Mahir Kaynak/Star
Tepkiyi izleyin
Ergenekon soruşturmasında ilgi ilişkiler, yapılan ve yapılacak eylemler üzerinde yoğunlaşıyor. Bir darbe teşebbüsünün önlenmesi genel bir memnuniyet yaratıyor. Ancak önemli bir konunun ihmal edildiğini düşünüyorum.
Herkes teşebbüsün başarılı olması durumunda nasıl bir yönetimle karşılaşacağımızı düşünüyor. Oysa kurulacak yönetim, nasıl olursa olsun, halkın önemli bir bölümünün tepkisini çekecekti. Ekonomimizin kırılgan yapısı ciddi bir bunalımla karşılaşmamızı kaçınılmaz kılacaktı. Bu durumda demokrasi talepleri, ekonomiden şikayetler, yönetimin hızla el değiştirmesine ve benzerlerine çok rastladığımız bir karşı devrime yol açacaktı.
Şu sorunun cevaplandırılması gerekir: Darbeyi hazırlayan üst aklın gerçek hedefi bu karşı hareket miydi ve darbeyi bir ara aşama olarak mı düşünmüştü? Darbe yapmak isteyenler, bilerek ya da bilmeyerek, amaçlarının tam tersi bir yönetimin oluşmasında kullanılacak bir araç mıydı?
Genelde darbeler yeni bir yapının oluşmasında saha temizliğinde kullanılan bir buldozer işlevi görürler. Yani var olan düzen onların eliyle yıkılır ama yeni yapı darbecilerin öngörmedikleri hatta akıllarından bile geçirmedikleri bir biçimde oluşur. Bir değişimi doğal süreç içinde gerçekleştiremeyenler önce darbeyi destekler ve yönetimi bertaraf eder, ikinci aşamada oluşan tepkileri kullanarak hatta onu daha da güçlendirerek gerçek amaçlarına ulaşır.
Bugüne kadar, tüm darbeciler bireysel olarak başarılı gözükseler bile, düşündükleri düzenin tam tersiyle karşılaştıkları için gerçekte kaybeden taraftır.
Bu açıdan bakıldığında Ergenekoncular, bireysel olarak kaybetmiş olsalar bile, ülkenin kendilerinin bile bilmediği bir yöne gitmesinde bir araç olarak kullanılmadıkları için, kaybetmiş olduklarını düşünmemelidir. Darbeler ülkeleri doğal çizgisinin dışına çıkaran ve ciddi kırılmalara neden olan süreçlerdir. Bu nedenle ülkesi için mücadele edenlerin bu yola başvurması, tıpkı bir tahterevallinin bir ucuna basarak karşı tarafı yükseğe çıkarması gibi, istenenin zıddı bir sonuç yaratır.
İnsanlar, çoğu zaman, bir eylem yaparken tepkileri hesap etmezler. Biri darbe yaparsa buna nasıl bir tepki doğar ve bundan kim yararlanır, asıl amaç doğacak tepkileri kullanmak olabilir mi sorusunu sormazlar.
Ergenekon soruşturması ve bunun medyada kullanılış biçimi de bir eylemdir ancak oluşacak tepkilerin hesaplanmadığı anlaşılmaktadır. Kişiler özel konuşmalarında çok aykırı sözler söyleyebilir, küfür eder, bazı kimseler için vahim temennilerde bulanabilirler. Ancak bunların gerçekleşmesi söz konusu değildir.
Faaliyetle ilgili olmayan özel konuşmaların yayılması, aykırı sözlerin gerçek gibi kabul edilmesi tepki yaratır. Mesela birisi için ‘geberse de kurtulsak’ denmesi onun öldürüleceği anlamına gelmez.
Benim metodum etkiyle oluşacak tepkinin bir arada incelenmesi biçimindedir ve her zaman nihai hedefin etki ve tepkinin birlikte oluşturacağı sonuç olduğunu düşünürüm. Yani önemli olan yapılacak darbe değil onun izleyen süreçtir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...