Pavyona Düştük 

Cenk Eren'i 15 yıl önce tanıdım. O zaman Dedikodulu’da sahneye çıkarken
herkes onu izlemek için sıraya girerdi. Aradan yıllar geçti ve Eren’i şimdi de sahibi olduğu Pavyon’da izlemek için sıraya giriyorlar. 25 yıl önce Ankara’da pavyonlarda sahneye çıkarak müziğe başlayan Eren’le evliliğinden Nüket Duru’yla aralarının bozulmasına, yeni projelerinden hayata bakışına kadar birçok şeyi Esin Övet'e anlattı.


Cenk Eren’i dinleyen herkes hayran kalıyor. Neden?

Çünkü iyi bir sesim var ve sahnede başarılıyım. İnsanlara çok saygılı yaklaşıyorum. “Ben starım” diye davranmıyorum. İnsanların gözünün içine bakarak, ellerini tutarak program yapıyorum.

Pavyon nereden aklınıza geldi?

Ben, pavyonlardan gelen bir şarkıcıyım. Türkiye’de pavyona erkekler gider,
kadınlar gidemez. Biz de Tunç Kökkaya’yla Pavyon’un dekorunu bu amaçla
yaptık. Bir tek konsomatris kızlar yok. Onların yerine de cansız manken koyduk. Bu pavyona kadınlar da geliyor.

Çok şöhretli insanlar gelip halay çekip, göbek atıyor Pavyon’da. Ve “Pavyona düştük” diye espri yapıyor.

Aynen öyle. Ne var biliyormusun: 43 yaşındayım, 25 yıldır şarkı söylüyorum.
25 senenin birikimi var. Bence buranın başarısı bu. İşletmeci ve şarkıcı bir Cenk Eren var. Önceden sadece şarkıcı gözüyle bakıyordum. Şimdi yemeği
de sandalyeyi de kontrol ediyorum.

SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK DEĞİLİM

Bugünlere gelebileceğinizi biliyor muydunuz?

Hayatım boyunca şunu söyledim: Bana ilk önce “İyi, saygılı, efendi insan”
desinler, sonra “İyi şarkıcı” desinler. İyi insan değerin olmadıkça iyi şarkıcı olmanın bir önemi yok.

Peki hiç şımarmadınız mı?

Benimde şımarıklıklarım olmuştur ama herkes kadar değil. Sütten çıkmış
ak kaşık değilim. Hatalarım olmuştur.

Sizce Sadıka Sabancı’yla evlilik kararı bir şımarıklık mıydı?

Hiç değildi. Sadece düzgün bir hayata geçişti. “Acaba olur mu?” diye baktığım, beni heyecanlandıran bir şeydi. Evliliğin, çocuk sahibi olmayı istemenin nasıl bir şey olduğunu denemek istedim. Olmadı geri döndük. Geçen seneye bak bir de şimdiye; nereden nereye... Pavyona düştük. (Gülüyor)

Bu süreçte yaşadıklarınızı başka biri yaşasa daha ağır eleştiriler alabilirdi. Siz daha yumuşak bir geçiş yaşadınız...

İnsanlarla olan ilişkilerimi dantel örer gibi ördüm. Ben hayatın bu dünyadan ibaret olmadığını bilenlerdenim. Öbür tarafta hesabını vereceğiz. O korku içinizde varsa bu hayatta mutlu olursunuz.

Gece hayatını çok iyi bilen biri olarak, nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnsanların tavırlarını sahnedeki şarkıcı belirler. Eğer siz doğru, düzgün ve
saygılı olursanız gelenmüşteri de olur. Gece hayatındakimüşteri değişiktir.

Siz gece çıkar mısınız?

Gece hayatım yok. Haftada 4 gece çalışıyorum. Sadece o zamanlar dışarıda
oluyorum. Yani çalışırken...

EĞLENCEM EVDE TÜRKÜ DİNLEMEK

Siz nasıl eğlenirsiniz?

Benim türkü ve fasıl albümlerim vardır. Evde mezeler hazırlayacağım, o albümleri koyacağım... Eğlencem bu.

Nükhet Duru’yla ortaklığınız tamamen bitti mi?

Evet, tamamen bitti.

Neden?

Benim için hayatta dostluklar çok önemlidir. Nükhet için, “Kalbimin bir yarısı, ciğerimin bir köşesidir” derim. Ama o babam öldüğü zaman sadece bir mesaj çekti. Cenazelerden hoşlanmadığını söyledi. Anlayabiliyorum, bazı insanlar kötü olurlar. Fakat ne enteresandır ki, çok sevdiğim dostum Erkan Özerman’ın annesi babamdan 10 gün önce vefat etmişti ve Nükhet Hanım camideydi. 10 gün sonra evime gelebilirdi. Ama 18 gün sonra telefon edip, “Ne haber canım, toparladınmı?” dedi.

TANJU OKAN ŞARKILARI SÖYLEYECEK

Albüm yapacak mısınız yeniden?

Evet, bir proje var. Tanju Okan şarkılar okuyacağım. Mayıs sonu gibi çıkacak.
Bu arada 1 Şubat itibari ile Set Kebap’ın da işletme ortağı oldum.

Artık ticarete iyice ısındınız...

Evet evet... Şarkıcı, kebapçı, pavyoncu Cenk Eren oldum. İşletmeciliği sevdim. Şimdi de eylülde My Pavyon’a çok yakın bir yerde ‘My Sulukule’yi açıyorum. Ama bu kadar; dahasını anlatmam.

Siz ailenize de bakıyorsunuz bildiğim kadarıyla.

Ömrümün sonuna kadar, son nefesime kadar aileme destek olurum. Onlar
bu yalan hayatın içindeki tek gerçekler. Ailem için gözümü kırpmadan canımı
veririm. Şan, şöhret, para, pul bunların hepsi gelip geçici şeyler. Önemli olan
insanları kırmadan, günah almadan öbür tarafa gitmek

Pavyon’a metroyla gidiyorum’

Bunca yıldır çalışıyorsunuz. Nasıl bir birikiminiz var?

Uzun yıllardır sahnedeyim evet. Ama hiçbir zaman çok büyük paralar kazanmadım. Kazandım, kazandıklarımla da aileme, kendime baktım.
“Cipe biniyorsunuz” diyorlar, ama o cip o kadar eski ki, satamadığım için
mecburen biniyorum. Cihangir’de iki oda bir salon evde oturuyorum. Ben
başka bir şeye yatırım yapıyorum. Yeğenim iyi bir üniversitede okuyor.
Öbür yeğenim başka bir şey yapmak istiyor. Ben bunlarla uğraşıyorum.
Benim derdim son model cipe binip, Boğaz’da yalı dairesinde oturmak değil.
Manzarası olmayan evimde huzurlu olmak bana daha büyük mutluluk veriyor. Mesela, trafik olduğu zaman metroyla Pavyon’a gidip sahneye çıkıyorum. Metro’da bir de sohbet ediyorum insanlarla. Bundan büyük mutluluk var mı? Eğer kendini kasarsan sıyırırsın kafayı.