Her 68 çocuktan biri başkalarıyla iletişim kurmayı engelleyen ve zorlaştıran otizm hastalığı riski ile doğuyor. Özel eğitimle kabiliyetleri geliştirilen bu çocuklar, özürlü olmaktan kurtuluyorlar.
Dünya, sinemanın efsane filmlerinden “Yağmur Adam”la tanıdı otizmi… Dustin Hoffman’ın canlandırdığı “Otistik Dahi Raymond” karakteri, otistik bir kişinin kabiliyetlerini güzel bir hikaye etrafında anlatıyordu. Dünyada her 68 çocuktan birisi otizm riski ile doğuyor, her 20 dakikada 1 çocuk otizm teşhisi alıyor. Ancak ülkemizde Tohum Otizm Vakfı’nın yaptığı bir çalışmaya göre hâlâ 10 kişiden 7’si otizmin ne olduğu, belirtileri ve tedavisi tam anlamıyla bilinmiyor.
Otizm en basit tarifiyle, kişinin diğerleriyle iletişim kurmasını zorlaştıran ve engelleyen bir beyin bozukluğunu olduğunu söyleyen Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi’nden Yrd. Doç. Dr. Havva Nüket İşiten, “Beynin farklı bölgeleri bir arada çalışamaz. Doğuştan gelir ve 3 yaşından önce gelişir. Genetik olduğu düşünülmektedir ancak hangi gen deformasyonunun bu hastalığa yol açtığı bilinmemektedir. Tek tedavisi ise erken teşhis ve özel bir eğitim. Bu sebeple uzmanlar, anne babaları ve bakıcıları bebeklerin bakıcılarının belirtilere karşı “çok uyanık” olmaları gerekiyor” diye anlatıyor
BEBEĞİNİZ GÖZÜNÜZE BAKMIYORSA DİKKAT
Normal gelişen bebeklerin, bakıcısıyla sosyal ilişki kurmaya eğilimli olduklarını ve bu ilişkinin yüze bakma ile başladığını söyleyen Dr. İşiten, “Bakmak ve göz teması kurmak, sözcük öncesi çocuk ve bakıcısı arasındaki iletişim biçimleridir ve sosyalleşmenin temelini sağlar. Otizmli çocuklarda ise normal gelişimin duraklaması, gerilemesi ve bozulması söz konusudur” diyor.
Otistik çocukların sürekli özel eğitime ihtiyaç duyduklarını söyleyen Tohum Otizm Vakfı Başkanı Betül Selcen Özer, “Erken teşhis ve haftada en az 30 saat yoğun ve sürekli özel eğitimle otizmli çocukların da hayatlarında büyük fark oluşturmak mümkün. Bu sayede otizmli çocuklar da sağlıklı gelişim gösteren akranları ile birlikte aynı okullara gidebilirler, toplum içinde bağımsız ve üretken olabilirler” diye konuşuyor.
DAHİ DE OLABİLİR
Otizm, belirtileri çok farklı olan bir hastalık olduğuna dikkat çeken Dr. İşiten ise “Otistik kişiler sessiz kalma, zekâ özürlü olma, durmadan el çırpma ya da sallanma gibi ciddi bozukluklar gösterebilecekleri gibi sosyal hayatta dar ilgi odakları olan ve laf ebesi, bilgiçlik taslayan kişiler de olabilirler” diyor.
Dönen parlak nesneler çok mu ilgisini çekiyor?
Dr. Nükhet İşiten, otistik bebeklerin davranış özelliklerini şöyle sıralıyor:
∂ Bebeklikten itibaren göz teması olmayabilir. ‘Bay bay’, ‘baş baş’ gibi jestleri öğrenemez ya da geç öğrenirler. Farklı şekilde kullanabilirler.
∂ Bebeklikte istedikleri eşyaları erişkinlerin eliyle işaret edebilirler.
∂ Kayıtsızdırlar; ismiyle hitap edildiğinde çoğu kez aldırmaz, duymuyormuş gibi davranırlar. Çağırıldıklarında bakmazlar. Bu durum otizmin ilk fark edilen belirtilerindendir.
∂ Tanıdıkları biri de olsa gülümsemezler. Çevreyi gözetlemezler ve taklit etmezler.
