E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Adnan Küçük

İNANANLARIN İNANCINI YARALAYAN SERÇE (!?!?)
26 Ocak 2022 Çarşamba

 

 

“Şahane Bir Şey Yaşamak” Şarkısı

Geçenlerde “SERÇE” lakabıyla maruf Sezen Aksu’nun beş yıl önce çıkan “Şahane Bir Şey Yaşamak” başlıklı şarkısı tekrardan tartışmalı bir şekilde gündeme geldi.

Üç büyük semavî dinin (İslâmiyet, Hıristiyanlık ve Yahudilik) inancına göre peygamber olduğuna inanılan Hz. Adem ve zevcesi Hz. Havva’ya pervasızca aşağılama ifadeleri içeren bu şarkı sebebiyle sosyal medyada ciddi ve yoğun tartışmalar yaşandı.

Eline telefonunu alan çoğu kişi, bu tartışma kapsamında sosyal medya üzerinden olmadık hakaretleri savurarak, “SERÇE’yi cansiperane koruyucu yönde paylaşımlar yaptılar. Sosyal medyada diğer kesimler de, SERÇE hakkında ELEŞTİREL açıklamalar yaptılar.

Siyasiler de bu tartışmaların haricinde kalmadılar.

Cumhur İttifakında yer alan partililer SERÇE’yi kınarken, formel ve informel olarak Millet İttifakında yer alan partilere mensup olanlardan açıklama yapanlar, “sanat” icrasını ve “ifade” hürriyetini gerekçe göstererek “SERÇE’yi mutlak koruma altına aldılar.

Toplumda yaşanan bu yoğun ve yaygın tartışmalardan sonra, “SERÇE”, yeni yazdığıAvcı” isimli şarkısının sözlerini kamuoyu ile paylaştı. Paylaşımda şu mısralar yer aldı:

Beni öldüremezsin / Sesim, sazım, sözüm var benim / Ben derken ben herkesim.

SERÇE bu mısraları tamamlayıcı şekilde şu paylaşımda da bulundu:

Malumunuz olduğu üzere konu ben değilim, konu memleket. Kendimi bildim bileli çeşitli insanlık hallerini gözlemliyor ve söze döküyorum biliyorsunuz. Sonuç olarak 47 yıldır yazıyorum…. Yazmaya da devam edeceğim”.

SERÇE, bu açıklaması ile “Şahane Bir Şey Yaşamak” şarkısına sıkıca sahip çıktı.

Peki, bu durum, ifade ve sanat icrası kapsamında nasıl değerlendirilmeli?

Sanat’ın İcrasının Vicdanî Sınırı

Türkiye’de “SANATÇI” olduğu söylenenlerin bir kısmı, toplumdaki çoğunluğun inanç değerleri ile ciddi manada sorunlu.

Elbette ki, hiçbir kimse, mutlaka toplumda yaşayan insanların çoğunluğunun inanç ya da siyasî düşüncesini benimsemek zorunda değildir.

Bu gerekliliğin bir neticesi olarak hiçbir kimse, çoğunluğun yaşantısına benzer şekilde bir hayat tarzını yaşamak zorunda da değildir.

Bu bağlamda, bazı kişiler ateist, deist, satanist olabileceği gibi, Müslüman, Yahudi, Hıristiyan, Hindu vb. siyasî fikir ya da dinî inançlardan birisine de inanabilir.

Bu bağlamda, bazı kişiler, üç semavi dine uygun olarak peygamberlere iman kapsamında, Hz. Âdem’in (AS) ilk insan olarak peygamberliğine iman edebilir. 

Bir başkası, ateist, deist, satanist vd. fikir ve inançlardan birine mensup olarak Hz. Âdem’in peygamberliğine hatta yaşadığına bile inanmayabilir.

Bunlar, fikri olarak, konuşulur, tartışılır, herkes fikirlerini ortaya koyabilir.

Çoğulculuk tam da böyle bir şeydir.

Türkü ve şarkı söylemek de, esasen düşünceyi ifade şekillerinden biridir.

Türkü ve şarkı söylemek, aynı zamanda bir “SANAT”ın icrasıdır.

Fikirleri en etkili şekilde ifade etme araçlarından biri de, Türkü ve şarkı söylemektir. Çünkü sanatçının ününe ve şöhretine bağlı olarak, bir türkü ya da şarkının sözleri, bazen milyonlarca kişi tarafından dinlenebilmektedir.

