E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Adnan Küçük

AVRUPA ADALET DİVANI: SEVSİNLER SİZİN ÇOĞULCULUK ANLAYIŞINIZI
16 Ekim 2022 Pazar

 

 

Genellikle Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ülkelerinin en bariz vasfının “ileri demokrasi” olmaları olduğu söylenir.

İleri demokrasi olmanın en bariz vasfı da çoğulculuktur.

Çoğulculuk, her görüş ve düşüncenin, dini inancın, bireysel olarak ifade edilmesi, örgütlenmesi, siyasî partiler yoluyla iktidar yarışına girişilebilmesi manasına gelir.

Siyasi çoğulculuk kadar dini çoğulculuk da önemlidir.

Ayrıca çoğulculuk, hem dini hem de siyasi çoğulculuğu birlikte kapsar.

Yani sadece siyasi çoğulculuk, dinin ötekileştirilmesi olgusunu ortaya çıkarır ki, insan hakları ve hukuk devleti temelinde bunun kabulü mümkün değildir. Bu telakki, din ve vicdan hürriyetinin tanınmaması ya da zayıflatılması neticesini doğurur.

Sadece dini çoğulculuğun kabulü de yeterli değildir. Bu durumda da siyasi düşünceler ötekileştirilmiş olur. Bu telakki de, siyasi düşünce ve ifade hürriyetinin tanınmaması ya da zayıflatılması neticesini doğurur.

Din ve vicdan hürriyeti ile teminat altına alınan temel unsurlardan biri de, dini gerekliliklerin yerine getirilmesidir.

Namaz kılmak, oruç tutmak vd. İslam Dininin ibadete taalluk eden gerekleridir.

Başörtüsü takmak suretiyle örtünmek (tesettür) de İslam Dininin kişilerin kılık ve kıyafetine yönelik gerekliliğidir. Kadınların başörtüsü takması, Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de Müslümanlar için bir emridir.

Nur Suresi’nin 31. Ayeti şu şekildedir:

“Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Dışarıda kalanlardan başka ziynetlerini göstermesinler. ‘Başörtülerini yakalarının üzerinden bağlasınlar’”.

Bu ayet, Hz. Muhammed (ASV)’dan bu yana başın örtülmesi şeklinde uygulanmıştır.

Din ve vicdan hürriyetinin gereklerinin yerine getirilmesi, başkalarına zarar veriyorsa, haklarının kullanılmasına mani oluyorsa, kamu düzeni ve güvenliğini bozuyorsa sınırlanabilir. Dini gerekliliğin yerine getirilmesi kapsamında bir kişinin başını örtmesi, ancak burada belirtilen şartlara bağlı olarak yasaklanabilir. Burada bahsi edilen şartlar, sahici manada gerçekleşmedikçe, bu hak sınırlanamaz.

Burada bir husus önem arz etmektedir. Birisinin, başörtüsünün takılması sebebiyle soyut olarak hiçbir maddi bulguya dayanmaksızın kamu düzeninin bozulduğunu söylemesi, bu hakkın sınırlanmasını haklı kılmaz. Mutlaka somut bulgu ve delillere ihtiyaç vardır.

Türkiye’de 2012 yılına gelinceye değin, yüksek yargı mercilerinin de mutlak koruması altında, başörtüsü yasağı çok katı bir şekilde uygulandı.

Bu yasağın uygulanmasında tamamen ideolojik etkenler belirleyici oldu. Hep başörtüsü üzerinde hayali ÖCÜLER oluşturuldu. Bu ÖCÜLER, bahane edilerek başörtüsü yasağı için meşrulaştırıcı unsur olarak gösterildi.

2012 yılında ve sonrasında Türk Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın verdiği muhtelif kararlarla, başörtüsü yasağı tarihe karıştı.

Batı’da Başörtüsü Yasağı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ifade hürriyetine ilişkin kararlarında muhtelif kereler “demokratik toplumun belirleyici unsurlarını oluşturan çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirlilik” ifadelerine yer vermiştir.