∂ Görsel algılamaları genellikle işitselden daha iyidir. Dönen, hareketli, parlak nesneler dikkatini çekebilir.
∂ Genellikle herhangi bir kimse tarafından dokunulmaya, kucağa alınmaya tepki göstererek fiziksel teması reddederek çevreleriyle ilişki kurmaktan kaçınabilirler.
∂ Konuşmaya başlama sıklıkla gecikir. Konuşma anlamlı bir iletişim aracı olacak şekilde gelişmez.
OTİZM HER ZAMAN ZEKÂ GERİLİĞİ DEĞİLDİR
∂ Otistik çocukların bazıları ağır zekâ problemleri yaşarken, bazıları da deha derecesinde üstün zekâlı olabilirler.
∂ İletişim ve dil yetersizlikleri sebebiyle çoğu zaman bu kişilere zekâ testi uygulamak mümkün olmayabilir. Zihinsel engeli ağır olan çocuklarda hastalığın gidişi daha kötüdür.
∂ Ağrıya, acıya, sıcağa ya da soğuğa karşı bazen aşırı hassas, bazen de duyarsızdırlar.
∂ Uyku ihtiyaçları azalmıştır ve geceleri sık sık uyanırlar.
∂ Klişe tarzında konuşmaları tipiktir. Bu sebele konuşma problemleri olsa da reklam metinlerini çabuk öğrenip, ezberleyebilirler.
Oyun oynamayı bilmiyorlar
∂ Duruşlarında, ellerini kullanmada zaman zaman normalden farklı bir görünüm sergileyebilirler. Örneğin parmak uçlarında yürüme, belli hareketleri tekrar etme, tek ayağı üzerinde ileri geri sallanma, kendi etrafında dönme gibi...
∂ İp atlama, dans, yüzme gibi büyük kas motor becerilerin kullanılmasını gerektiren bazı hareketleri taklit etme kabiliyetlerinin çok az ya da hiç olmamasına bağlı olarak daha geç öğrenirler.
∂ Kâğıt kesme, kutu içine küp atma ve ipe boncuk dizme gibi küçük kas motor becerileri oldukça zayıftır.
∂ Kendilerine zarar verici davranışlar, çevresindeki kişilere ve nesnelere karşı saldırganlık ilaç tedavisi gerektirecek düzeyde ciddi olabilir.
∂ Nesnelere ve gündelik yaşamın rutin düzenine bağımlılık gösterirler; küçük değişiklikleri bile dirençle karşılar ve öfke nöbetleri geçirebilirler. Mesela masanın yerinin değişmesi ya da giysi değişikliği gibi…
∂ Nasıl oyun oynanacağını bilmezler; arabaları sürmek yerine sadece yan yana dizmek ya da ters çevirip tekerleklerini döndürürler.
∂ Bazen bir ip parçasına, bir poşete, dönebilen küçük bir nesneye uzun süre ilgi gösterebilirler.
Monoton ve duygusuz konuşuyorsa...
∂ Yaklaşık yarısı 5 yaşına geldiklerinde dahi rahat iletişim kurdukları bir dil geliştiremezler ancak pek çok otistik işaret dili, yazı ve resim tahtaları, bilgisayar gibi araçlarla iletişimlerini sağlayabilirler.
∂ Hafif otistikler 4-5 yaşlarında cümle kurabilirler.
∂ Kimileri durmaksızın, arada şiddetli vurgular, yükselen-alçalan iyi ayarlanamayan sesler ve tonlamalarla ya da kendileri için önemli konularda sürekli tekrarlayarak konuşurlar.
∂ Monoton bir tonda ve herhangi bir duygu yansıtmadan konuşurlar.
∂ Başkalarının duygu ve düşüncelerini anlamakta güçlük çekerler.
∂ Taklide dayalı sembolik oyunları oynamayı beceremezler. Oyun oynayabilenlerde ise karşılıklı oyun gelişmez ya da amaca yönelik oyun kuramazlar.
∂ Kendilerinin başlattıkları aktiviteler sırasında uzun dikkat süresi gösterebilirler ama başka birinin olayına odaklanamazlar.
türkiye
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...