Hatta çoğu kişiler, hoşlarına giden şarkıların ve türkülerin sözlerini, sıklıkla bireysel olarak ya da toplu mekânlarda, sesli ya da içlerinden mırıldanarak söylemektedirler.

Çoğulculuk, Hoşgörü

Bir toplumda, insanlar, farklı görüş ve düşünceleri ile, birbirlerini aşağılamadan, linç etmeden, karşılıklı saygı ve tahammül içinde çoğulcu zeminde huzur içinde yaşarlar.

“Sanatçı” esasen, toplumda yüzlerce senedir süregelen kültürel mirastan süzülen kültürel değerlerle uyumlu olduğu ölçüde, toplumda geniş kesimlerle barışık olarak yaşar.

Sanatçının manevi gıda kaynağı toplumsal ilgi ve etkileşimdir.

Bazı sanatçılar ulusal, bazı sanatçılar kıtalar arası üne sahiptirler.

Suriye’de iç çatışmaların çıkmasından 5-6 ay önce Halep ve Şam’a gittim. Orada Kurtlar Vadisi dizisinin müziğinin, nasıl aşkla, şevkle, coşku ile dinlendiğine şahit oldum.

Her bir sanatçının insanlar üzerindeki manevi etkileri, ünlerine ve şöhretlerine bağlı olarak değişebilmektedir.

Bazen sanatçılara yönelik fanatik taraftarlık, sevgi, bağlılık, farklı yönelimlere de sebep olabilmektedir. Hatta hayranı olduğu sanatçılardan etkilenen kişiler, sanki gönlünü bütünüyle ona kaptırmakta, o ne dese o şekilde hareket etmekte ve yaşamaktadırlar.

Sanat icrası zemininde meydana gelen bu üst düzey etkileşimler, toplumda, bazen ciddi manada “gönül” kaynaşmalarına vesile olabilirken, bazen de çok ciddi “GÖNÜL” hasarlarına da sebep olabilmektedir.

SERÇE’nin söylediği tartışma konusu şarkı hakkında başlatıldığı belirtilen adli soruşturmada neticenin nereye varacağını bilemem. Ben meselenin bu tarafında değilim.

Asıl mesele, toplumda ayrışmalara, çatışmalara, kamplaşmalara sebep olan bu tür provakatif eylemlerin ısrarla sürdürülmesidir.

Bundan belki “SERÇE” kendi fanatik, militan, çatışmacı seküler laikçi çevrelerinden olur ve onay alabilir, bu kesim nezdinde desteğini güçlendirebilir.

Unutmayalım ki, yıllardır insanlarımız çatışma, kavga ve kör dövüşünden çok çekti.

Artık insanlarımızın sevgiye, saygıya, hoşgörüye, kavl-i leyyine ihtiyacı var.

Aslında bir sanatçı, sadece kendi dar toplumsal çevresinden onay alarak büyüyemez.

Dar bir toplumsal çevrenin gönlünde ün ve şöhret sahibi olabilmek demek, büyük sanatçı olmakla eş anlamlı değildir.

Büyük sanatçı, “icra ettiği sanatıyla, insanlarla olan diyaloğuyla, çok farklı kesimlerde sevgiye, saygıya, iltifata mazhar olan” demektir.

Bazı sanatçılar vardır; aslında inancı ve fikirleri toplumun geniş kesimlerininkinden farklıdır. Bu farklılıklar öne çıkarılmadığı, bu sanatçılar, sanatlarını farklılıklar üzerinden icra etmedikleri, geniş kesimlerin gönül dünyasına hitap ettikleri için, sanatçının kişisel fikir ya da inançlarından farklı fikir ve inanca sahip çoğu kişiler, onların farklı fikir ve inançlarına bakmaksızın, onları seviyorlar, ilgileniyorlar, şarkı ve türkülerini zevkle dinliyorlar.

Yani, bir sanatçı, iç dünyasında neye inandığına, nasıl yaşadığına bakmaksızın, farklı fikir ve inançlara sahip geniş toplumsal kesimlerce kabul görüyorsa, zevkle dinleniyorsa, bu kesimlerde fanatik taraftarlara kavuşuyorsa, sanatçı olarak büyüklüğünü ispatlıyor demektir.

Sorumlu sanatçının bir toplum için icra edebileceği en pozitif katkılardan biri de, taraftarlarını ayrıştırarak çatıştırmak değil, çimento gibi kaynaştırıcı tutumlar sergilemektir.

İslâmî Hoşgörü

İslam Dininde, çoğulculuk ve hoşgörü üst düzeydedir.

