İnsülin direncinin, şekerli ve unlu gıdaların beslenme alışkanlığı haline dönüştürülmesiyle gelişen bir hastalık. Ülkemizde her 3 kişiden birinde görülen ve diyabetin ilk adımı olan bu sorun bazı yaşam değişiklikleriyle ortadan kaldırılabiliyor.
İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, insülin direnciyle ilgili bilinmesi gerekenleri ve bu sorunla başa çıkma yollarını şöyle anlattı:
İNSÜLİN DİRENCİ NEDİR?
İnsülin direnci, pankreasın ürettiği insülinin etkisiz kalması sonucu daha fazla insüline ihtiyaç duyulması durumudur. Normalde bir ünite insülin kan şekerinde 30 mg/dl'lik düşüşe yol açarken, insülin direnci ortaya çıktığında bir ünite insülin kan şekerinde ancak 10 mg/dl'lik bir düşüşe yol açar. İnsülin direncinde, insülin hücreler üzerinde yeterli ve gerekli etkiyi oluşturamaz. Bu sorunu olan kişilerin kanında hem insülin düzeyi hem de kan şekeri düzeyi yüksektir. Normalde sabah aç karnına kan şekeri ve insülin düzeyi düşüktür. İnsülin direncinde ise kan şekeri ve insülin düzeyi yükselme eğilimine girer.
BOYUN AĞRILARINA DİKKAT!
İnsülin direnci ile karın bölgesindeki aşırı yağlanma paraleldir. Bu sorun bel ve boyun kalınlığına, yemeklerden sonra hipoglisemi ataklarına yol açar. Bel, boyun ve karın ne kadar kalın ise pankreas o kadar fazla insülin salgılar. Bel ve karında biriken yağlar, kalça ve basenlerde biriken yağlardan daha tehlikelidir. Bu durum kronik hastalıkların en sık nedenidir. En uzun yaşayan insanlar en az şeker tüketen ve insülin seviyeleri en düşük olan insanlardır.
Vücut kas kaybedip, yağ depolar. İnsülin seviyesi ne kadar yüksek ise insülin direnci o kadar fazladır. İnsülin direnci ile birlikte vücut kas kaybedip, yağlanır ve kilo vermek zorlaşır. Karaciğer en fazla yağlanan organlardan biridir. İnsülin direnci karaciğeri yağ deposu haline getirir. İnsülin direnci hipoglisemi ataklarına yol açtığı için kişi sık sık ve fazla miktarda yeme ihtiyacı hisseder. Dolayısıyla obezite ve şeker hastalığı gelişme süreci tamamlanır. Daha sonraki aşamada ise kalp ve damar hastalıkları, demans (bunama) ve kanser gelişimi ortaya çıkabilecek istenmeyen durumlardır.
İnsülin; yağ depolayan, vücutta iltihaplanmaya ve strese yol açan bir hormondur. İnsülin seviyesi ne kadar yüksekse insülin direnci o kadar fazladır. İnsülin fazlalığı hipertansiyon, yüksek kolesterol, yüksek trigliserid, kalp damar hastalıkları, kanser ve depresyona neden olabilir. Diğer aile bireylerinde obezite, tip 2 diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalığı varsa kişide insülin direnci riski fazladır. Günümüzde insanların çoğu fazla şeker, fazla nişasta, karbonhidrat, fazla yağ, fazla tuz, katkı maddeleri, tarım ilacı, antibiyotik, hormon ve GDO yüklü gıdalarla beslenmektedir. Bütün bu faktörler insülin direncine neden olur. İlaç olarak sık kullanılan statin ve beta blokerlar da bu sorunu tetikler. Ayrıca hareketsizlik, tatlandırıcılar, alkol, ağır metaller, gıda alerjileri, beslenme bozukluğu (antioksidan-lif-Omega-3, vitamin eksikliği, fazla hayvansal protein) gibi nedenler de insülin direncine yol açar.
HORMONAL DENGE BOZULUYOR
İnsülin direnci, vücudun tüm hormonal dengesini olumsuz etkiler, strese yol açar. Tiroit ve kortizol (stres hormonu) hormonları en fazla etkilenen hormonlardır. Tiroit fonksiyonları bozulur, kadınlarda polikistik over hastalığı ve kısırlık ortaya çıkabilir. Kronik stres, kan kortizol düzeyini arttırır. Kortizol belde yağlanmaya ve insülin direncine yol açar.
İnsülin direncine karşı bazı alışkanlıklarınızı değiştirin. Ancak bu değişiklikler kısa vadeli olmamalı, yaşam tarzına dönüştürülmeli. İşte yapmanız gerekenler:
Organik beslenmeye çalışın.
Yemeklerinizdeki yağ, tuz ve şeker oranını azaltın.
Ekmeği, unlu gıdaları, makarna ve pirinci sınırlı tüketin.
Bal, pekmez, reçel ve marmelatı azaltın.
Günde iki öğün beslenin ve öğün aralarını açın.
Akşam saat 18.00'den sonra yemek yemeyin.
Porsiyon büyüklüğünü azaltın.
Sigara, alkol ve uyuşturucudan uzak durun.
Düzenli egzersiz yapın.
Kaliteli ve düzenli uyuyun.
Hayata gülümseyin.
Sakin, dingin, iyimser olun.
Kişisel hijyene dikkat edin.
Yeterli ve kaliteli su için.
KAYNAK: SÖZCÜ
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...