Dünyanın en saygın eğitim kurumlarından birisi olan Cambridge Üniversitesi’nde obezite araştırmaları yapan beslenme uzmanı Zoe Harcombe, beslenme ve kilo verme hakkında şimdiye kadar bilinenlerin tümünü çürüten bir kitap yazdı. ‘Obezite salgını’ isimli kitapta, lifli gıdaların söylendiği gibi yararlı olmadığı, diyet otoritelerinin tavsiyelerinin de gerçeği yansıtmadığını öne sürüyor. İşte çok tartışılacak kitapta yer alan satır başları:
Tavsiyeler değişti şişmanlık patladı
Harcombe’ye göre obezite sorunu, bizim yaşam tarzımızla değil, ne yediğimizle alakalı. 70’li yıllara kadar İngiltere’de obez insanların nüfusa oranı yüzde 2 civarındaydı. Ancak 2000’e gelindiğinde bu oran yüzde 25’e çıktı. Bunun sebebi, 1983 yılında diyet tavsiyelerini değiştirdi ve obezite şaha kalktı. Eski diyet tavsiyesi un ve hububat üzerine kuruluydu bunları yiyenler şişmanlar, en fazla şişmanlatan ise şekerli gıdalardı. Büyüklerimiz bize ciğer, yumurta gibi şeyleri yememizi, sebzelere tereyağı koymamızı telkin ederlerdi. Şimdi “U” dönüşü yaptık.
Karbonhidrat ve nişastayı kesmeyin
Harcombe’a göre karbonhidrat ve nişastalı yiyecekler vücutta glikoza dönüştürülür. Bu süreç sayesinde vücut insülin salgılar. İnsülin bilindiği gibi vücudun yağ deposunu çalıştıran ana aktörlerden birisidir. Karbonhidratı kesmek vücuttaki yağları yakmanın da önünü tıkar.
Fazla kalori yakmak işe yaramaz
Bu kadar basit olsaydı günde 500 kalori alarak haftada yarım kilo zayıflamak mümkün olurdu. Ancak insan normal yemek alışkanlığının dışına çıktığında yani daha az gıda aldığında vücudun “kıtlık” mekanizması devreye giriyor ve aldığımız gıdanın bir kısmı enerji olarak depolanıyor. Yani az kalori almak vücudun daha az kalori yakması anlamına geliyor. Kilo vermek için önce vücutta yağ yakımına imkan veren ortamı yaratmaktır. Bu durum da kalori alımını düşürmeden karbonhidrat alımını sınırlamaktan geçiyor. Bunun için de et, balık, yumurta ve sebze gibi gerçek besinlere ihtiyacımız var.
Aşırı spor kilo verdirmez
Denemeye bile kalkmayın. Fazla egzersiz acıkmanıza ve daha fazla yemek yemenize neden olur. Eğer egzersiz yaparak kalori yakıp yağlarınızdan kurtulacağınızı sanıyorsanız bir kere daha düşünün. Harcombe’a göre, aşırı spor yapmak vücuda daha fazla zarar verir. Acıkıp normalden daha fazla karbonhidrat ihtiyacı duyarsınız.
Yağlar zararlı değildir
Gerçek yağlar bizim için zararlı değildir. İşlenmemiş hayvansal yağların 100 gramında 2.3 gram doymamış, 1.5 gram da doymuş yağ bulunmaktadır. Yağ vücudumuzdaki her bir hücre için hayati öneme sahiptir. Bu olmasa yağda çözülen A, D ve E vitaminlerini vücudumuz yeteri derecede ememez. Böylece görme, kemik dayanıklılığı, ruh sağlığı, kanser, damar tıkanıklığı ve kalp sorunları yaşarız. Gerçek yağ almazsak vücudumuz hayati derecede önem taşıyan vitaminlerin hiç birini absorbe edemez.
Doymuş yağ-kalp ilişkisi
Harcombe’nin araştırmalarına göre doymuş yağın tek başına kalp hastalığına neden olduğunu gösterir bir tane bile bilimsel veri yok.
Lifli gıda tezi yanlış
30 yıldır lifli gıdaların tokluk hissi vererek sindirim sistemini çalıştırdığı söyleniyor. Ancak Harcombe’a göre bu doğru bir fikir değil. Sindirim sisteminin sürekli çalışmasının vücudumuzu temizlediği söyleniyor. Ancak vücut için gerekli olan mineraller, yediklerimiz bağırsaklarımızda iken vücudumuz tarafından absorbe ediliyor. Lifli gıdalarda ise mineraller vücuttan hızla atılıyor.
Zayıflamak isteyen meyve yemesin
Kilo vermek isteyenler kesinlikle meyveden uzak durmalı. İçindeki şekerler vücudumuzda yağ olarak kalır. Günde 5 öğün meyve ve sebze olgusu Amerikalı meyve ve sebze firmalarının pazarlama kampanyasıdır. Meyve ve kanser oluşumu arasında hiç bir bağlantı bulunamamıştır.
Sebzeleri tereyağı ile yiyin
Harcombe’a göre sebzeler vücut için çok yararlı. Ancak tereyağı ile alındığında. Tereyağı bu gıdalardaki vitaminin vücut tarafından emilmesini sağlar. Ancak meyvelerde bulunan şeker, karaciğeri yorar ve vücutta yağ olarak birikir. Şeker ancak et, balık yumurta ve süt mamulleri sayesinde vücuttan atılır. Etteki vitamin ve mineraller meyvelerdeki vitamin ve minerallerden çok daha iyidir.
Kolesterol kötü bir şey değil - Harcombe buna kesinlikle karşı çıkıyor. Ona göre yüksek kolesterol kötü bir şey değil. Tansiyon verileri 1.79 metre insanlar için hesaplanmıştır. Aslında bunun 1.65 boyundaki insanlar olarak hesaplanması gerekir. Ayrıca, Ancel Keys’in yaptığı araştırmalara göre kolesterol içeren hiç bir “gerçek” gıda vücuttaki kolesterol oranının yükselmesine neden olmaz. Rafine edilen karbonhidratlar trigliserid oranının yükselterek kolesterole yol açar.
VATAN
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...