İslam’da çoğulculuk ve hoşgörü, Kur’an’da Başkalarının kutsalını aşağılamayın ki, onlar da sizin kutsalınızı aşağılamasın (En’am: 108)” şeklindeki ayetle ifade edilmiştir.

Üç büyük semavi dine göre, Hz. Âdem, ilk insan ve ilk peygamberdir. Bu dinlerin mensuplarının inancının bir parçası da Hz. Âdem’in peygamberliğine inanmaktır.

Hz. Âdem, üç semavi din mensuplarının “KUTSALI” kapsamında yer almaktadır.

Kur’an’da, Hz. Adem’e bütün ilimlerin öğretildiği şu şekilde belirtilir:

“Allah Âdem’e isimlerin tamamını öğretti, sonra da onları meleklere gösterip: ‘Haydi, doğru söylüyorsanız bunların isimlerini bana haber verin’ buyurdu (Bakara: 31).

Burada Hz. Âdem’e öğretilen isimlerden kasıt, maddi ve manevi varlıkların ve kavramların isimleri ile özelliklerinin, dil icat etme kabiliyetinin vd. öğretilmiş olmasıdır.

Hz. Âdem ile alakalı benzer bilgiler sair Kutsal Semavi Kitaplarda da mevcuttur.

Üç semavi dinin kutsal inançlarına göre, Hz. Adem, döneminin en bilgili insanıdır.

Bu vasıftaki bir insan için “CAHİL” nitelemesi yapmak, bunu şarkı yoluyla milyonlara dinletmek, bir tarafta sevinçle karşılanırken, kutsal inanç sahiplerinde üst düzeyde nefrete, kinlenmeye sebep olmuştur.

Nihaî Değerlendirme

Ben, Türk toplumunda, hatta ülke sınırlarımızın ötesine taşan insanların gönül dünyasında taht kurmak isteyen bir sanatçı olsaydım, SERÇE’nin yaptıklarını yapmazdım.

Ne diyelim, demek ki kendisinin bu kimliğini bilmeyenlerin gönlünden düşmek, sadece belli çevrelerin fanatik sevgisini kazanmak için, SERÇE bu yolu tercih etti.

Yani toplumsal tabanını küçültme operasyonunu bizzat kendisi yapmış oldu.

Ben SERÇE’nin bu dışlayıcı, inanç zedeleyici kimliğini bilmiyordum.

Bilmediğim için de, kendisine SANATÇI olarak muhabbetim vardı.

Ama artık benim gönül dünyamdan koptu, gitti.

Sadece benim gönlümü mü kaybetti?

Kesinlikle, hayır; benim gibi milyonların GÖNLÜN’den PAAAAT diye DÜŞTÜ.

Milletimizin, kaynaştırıcı, bütünleştirici, kuşatıcı, gönülleri fetheden, dışlamayıp kucaklayan sanatçılara ihtiyacı var.

Milletin geniş kesimlerinin gönül dünyasında tasvip görmek, yer almak hem Sanatçı için manevi gıda kaynağı olacak, hakikatli ve büyük şöhrete kavuşacaktır, hem de manevi değer olarak toplumda çimento görevi görecektir. Bu da toplum menfaatine olacaktır.

Herkes, toplumda layık olduğu yere kendi tutum, söz ve davranışları ile oturur; bir başkası cebrî bir şekilde bir kişiye bu konumu vermez.

SERÇE de, toplumdaki konumunu kendisi belirledi.

Ama bu konum, onu belli kesimlerin gönül dünyasından uzaklaştırdı. Artık, bazı insanlar onu alkışlamıyor, şarkılarını zevkle dinlemiyor. Hatta nefret ediyor. “Aaaa kutsalıma hakaret eden şu sanatçı müsveddesi mi?” tavrını sergiliyor.

SERÇE, tekrardan toplumumuzun geniş kesimlerinden tasvip görmek istiyorsa, onların gönlünde taht kurmak istiyorsa, bu hatasını telafi etmeli. Bu milletin affı çok geniştir.

Ama bunu yapmazsa, toplumun belli kesimlerinin gönül dünyasında SERÇE olarak daha da küçülür. Hatta dışlanır. Hatta, daha da nefret edilen konumuna geriler.

Takdir SERÇE’nin; zorla ne güzellik, ne de büyüklük olur; benden söylemesi!!!

