Kanaltürk’e dokunmak
ABİLER, ablalar!
Hükümet aleyhine yayın yapan "Kanaltürk" adlı televizyon kanalının, hükümet tarafından sıkıştırılmasına haklı olarak itiraz ediyorsunuz.
Anlıyorum.
Ancak...
Hükümet muhalifi olmak, herhalde bir tür "dokunulmazlık zırhı" kazanmak anlamına gelir mi?
Ne yani?
Şunun şurasında üç sene öncesine kadar "maaşıyla çalışan gazeteci" sıfatını taşıyan birinin, nasıl olup da ulusal bir televizyon kanalına sahip olduğu sorusunu sormayacak mıyız?
Her yerde "Kanaltürk’ün sahibi" cakasını satan bir adama, "Peki neden resmi kayıtlarda kanalın sahibi olarak sen gözükmüyorsun?" diye soramayacak mıyız?
"Bir elinde Kuran, bir elinde Nutuk, göğsünde iman" bulunan bir adam, bu tür sorulardan muaf mıdır?
Bu soruları sorunca "Atatürk düşmanı" ya da "hükümet yalakası" mı olmuş oluyoruz?
Neden Tuncay Özkan adlı "Büyük Türk muhalifi", meydan okumak yerine ya da "Bana baskı yapıyorlar" demek yerine...
Çıkıp açık ve şeffaf bir şekilde kurduğu kanalın ekonomik kaynağını açıklamaya yanaşmaz?
Kendi malının hesabını vermeyen biri, başkasının malının hesabını nasıl soracak?
Ya da...
Kendi malının hesabını vermeyen biri, buna gerekçe olarak başkalarının mallarının hesaplarını vermemesini mi gösterecek?
Kısacası demem o ki:
Tamam, kimse Tuncay Özkan’a "muhalefet yapıyor" diye dokunmasın...
Ama Tuncay Özkan da "Bu adam parayı nereden buldu?" sorusuna bütün tartışmaları sona erdirecek bir yanıt versin.
Bilmiyorum, çok mu zordur böyle bir yanıt vermek?..
Hürriyet
Ahmet Hakan
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...