TGRT Haber'de yayımlanan programa katılan Eski AK Parti milletvekili Şamil Tayyar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na açılan soruşturma ve davalar, CHP’li Belediye Başkanları’nın tutuklanması, yemek eleştirmeni ve akademisyen Vedat Milor'a kent lokantası ziyaretiyle ilgili başlatılan inceleme konularında çarpıcı bir açıklama yaptı.
Tayyar, şunları söyledi:
"BUNUN SİYASETEN BİR KARŞILIĞI OLACAKTIR"
Kuşkusuz bunun bir siyaseten karşılığı olacaktır. Bazen hani arkadaşlar şunu söyleyebilir ya iyi güzelde kardeşim ya bu insanlar da yanlış yapıldığında, bunlar da hani görünmesin canım… Burada tabi ölçü şu. Hepsi art arda geldi şimdi ya güzel kardeşim güzel de yani bu CHP'li belediyeler bunu yapıyor da hiç mi MHP'li belediyede ya da Ak Partili belediyede bu tarz yanlışlar olmuyor, onlarla ilgili iddiaların üzerine gidilmiyor da niye bunlar oluyor gibi bir karşılaştırma oluyor.
"SİYASET AKLININ DEVREYE GİRMESİ LAZIM"
Şimdi bunlar olurken bir bakıyorsunuz bir gurme ile ilgili inceleme başlıyor. İşte kent lokantasında Vedat Milor. Şimdi ya doğrudur yani usulen ona bir itirazım yok. Yani CİMER'e bir şikâyet olabilir. Şikâyet üzerine bir inceleme başlatılıyor. Bakan Yardımcısının açıklamasını okudum. Mantıklı geliyor orada bir şeyim yok yani. Siz de bir bilgi verin deniyor ama işte burada siyaset aklının devreye girmesi lazım. Yani usulde bir problem olmasa yani şimdi o kadar şey üst üste oturdu ki şimdi bunu normal bir vatandaş sizin gibi algılamayabilir bunu. Bakın gördünüz mü şimdi kent lokantasında yemek yiyen, orada bir yorum yapan, işte kent lokantası sonuçta bir kamu kuruluşu sayılan bir belediyenin iştiraki ya neyin reklamı olacak kardeşim falan gibi bunu da diğerlerinin üstüne eklemleyip size bir paket halinde bir eleştiri paketi olarak sunabilir.”
"BEN BİRAZ ÖLÇÜNÜN, AYARIN VE DOZUN KAÇMAYA BAŞLADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
Tayyar, şöyle devam etti:
“Şimdi burada yakalamak mı koparmak mı o aradaki ince dengeyi kaybettiğinizde kopar ve elinizde de kalabilir. Onun için siyaseti biraz da yılan yakalama oyununa benzetirdim. Burada ben biraz ölçünün, ayarın ve dozun kaçmaya başladığını açıkçası düşünüyorum.
“DOSYALARIN SAYISI ARTTIKÇA İMAMOĞLU’NUN ADAYLIK İHTİMALİ GİDEREK ARTACAK"
Birisi şöyle bir yorum yapmıştı dedi ki maşallah elbirliğiyle hepiniz İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı yapacaksınız. Oysa biz İmamoğlu'nu bu soruşturmalarla ve bu dosyalarla konuşmak yerine bunlar olmasa ve su kendi mecrasında aksaydı metrobüsleri, metroyu, İstanbul'un diğer çilelerini konuşacaktık. Bunların hepsi örtüldü, kapandı ve İstanbul'un gündelik hayatına ilişkin yaşanan hiçbir zorluğu hiçbir televizyon kanalında duymuyorsunuz. Biz de konuşmuyoruz, başka yerlerde de konuşulmuyor ve davalar. Ve bu davalar aslında İmamoğlu'yla ilgili itirazların üzerine örtüyor aslında bir başka bir mantıkla baktığınızda şunu da söyleyebilirsiniz. Komplo teorisi kurarsanız ya acaba birileri İmamoğlu'nu mu koruyor? Yani bu kadar dosyayla İmamoğlu'nu mu korumaya çalışıyorlar? Çünkü İmamoğlu'yla, İstanbul'da yaşanan zorluklar arasındaki gerçeklik bağı bu dosyalarla örtülüyor ve biz İmamoğlu'nun gündelik hayattaki zorluklarla ilgili İstanbul'da sorumluluğunu hiç konuşmuyoruz mesela. O nedenle ben bu dosyaların sayısı arttıkça İmamoğlu'nun adaylık ihtimalinin giderek artacağını düşünüyorum.”
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...