AİHM, maalesef başörtüsü serbestisine gelince, din ve vicdan hürriyetini, özellikle Müslümanlar yönünden, bazı yönleri itibariyle çoğulculuk kapsamı haricine çıkarıyor.

Batı’da, Haç takılması Batı kültürünün bir gereği ve parçası olarak görülüyor. Aslında, Hıristiyanların Haç takmak gibi bir zorunlu gerekliliği yoktur. Ama Haç, Müslümanların takke takmasına benzer şekilde, Hıristiyan kültürünün sembolü olarak takılıyor.

Başörtüsü, Haç takmanın çok daha ötesinde, Allah’ın mutlak emri olan bir dini gerekliliktir. Müslümanlar için önemli bir gereklilik olan başörtüsünün takılmasını yasaklayıp Haç takmayı serbest bırakmak, en üst düzeyden bir çifte standarttır.

AİHM, bir yandan  “çoğulculuk olmaksızın demokrasi olmaz” diyerek, demokrasi ile çoğulculuk arasındaki ayrılmaz birlikteliği vurgularken, bu anlayışı aksettiren kararlar verirken; diğer yandan da, diğer bazı başka kararlarında çoğulculuğu özü itibariyle zedeleyen kararlar vermektedir. Bunlardan biri de başörtüsü ile alakalı kararlarıdır.

Benzer tutumu Avrupa Birliği Adalet Divanı da sergilemektedir.

Avrupa Birliği’nin en üst düzey yargı organı olan Avrupa Adalet Divanı, Belçika’da başörtüsünden dolayı staja başlatılmayan L.F. isimli Müslüman bir kadınla ilgili davayı karara bağladı. L.F. sosyal konutları yöneten bir şirkette staj yapmak için başvuru yaptı. Fakat L.F.’nin bu başvurusu başörtüsü sebebiyle reddedildi.

“Ofislerde kep, şapka veya başörtüsü takmaya izin verilmediğini” belirten şirkette staj yapamayan L.F. konuyu 2018 yılında yerel mahkemeye taşıdı.

Dava, en nihayetinde Avrupa Adalet Divanında görüşüldü. Adalet Divanı “AB ülkelerinde işveren, çalışanlara başörtüsü takmayı yasaklayabilir” şeklinde kararı verdi.

Adalet Divanına göre, “tarafsızlık” politikasının çalışma mevzuatında yer alması durumunda, bir işveren, çalışanlarına başörtüsü takmayı yasaklayabilir.

Avrupa Birliği Adalet Divanının bu kararı ilk de değildir. Divan, Temmuz ayında da Almanya’dan gelen bir başvuruda benzer yönde karar almış, şirketlerin, bazı koşullar altında çalışanlarının başörtü takmasına yasak getirebileceğine hükmetmiştir.

Peki, bu yasağın gerekçesi nedir?

Kamu düzeninin bozulması var mıdır?

Bu doğrulayacak hiçbir iddia ve delil yoktur.

Başkalarının haklarını ihlal durumu var mıdır?

Bu sorunun cevabı da hayırdır.

Başörtüsü tarafsızlığı niçin ihlal ediyor?

Bu sorunun cevabına yönelik hiçbir izahat yoktur.

Şapka, kep vb. ile başörtüsünü kıyaslamak, bunları eşit olarak değerlendirmek hakkaniyetli değildir. Kep, şapka vb. giyecekler, tamamen keyfi ve isteğe bağlıdır. Kişi, bir hayat tarzı tercihi olarak bunları takmaktadırlar. Başörtüsü ise bir dini gerekliliktir.

Bu bağlamda, şunu da ifade etmek isterim. Dini gereklilik olmasa da, yukarıda sözü edilen yasaklamayı haklı kılacak sebepler olmaksızın kep ve haç takmanın yasaklanması da aşırı sınırlama olarak değerlendirilmelidir.

