Terör psikolojisi ve muhtemel savaş hali ordunun AK Parti karşıtlığı ile birleşince seçimlere ve demokrasiye halel gelebilir mi? Bu ve benzer sorular gırla gidiyor.
Amerikalılar Ankara'daki eylemin arkasından PKK'nın çıkmasının ya da kamuoyuna öyle yansıtılmasının hükümet (ve ABD) üzerinde Kuzey Irak operasyonu baskısını daha da artıracağını biliyor. Bu nedenle henüz soruşturma tamamlanmadan PKK'nın adres gösterilmesini endişeyle karşılıyorlar. Türk makamların bu işten kimin sorumlu olduğu konusunda herhangi bir hükme varmadığını vurguluyorlar.
ABD'nin Kuzey Irak'a tek taraflı askerî müdahaleye uzun süredir devam eden itirazında ve gerekçelerinde değişiklik yok. Dışişleri sözcüsü Tom Casey'e kulak verelim: 'Biz ve Irak hükümeti, PKK'nın gerçek bir tehdit olduğuna ve bu tehditle iştigal edilmesi gerektiğine inanıyoruz... Ancak tabii ki PKK'nın arz ettiği tehditle en iyi iştigal yolu, biz, Türk hükümeti ve Iraklılar arasında devam eden işbirliğidir. Türkiye'den ya da başka herhangi bir yerden Irak'a tek taraflı askerî eylemin bir şeyi çözeceğine inanmıyoruz.'
Washington'da böyle bir hamlenin terör sorununun kökünü kazımayacağı, daha da içinden çıkılmaz hale getireceği kanaati hakim. Ancak Türkiye'deki psikolojik ortamı göz önünde bulunduran Amerikalı yetkililer, kaçınılmazlık halinde ne tür bir hamlenin ehven-i şer olacağı hususunda eskiye nazaran daha sesli düşünüyor. Sanki 'nispeten sınırlı' bir operasyonu içlerine sindirmeye çalışıyorlar. Bir ABD Dışişleri yetkilisi, illa operasyon olacaksa 'mümkün mertebe sınırlı sürede, sınırlı alanda yapılmasını' tercih ettiklerini söylüyor. Topçu ateşi ya da hava bombardımanı bu cümleden.
Bölgedeki bazı PKK'lı liderleri derdest etmeyi amaçlayan özel harekât operasyonlarından ise fazla bahsetmek istemiyorlar. Ama belli ki uzun süredir istişare edilen ve en muhtemel hamlelerden biri de bu. Bir uzman, Öcalan'ın nerelerde saklandığı bilindiği halde fiilen yakalanmasının çok uzun sürdüğünü hatırlatıyor.
Amerikalı yetkililere göre 'en kötü senaryo, geniş çaplı bir kara operasyonu'. Çünkü, 'operasyonun çapı büyüdükçe, bir şeylerin ters gitme ihtimali artar'. Ve 'öngörülemeyen sonuçlar' doğabilir. Mesela? O bölgede fazla Amerikan kuvveti bulunmadığını söyleyen yetkililer, Irak güçleriyle karşı karşıya gelme riskine işaret ediyor. (Ya kazara Türk ve Amerikan birlikleri de karşılaşır, şeytan tüfeği doldurursa? Bazı uzmanlar bunu da ihtimal dışı bulmuyor.)
Bütün bu senaryoların ABD açısından en sıkıntılı tarafı, Irak'ta Kürtlerin sıcak desteğini kaybetme ihtimali. Peşmergelerin Bağdat'ta Amerikan askerleriyle ortak operasyonlara katıldığı bir ortamda, ABD'nin Kürtlere karşı Türkiye'yle işbirliği yapıyor gibi algılanması işlerine gelmez. Kürt gruplar rakip ve hatta muhalif olsalar dahi Türkiye'nin askerî müdahalesine karşı dayanışma içindeler. Ayrıca Amerikalıların askerî çözümlere tepkili Türkiyeli Kürtleri üzmeme arzusu da gözden kaçmıyor.
Zamanlama da ABD açısından berbat. Herkes Bush hükümetinin yeni planının başarılı olup olmayacağına odaklanmışken, nispeten sakin Kuzey Irak cephesinde baş gösterecek büyük bir baş ağrısı, Beyaz Saray'ı ciddi sıkıntıya sokar. Dahası, Türkiye'nin sınır ötesi müdahalesine yeşil ışık yaksalar, İran'ın benzer girişimlerine nasıl dur diyecekler?
Peki Kuzey Irak'a bir operasyon 'sembolik' olmaktan öte ciddi bir 'operasyonel' ve 'stratejik' değer taşır mı? Birçok Amerikalı gözlemciye göre 'hayır'. Mesela şöyle bir değerlendirme dinledim: 'Türkiye o bölgeye girse, kalamaz. Buna ne askerî ne de uluslararası şartlar elverir. Diyelim ki girip çıktı. PKK Türkiye'nin farklı yerlerinde büyük cevabi eylemler düzenlerse ne yapılacak? Irak'a tekrar mı girilecek? O zaman 1990'lara geri dönülmüş olur'.
Kimi bunalım mühendisleri terör örgütüyle vatan sathında sıcak çatışma ortamı oluşmasını ve neticede sıkıyönetim ilan edilmesini falan hesaplıyor olabilir. Son dönemde PKK'ya atfedilen şiddet olaylarının aniden artması Washington'un da dikkatinden kaçmıyor. Pireyi deve yapıp terör üzerinden siyaset yapmak isteyen güçler olduğunun farkındalar. Ancak Türk ordusunda çok sayıda makul insan olduğunu, işin askerî ve stratejik risklerini onların da gördüklerini düşünüyorlar.
Büyük bir Kuzey Irak harekâtının Türkiye'nin Kerkük politikasına tesiri nasıl olur? Stratejist Dr. Ian Lesser'a göre, 'pek faydası olmaz'. Çünkü, Türkiye'nin Kerkük'te yardımcı olabilecek 'kilit müttefikler'i harekete geçirme kabiliyeti zorlaşır. Duyumlarım, Washington'da Türk tezlerine muvafık olarak Kerkük'teki referandumun ertelenmesi görüşünün ağırlık kazandığı yönünde. Öyle ise, operasyon pişmiş aşa su katabilir. Hatta Ankara'ya Kerkük'e müdahil olmaması yönündeki uluslararası baskıyı iyice artırabilir. Hasılı, terör piresi için stratejik yorgan yakılmış olur. Aman dikkat...
Ali H.Aslan/Zaman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...