma başlatmıştı.
Buraya kadar her şey olağandı. Ancak, bu çok gizli bilgi önce İstanbul’daki Harp Akademileri’nde görevli bir yarbayın, ardından da Ergenekon kapsamında yapılan operasyonlar çerçevesinde İşçi Partisi’nde el konulan bilgisayarlardan birinde çıkmıştı.
MİT işte bu sürecin başlangıcında yer alan istihbarat raporunu (muhtemelen önce Başbakan Tayyip Erdoğan’a) ve (muhtemelen o dolayımla) Genelkurmay Başkanı’na iletmiş olduğunu doğruluyordu.
Şemaların bildirildiği de doğrulandı
Aynı doğrulama cümlesine muhatap ikinci haber, Taraf gazetesinde Yasemin Çongar imzasıyla 11 Temmuz’da yayınlanan “MİT’te Ergenekon’un Örgüt Şeması Var” haberi idi. Habere göre beş yıl önce (yani 2003’te) MİT, Başbakan Erdoğan’a, devlet yapılanması içinde de örgütlenen, bugün Ergenekon adı verilen bir gizli yapılanmanın şemasını vermişti. Şemada, aralarında bir siyasi parti genel başkanı olmak üzere siyasiler, işadamları ve gazetecilerin de bulunduğu öne sürülüyordu. Çongar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın “Her kime dokunuyorsa üzerine gidilsin, benim ismim geçiyorsa da gereken işlem yapılsın” demiş olmasının bu soruşturmanın ilerlemesinde pay sahibi olduğunun, “Ergenekon soruşturmasını yürütenlerce” kendisine anlatıldığını da ima ediyordu yazısında.
Burada önemli bir ayrıntı molası vermek durumundayım.
MİT yetkilisinin kullanmama izin verdiği cümle, bu tür bilgilerin ilgili makamlara aktarıldığını söylüyor yalnızca. Yoksa ne zaman aktarıldığını, içeriğine ilişkin ayrıntıların ne olduğunu doğruladığı anlamına gelmiyor.
MİT kaynağından yazılmak üzere daha fazla bilgi istediğinizde, sizi daha fazla bir yere götürmeyen şu ikinci cümleyi alabiliyorsunuz: “Yargıya intikal eden konu üzerine ilave açıklama yapmamız mümkün olmamaktadır.”
Artık izliyor ve bildiriyor
MİT yetkilisince kullanılan cümle önemli. Bunun anlamı, 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri darbelerinde, doğrudan bağlı bulunduğu başbakanı zamanında uyarmadığı eleştirilerine muhatap olan MİT’in geldiği noktada asker dâhil, devlet içinde hükümeti gayrı meşru yollardan görevden uzaklaştırmayı amaçlayan örgütlenmeleri izlediği ve gerekli makamlara ilettiğidir.
Peki bu MİT’in görev alanına girer mi? Eğer konu bir- takım gizli devlet bilgilerinin (bilemiyoruz ama, belki güvenlik sırları da buna dâhildir) bulunmaması gereken ellere geçmesini ilgilendiriyorsa, konu bir ulusal güvenlik sorununa dönüşmüş demektir ve milli istihbarat örgütünün çalışma alanında demektir. Bu aslında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik bir tertip ya da istihbarat zafiyeti varsa açığa çıkarılması, önlem alınması açısından da önemlidir.
Burada ince bir ayrıntı var. Gerçi MİT yetkilisi zaman vermedi ama, aktarıldığı doğrulanan raporlardan birisi 2003, birisi 2005 tarihini taşıyor. İlkinde MİT’in kendi bünyesinden yetişen ilk sivil müsteşa Şenkal Atasagun, ikincisinde MİT’in kendi bünyesinden çıkardığı ikinci sivil müsteşar Emre Taner işbaşında. Yani bu çalışma yöntemi artık kişilerden bağımsızlaşıp kurumsallaşmaya başlamış.
Bu durum, önemli başka gelişmelere kapı açabilir.
Demirel’den bir hatıra: 12 Mart ve MİT
11 Mart 1971 günü, MİT’in efsanevi müsteşarı Fuat Doğu, Başbakan Süleyman Demirel’i Güniz Sokak’taki evinde ziyaret eder. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’dan önemli bir mesaj getirmektedir. Sunay, Demirel’den görevinden ayrılmasını istemekte, bunun sağlık nedenleriyle açıklanmasının daha şık olacağı telkininde bulunmaktadır. Demirel, “Paşam siz ne diyorsunuz?” der; Doğu o tarihte korgeneraldir. Demirel daha iki gün önce, 9 Mart cuntası açığa çıktığında soluğu Köşk’te almış, kötü şeyler duyduğunu, önüne geçmek için alınacak bir önlem varsa, birlikte almaya hazır olduğunu söylemiştir. Ne de olsa Demirel, yüzde 46.5 oyla tek başına hükümet kurmuş AP iktidarının başıdır. Sunay ise, muhalefetteki CHP’nin de itiraz etmediği, asker kökenli bir uzlaşma cumhurbaşkanıdır.
Sunay, “Yok bir şey” der, “Merak etme, ben burada oldukça size bir şey olmaz.”
Demirel, Cumhurbaşkanı ile aralarındaki kırmızı telefona sarılır: Her sefer karşısında Cumhurbaşkanı’nı bulduğu telefonda ses yoktur. Canı sıkılır, Doğu’ya “Siz görevinizin başına dönün” der, “Benim sağlığım yerinde.” Kurmaylarını Güniz Sokak’a çağırır. Sabah kırmızı telefonu bir kez daha kaldırır, yine ses yoktur. Hemen Bakanlar Kurulu’nu toplar, Meclis grup başkanvekillerini de çağırır, onlara durumu anlatır, kaşlar çatılır. Onların yanında Köşk’ü bir daha arar. Özel kalem, bu kez “Cumhurbaşkanımız sizi birazdan arayacak” der.
Demirel ve hükümet üyeleri, Sunay’ın aramasını beklerken, 12 Mart öğlene doğru muhtıra gelir. Muhtıradan birkaç dakika sonra da Cumhurbaşkanı’nın telefonu. Sunay, “Engel olamadım” der. (Radikal, 19 Ağustos 2007)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...