Batı’da İslam Dinine Yönelik Karşı Tutumun Göstergesi: Başörtüsü Yasağı

Batılı ülkeler, maalesef İslam Dinine karşı çoğu zaman ötekileştirici, kısıtlayıcı, bazı kereler de dışlayıcı tutumlar sergilemektedirler.

Özellikle 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika’da İkiz Kulelere yönelik gerçekleştirilen uçak saldırısı sonrasında, Komünizmin yıkılışını takiben, Batılı ülkeler kendilerine düşman olarak İslâm’ı karşılarına yerleştirdiler.

Müslümanları düşmanlaştırmak için, bizdeki katı, militan, otoriter laikçilerle işbirliği yaparak, vahşi, terörist kişilerin dini olarak gösterilen İslam’ın bir gereği olan başörtüsüne yönelik olarak “vur abalıya” yarışına girdiler.

Bizzat kendileri (Amerika) tarafından kurulan İŞİD, DEAŞ vasıtasıyla, İslam Dini kan dökenlerin dinidir, terör dinidir algısı oluşturdular. Elkaide, 1980’li yıllarda, Afganistan’da Sovyet Güdümündeki Necibullah yönetimini yıkmak için Amerika tarafından kuruldu.

Sonraki yıllarda bütün bu örgütler, terör örgütü kimlikleri ve bu örgütler marifetiyle gerçekleştirdikleri katliamlarla, İslam kan dökücü terörizmle özdeşleştirildi. İslam’la terör özdeş gösterilince, artık Müslümanlara yönelik kısıtlamalarda daha rahat hareket etmeye başladılar. Hıristiyanlarla alakalı olunca, Batının medeniyet ve kültürünün bir parçası olarak değerlendirilerek yasaklanmazken, Müslümanlara gelince, türlü kaypak gerekçelerle yasaklamalar peş peşe geldi.

Gerek AİHM, gerek Avrupa Birliği Adalet Divanı, gerekse Batının Hıristiyanlık kültürü ile yoğrulan ülkeleri nazarında, İslam Dini hoş görülecek bir din değildir. Her ne kadar bazı konularda müsamahakâr görünseler de, daha başka bazı konularda İslam Dinine karşı çok daha yasakçı olabilmektedirler.

Batılı ülkeler, kendi medeniyet ve kültürlerinin bir parçası gördükleri Hristiyanlığa ve Yahudiliğe karşı gösterdikleri hoşgörüyü İslam Dini için göstermiyorlar.

Kısaca dini çoğulculuğun kapsamında İslam Dini etkin bir şekilde yer almıyor. Batılı ülkeler, uluslararası kuruluşlar ve yargı organları, Hristiyanlık ve Yahudilik Dinlerini siyasi düşüncelerle eş düzeyde koruma altına alırken, bunlara güvence sağlarken, İslam Dini, bu çoğulculuğun haricine itilmektedir. Bu dışlama her ne kadar tamamen bir dışlama olmasa da, başörtüsü gibi bazı konularda, bu dışlama çok net olarak görülmektedir.

Batılı ülkeler ve uluslararası organlar, başörtüsü yasağını onaylayarak, çoğulculuğu, sadece kendilerince makbul görülen belli bazı doğrular için benimseyerek “farklı olabilirsin, ama benim gibi olmak şartıyla” anlayışına indirgeyerek, gerçek çoğulculuğu dışlayan, hürriyetlerin alanını daraltarak hür demokratik sistemin bir ayağını aksatan bir tavır sergilemektedir.

Çok büyük puntolarla ve süslü ifadelerle Batılı ülkeler için söylenen ÇOĞULCU demokrasi söylemi, maalesef İslâm Dinine karşı takınılan tutum sebebiyle sınıfta kalmıştır.

Ben Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın bu tutumu için “SEVSİNLER (!!!) SİZİN ÇOĞULCULUĞUNUZU” sözünü söylüyorum.

Batılı ülke ve kuruluşlarının İslam Dinine ve Müslüman bir ülke olan Türkiye’ye yönelik hakkaniyetsiz, dışlayıcı politikaları, bir karşı duruşu ortaya koymaktadır. Bu karşı duruşun temelinde de, Müslüman olmak yer almaktadır.

Bu karşı duruşu meşrulaştırmak için de, bazı ne idüğü bellisiz, kaypak, belirsiz, soyut kavramları öne sürüyorlar. Ama bizler bunu kesinlikle YUTMUYORUZ.

Ülkemizde bunları yutanlar yok mudur?

Elbette ki var. Ama zaten içeridekilerle dışarıdakiler bu konularda müşterek bir zihniyete sahiptirler. Yani, bunlar, başörtüsü özelinde İslâm’a karşı harici ve dâhili ittifakı gerçekleştirmektedirler.

Son zamanlarda, Ülkemizde dâhili güçler, başörtüsüne yönelik hasmane tutum konusunda en azından söylem düzeyinde şimdilik kaydıyla sessizliğe bürünmüş görünüyorlar.

Yarın bir gün şartlar değiştiğinde, bu harici ve dâhili ittifaklar depreşebilir mi?

Bu sorunun cevabı, şartlar gerçekleştiğinde belli olur. Ama geçmişte yaşananları görünce, aynı şartlar gerçekleştiğinde, bu ittifakın tekrardan gerçekleşeceği söylenebilir.

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 27614 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (6)
10/5/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (5)
9/25/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (4)
9/14/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (3)
9/4/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (2)
8/24/2022
CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (1)
8/13/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRİZMLE İMTİHANI (5)
8/2/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRİZMLE İMTİHANI (4)
7/23/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRİZMLE İMTİHANI (3)
7/13/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRLE İMTİHANI (2)
7/3/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRLE İMTİHANI (1)
6/22/2022
AMERİKADA BİR CİNSEL SAPIK DAHA “VAHŞİCE” İDAM EDİLDİ(!?!?)
6/10/2022
II. ABDÜLHAMİD: MUTLAK İSTİBDADÇI, KIZIL SULTAN MI?
6/2/2022
EVLADLARINI BU VATAN UĞRUNA ŞEHİD VERENLER İÇİN EN ACI OLAN…
5/26/2022
DEMOKRATİK YOLLARLA DEMOKRASİYE GEÇİŞ: 14 MAYIS 1950
5/17/2022
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN FESHİ KARARININ İPTALİ: YENİ BİR 367 VAKASI OLUR
5/7/2022
VAAAYYY BEEEE OSMAN KAVALA MELEKMİŞ(!?!?)
4/27/2022
PAÇALARI KANLA KİRLİ BİR ÜLKE “TÜRKİYENİN SİCİLİ BOZUK” DEMİŞ
4/20/2022
MANSUR SAVAŞ’IN CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLME İHTİMALİ VAR MI?
4/12/2022
PAKİSTAN’DA NELER OLUYOR?
4/5/2022
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM: SİSTEMİN “FİŞ”LE CİHAZA BAĞLANMASI
3/27/2022
AYM’NİN MEVCUT HÜKÜMET SİSTEMİNİ KİTLEYEN KARARI
3/19/2022
UKRAYNA: BÜYÜKLER TEPİŞİR, OLAN KÜÇÜKLERE OLUR!
3/11/2022
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM AÇIKLAMASI: BOOOOM
3/4/2022
TÜRKİYE’DE MUHALEFET NEDEN İKTİDAR OLAMIYOR?
2/25/2022
HDP AYM TARAFINDAN KAPATILMAZSA NE OLUR?
2/17/2022
İNSAN HAKLARI AVRUPA SINIRLARINDAN İÇERİ GİREMİYOR!!!
2/9/2022
DEMOKRASİ NEREDEN GEÇER; DİYARBAKIRDAN MI YOKSA…?
2/2/2022
İNANANLARIN İNANCINI YARALAYAN SERÇE (!?!?)
1/26/2022
ENES KARA İNTİHAR ETTİ, CEMAAT VE TARİKAT DÜŞMANLIĞI DEPREŞTİ
1/19/2022
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK (CUMHURBAŞKANLIĞI) SİSTEMİ NEDEN YERLEŞEMEDİ?
1/12/2022
CHP, HALA DİNDARLAR İÇİN KORKUTUCU VE ÜRKÜTÜCÜ
1/5/2022
CHP’NİN “FETÖCÜLERLE DE HELALLEŞMEK” POLİTİKASI
12/29/2021
TÜRKİYE’DE İTTİFAKLAR VE MİLLET İTTİFAKI-HDP İLİŞKİSİ
12/22/2021
QUEBEC’DE BAŞÖRTÜSÜ TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ VE İSLAMA YÖNELİK FARKLI UYGULAMALAR
12/15/2021
OKUL ÖNCESİ ÖĞRETİMDE DİN EĞİTİMİ VE LAİKLİK TARTIŞMALARI
12/8/2021
28 ŞUBAT ZİHNİYETİ “CELLADINA ÂŞIK” BAZI MAĞDURLARINDA DEVAM EDİYOR
12/1/2021
CHP’DEN HDP’YE “PKK İLE İLİŞKİLERİNİ MİNİMİZE ETME” ÖNERİSİ
11/24/2021
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE %50+1 ÇOĞUNLUK DEĞİŞMELİ Mİ?
11/17/2021
İYİ PARTİNİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI?
11/10/2021
ANAYASADAKİ DEĞİŞTİRİLMESİ YASAK HÜKÜMLERİN VESAYETÇİ TEMELİ
11/3/2021
İŞKENCE YAPMAK, DEMOKRATİK(!?) ABD İÇİN MEŞRU, TÜRKİYE İÇİN SUÇ!
10/27/2021
ÇAĞDAŞ UYGARLIK KAVRAMININ ANAYASADA NE İŞİ OLABİLİR Kİ?
10/20/2021
“YÜCE DEVLET”TEN GÜÇLÜ DEVLETE
10/13/2021
1982 ANAYASASININ İLK DÖRT MADDESİ DEĞİŞMELİ MİDİR?
10/7/2021
KASETÇİ DÜKKÂNININ ÜSTÜNDEKİ MAHKEMELERDEN YENİ YARGITAY BİNASINA
9/28/2021
YENİ BİR 367 ÖZLEMİ: RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023’DE ADAY OLAMAZ
9/19/2021
YENİ YARGITAY BİNASINDA DUA EDİLDİ, LAİKLİK ELDEN GİTTİ(!!!)
9/10/2021
YÜZDE ON MİLLİ SEÇİM BARAJI NE OLMALI?
9/1/2021
28 ŞUBATIN KUDRETLİ(!) PAŞALARI LAYIK OLDUKLARI YERE MARŞ MARŞ
8/23/2021
FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI HANGİ PARTİLER ACABA?
8/9/2021
TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI DARBESİ
7/29/2021
ÇANAKKALE’DEN 15 TEMMUZA: KAHRAMAN HALKIMIZIN VATAN SAVUNMASI
7/15/2021
TÜRKİYE’DE YAKIN GELECEKTE ERKEN SEÇİM OLABİLİR Mİ?
7/8/2021
BİZ DE BAŞÖRTÜSÜ HUSUMETİ BİTTİ ZANNEDİYORDUK; MEĞERSE…
6/28/2021
BAŞKANLIK SİSTEMİ ŞAHANE, “TROLLÜK” YAFTALARI GERİ İADE!
6/19/2021
HDP, KAPATILMALI MI; KAPATILABİLİR Mİ?
6/8/2021
KORSAN İSRAİL DEVLETİNİN ZULMÜNE UĞRAYAN MAZLUM FİLİSTİN HALKI
5/23/2021
TÜRKİYE’DE PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI: ÇOK KÖTÜ BİR ŞEY Mİ?
5/10/2021
DÜNYANIN EN BÜYÜK KORSAN DEVLETİN BAŞI: ERMENİ SOYKIRIMI DEDİ
4/30/2021
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: FİKRÎ İKTİDARIMIZI HÂLÂ TESİS EDEMEDİK
4/21/2021
VESAYETÇİLERLE DEMOKRASİ YANLILARI İÇİN TURNUSOL KÂĞIDI: 104 AMİRALİN E-BİLDİRİSİ
4/11/2021
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FESHEDİLMESİ KARARI İPTAL EDİLEBİLİR Mİ?
4/2/2021
TÜRKİYE’NİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMESİNE NİÇİN BU KADAR SERT TEPKİ VERİLİYOR?
3/24/2021
TAKLİTCİ DEĞİL TÜRKİYE’NİN GERÇEKLERİNE UYGUN BİR ANAYASANIN YAPILMASI
3/15/2021
1000 YIL SÜRECEK DENİLEN 28 ŞUBAT’IN TAHRİBATLARI VE TAMİRATLAR
3/6/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (2)?
2/25/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (1)?
2/16/2021
CUNTA ANAYASASINDAN DEMOKRATİK SİVİL ANAYASAYA: TAŞLI YOLLAR
2/7/2021
YARATILIŞ MODELİ KONGRESİ EVRİMCİLERİ NİÇİN RAHATSIZ ETTİ?
1/29/2021
VESAYETÇİ ZİHNİYETE GÖRE ÖZDE CUMHURBAŞKANI(!?) NASIL SEÇİLİR?
1/20/2021
BAŞÖRTÜLÜ HÂKİMLER Mİ BAŞI AÇIK HÂKİMLER Mİ TARAFSIZ KARAR VERİR?
1/11/2021
1876 KÂNÛN-I ESÂSÎ’DE ÇEVİRİ HATALARI: TBMM BAŞKANINA ÇAĞRIMDIR
1/2/2021
HARF DEVRİMİNİN TÜRK DİLİNDE MEYDANA GETİRDİĞİ SONUÇLAR
12/23/2020
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK SİSTEMİNİN FİKİR BABASI: PROF. DR. BURHAN KUZU
12/14/2020
FRANSA’DA ÇOĞULCULUK VE HOŞGÖRÜ YERİNİ FAŞİZME Mİ BIRAKIYOR?
12/5/2020
CHP, HDP, SP VE İYİ PARTİ ANAYASASI İNKÂR EDİLDİ, İYİ PARTİ’DE NELER OLUYOR?
11/26/2020
HANGİ CUMHURİYET YAŞASIN?
