Kışın tüketilen aşırı sıcak içeceklerin ileriki yıllarda kanser riski oluşturduğunu söyleyen Medipol Mega Üniversite Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Vedat Göral, “Sıcak içecekler 65 derecenin üstünde her gün çok sayıda tüketildiğinde yemek borusunda yanma, erozyon, tahriş ile ortaya çıkan özofajit tablosuna yol açıyor. Aynı zamanda ileriki yıllarda yemek borusunda ve gırtlakta kanser riski oluşturuyor. İçilen çay veya diğer içeceklerin sıcaklığı 65 derecenin altında olmalı” dedi.
Göral, Türkiye’nin doğusunda Çin, Kazakistan, Tacikistan, Özbekistan’da çok fazla sayıda çay ve sıcak içecekler tüketildiğinden, yemek borusu kanserinin diğer bölgelere göre daha çok sık görüldüğünü ifade etti.
Sahlep, sıcak çikolata, kahve, mırra, sıcak süt, boza, cappucino, papatya, ıhlamur, zencefil, Hibisküs ve rezene çayı gibi bitkisel çayların ılık içilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Vedat Göral, “Sıcak çay, özellikle 65 derecenin yukarısındaki sıcaklıkta her gün çok sayıda tüketildiğinde, başlangıçta yemek borusunda yanma, erozyon, tahriş ile ortaya çıkan özofajit tablosuna yol açıyor. Sıcak içmeye devam edilirse ileriki yıllarda yemek borusunda ve gırtlakta kanser riski oluşturur, boğazda hasara ve diş çürümelerine neden olur. Aşırı sıcak, diş yüzeyindeki koruyucu yapıyı kalıcı olarak bozar ve renk değişikliği oluşmasını sağlar. İçilen çay veya diğer içeceklerin sıcaklığının, tolere edilebilir bir değer olan 65 derecenin altında olması gerekiyor. Sigara içenlerin sıcak çayı fazla tükettiğinde kanser riski 2 kat, hem sigara hem sıcak çay, hem de alkol aldığında ise riskin 5 kat daha fazla artıyor. Ayrıca sıcak içecekler ile beraber kuvvetli ağrı kesiciler de beraber alınmamalı” dedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |