Bir ülkede hukuk ve adalet tatile çıktıysa vay o ülkenin haline!..
Böyle bir ortamda ne bir ülkeden ne de vatandaş olmaktan söz etmek mümkün değildir... Zira insanlar hukukla var olur; hukuken verilen nüfus cüzdanıyla ispat eder mevcudiyetini, hukuk yoluyla verilen ruhsatla kanıtlar arabasının kendine ait olduğunu, hukuken aldığı tapu ile sahibidir evinin, arsasının... Hukukun olmadığı yerde bir ülkeden değil bir beylikten söz edilebilir ancak... Elinden her şeyini alabilme güç ve yetkisine sahip bir kişinin "malı" durumundasındır artık... Hukukun sana verdiği haklar olmadan ancak "şeklen" insansındır... İnsanca yaşayabilmenin temel koşuludur hukuk...
Hukukun olmadığı yerde hakim olan duygu korkudur. Hukukun olmadığı yerde ilk çağlara doğru yolculuğun başlamış demektir. Taa kölelik yıllarına geri dönersin ve bir de bakmışsın ki birilerinin seni sen yapan her şeyini elinden almasına, yalanlarına, manipülasyonlarına boyun eğer hale gelmişsin...
Bir Bayburt türküsünde "Ben feleği gördüm taştan inerken"... mısrası yer alır. Yani feleği gördüysen ve o sana doğru gelmeye başladıysa artık kaçacak yerin kalmamış demektir. Önemli olan; tehlikeyi iş işten geçmeden fark edebilmek ve önlem alabilmektir.
Bin türlü zorluk, yokluk ve yoksunluklar içinde bizlere Cumhuriyet Türkiye'sini armağan etti Atatürk'ümüz... O günün şartları içinde bile halen geçerliliğini koruyan birçok doğruyla yoğurmayı başardı bu ülkenin hamurunu.. Bu doğrularla dünyaya ve geleceğe öncülük etti... Bizler böyle ileri görüşlü bir liderin evlatlarıyken, içinde bulunduğumuz bu geriye gidişe dur diyemeyecek miyiz? Üstelik bunu yapabilecek güç, damarlarımızda dolaşan asil kan kadar yakınımızdayken...
Çünkü başka Türkiye yok!
Çünkü Türkiye, kuruluşunda yer alan tüm değerleriyle bir bütün ve bu değerleriyle güçlü...
Ve çünkü Türkiye bu haliyle ne güzel bir memleket...
Ne güzel memleketsin sen
Bir türkü gibi yakıyorsun
Hüzünlü bir nehir gibi akıyorsun
Kundakdaki bebek gibi bakıyorsun
Öfkelendiğinde bir yanardağ gibi her şeyi önüne katıyorsun
Her yanın anlatılan cennet sanki
Bazen asi bir evlat oluyorsun
Bazen huysuz bir ihtiyar
Bazen yeni yetme delikanlı
Bir babanın yağmurda giydiği yırtık bir ceket
Arpanın buğdayın nasır tutmuş ellerindesin
Yorgun bir ana gibi yılları halı gibi dokuyorsun
Her zaman baştan sona tarih kokuyorsun
Cihanda benzerin az bulunur
Ne güzel yaratmış seni yaradan
Aslında çok çektin sen her türlü yaradan
Denizlerin gözyaşlarından
Ellerindeki nasır dik duran taşlarından
Yüreğinin güzelliği asil toprağından
Duman tüter her daim ocaklarında
Yılları taşıyorsun üstünde yıllardır
Seni anlatmaya kelimeler yetmez
Şehadet yeleğin hep sırtında
Seni sevmek ne güzel ibadettir bir bilsen
Ne güzel memleketsin sen