11/17/2020
ABD’DEKİ SEÇİMLER Mİ, YOKSA VENEZUELA’DAKİ SEÇİMLER Mİ DAHA AZ HİLELİ?
11/8/2020
İZMİR DEPREMİ VE HÜKÜMETE BİR ÖNERİ
10/31/2020
Tarikatlar Atatürk’ün 1924 Anayasası’nda teminat altında idi
10/24/2020
ENİS BERBEROĞLU MİLLETVEKİLLİĞİNE GERİ DÖNEBİLİR Mİ?
10/14/2020
CHP’NİN SÖZÜNÜ ETTİĞİ “GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM” MÜMKÜN MÜDÜR?
10/4/2020
RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023 SEÇİMLERİNDE CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLİR Mİ?
9/23/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GÖRE, DEVLET KADINA YÖNELİK 'ALKOL TEMELLİ ŞİDDETLE' MÜCADELE ETMEMELİ Mİ?
9/13/2020
TÜRK TOPLUMUNUN TEMELİ OLAN AİLEDE “ALARM ZİLLERİ” ÇALIYOR?
8/27/2020
15 YAŞ ALTI KIZLARLA İMAM NİKÂHI İLE EVLİLİK SUÇ MU, DEĞİL Mİ?
8/16/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: “BAL”IN İÇİNE ZEHİR KATILARAK SERVİS EDİLMESİ
8/5/2020
ZİNCİRLERİNİ KIRAN AYASOFYA-İ KEBİR CAMİ-İ ŞERİF’İNDE İLK CUMA NAMAZI
7/25/2020
15 TEMMUZ BENZERİ YENİ BİR İHANET KALKIŞMASI YAŞANABİLİR Mİ?
7/15/2020
27 MAYIS ASKERİ DARBESİNİN YASSIADA CİNAYET MAHKEMESİ İLGA EDİLDİ
7/6/2020
FETH-İ MÜBİN’İN SEMBOLÜ AYASOFYA SAN’AT VE İMAJA FEDA EDİLEMEZ
6/20/2020
AYASOFYA’YA DANIŞTAY KARARIYLA CAMİ STATÜSÜ KAZANDIRILMASI
6/9/2020
TÜRKİYE’DE ASKERÎ DARBELERİN ANASI: 27 MAYIS 1960
5/31/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: AİLE VE KADINLAR KORUNUYOR MU TAHRİP Mİ EDİLİYOR?
5/18/2020
ALİ ERBAŞ’IN ŞAHSINDA HUTBELERE LGBTİ+ AYARI MI ÇEKİLMEK İSTENİYOR?
5/5/2020
CORONA SÜRECİNDE YAŞANAN KÜRESEL EKONOMİK SAVAŞLARIN GALİBİ KİM OLACAK?
4/24/2020
CORONA VİRÜSÜ KÜRESEL OPERASYONA MI DÖNÜŞÜYOR?
4/13/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI “DUA İLE MÜCADELE” ÇOK MU SAÇMA?
4/1/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI HANGİ ÜLKELER BAŞARILI, HANGİLERİ BAŞARISIZ?
3/21/2020
İDLİB’DE NE İŞİMİZ Mİ VAR? ŞEHİTLİK TEPESİ BOŞ MU KALMALI?
3/10/2020
28 ŞUBAT, RAND CORPORATİON: YENİ BİR DARBE Mİ GELİYOR?
2/29/2020
SORUYORUM: FETÖ İHANET ÖRGÜTÜ’NÜN SİYASİ AYAĞI KİMLER OLABİLİR?
2/18/2020
ANAYASA MAHKEMESİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ ÇABALARINI SABOTE Mİ ETTİ?
2/9/2020
ELAZIĞ VE MALATYA DEPREMİ SONRASI SKANDAL MAÇ ERTELEME KARARI
1/28/2020
HAKİKATEN TÜRK ASKERİ’NİN LİBYA’DA NE İŞİ Mİ VAR?
1/18/2020
İNSANCIL(!) BATIDA FAŞİST BİRİNE VERİLEN NOBEL ÖDÜLÜ
1/8/2020
KANAL İSTANBUL KAMPLAŞMASI: YENİ GEZİ EYLEMLERİ HAZIRLIĞI MI YAPILIYOR?
12/30/2019
YENİ PARTİLERİN TOPLUMDA KARŞILIĞI VAR MIDIR?
12/24/2019
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
ADNAN METİN 17 Ekim 2022 Pazartesi 17:57

YÜREĞİNİZE SAĞLIK SAYIN HOCAM BAŞARILARINIZIN DEVAMINI DİLİYORUZ İNŞAALLAH AMİN. SELAMÜNALEYKÜM.

Yorumu oyla      39      39  
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
döviz
MERSİN
Volero
Sosyal Medya
yakmak
ygs 2015
İlker İnanoğlu
Faruk Bal
siyanürlü mektup