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 29289 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
ENES KARA İNTİHAR ETTİ, CEMAAT VE TARİKAT DÜŞMANLIĞI DEPREŞTİ
1/19/2022
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK (CUMHURBAŞKANLIĞI) SİSTEMİ NEDEN YERLEŞEMEDİ?
1/12/2022
CHP, HALA DİNDARLAR İÇİN KORKUTUCU VE ÜRKÜTÜCÜ
1/5/2022
CHP’NİN “FETÖCÜLERLE DE HELALLEŞMEK” POLİTİKASI
12/29/2021
TÜRKİYE’DE İTTİFAKLAR VE MİLLET İTTİFAKI-HDP İLİŞKİSİ
12/22/2021
QUEBEC’DE BAŞÖRTÜSÜ TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ VE İSLAMA YÖNELİK FARKLI UYGULAMALAR
12/15/2021
OKUL ÖNCESİ ÖĞRETİMDE DİN EĞİTİMİ VE LAİKLİK TARTIŞMALARI
12/8/2021
28 ŞUBAT ZİHNİYETİ “CELLADINA ÂŞIK” BAZI MAĞDURLARINDA DEVAM EDİYOR
12/1/2021
CHP’DEN HDP’YE “PKK İLE İLİŞKİLERİNİ MİNİMİZE ETME” ÖNERİSİ
11/24/2021
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE %50+1 ÇOĞUNLUK DEĞİŞMELİ Mİ?
11/17/2021
İYİ PARTİNİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI?
11/10/2021
ANAYASADAKİ DEĞİŞTİRİLMESİ YASAK HÜKÜMLERİN VESAYETÇİ TEMELİ
11/3/2021
İŞKENCE YAPMAK, DEMOKRATİK(!?) ABD İÇİN MEŞRU, TÜRKİYE İÇİN SUÇ!
10/27/2021
ÇAĞDAŞ UYGARLIK KAVRAMININ ANAYASADA NE İŞİ OLABİLİR Kİ?
10/20/2021
“YÜCE DEVLET”TEN GÜÇLÜ DEVLETE
10/13/2021
1982 ANAYASASININ İLK DÖRT MADDESİ DEĞİŞMELİ MİDİR?
10/7/2021
KASETÇİ DÜKKÂNININ ÜSTÜNDEKİ MAHKEMELERDEN YENİ YARGITAY BİNASINA
9/28/2021
YENİ BİR 367 ÖZLEMİ: RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023’DE ADAY OLAMAZ
9/19/2021
YENİ YARGITAY BİNASINDA DUA EDİLDİ, LAİKLİK ELDEN GİTTİ(!!!)
9/10/2021
YÜZDE ON MİLLİ SEÇİM BARAJI NE OLMALI?
9/1/2021
28 ŞUBATIN KUDRETLİ(!) PAŞALARI LAYIK OLDUKLARI YERE MARŞ MARŞ
8/23/2021
FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI HANGİ PARTİLER ACABA?
8/9/2021
TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI DARBESİ
7/29/2021
ÇANAKKALE’DEN 15 TEMMUZA: KAHRAMAN HALKIMIZIN VATAN SAVUNMASI
7/15/2021
TÜRKİYE’DE YAKIN GELECEKTE ERKEN SEÇİM OLABİLİR Mİ?
7/8/2021
BİZ DE BAŞÖRTÜSÜ HUSUMETİ BİTTİ ZANNEDİYORDUK; MEĞERSE…
6/28/2021
BAŞKANLIK SİSTEMİ ŞAHANE, “TROLLÜK” YAFTALARI GERİ İADE!
6/19/2021
HDP, KAPATILMALI MI; KAPATILABİLİR Mİ?
6/8/2021
KORSAN İSRAİL DEVLETİNİN ZULMÜNE UĞRAYAN MAZLUM FİLİSTİN HALKI
5/23/2021
TÜRKİYE’DE PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI: ÇOK KÖTÜ BİR ŞEY Mİ?
5/10/2021
DÜNYANIN EN BÜYÜK KORSAN DEVLETİN BAŞI: ERMENİ SOYKIRIMI DEDİ
4/30/2021
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: FİKRÎ İKTİDARIMIZI HÂLÂ TESİS EDEMEDİK
4/21/2021
VESAYETÇİLERLE DEMOKRASİ YANLILARI İÇİN TURNUSOL KÂĞIDI: 104 AMİRALİN E-BİLDİRİSİ
4/11/2021
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FESHEDİLMESİ KARARI İPTAL EDİLEBİLİR Mİ?
4/2/2021
TÜRKİYE’NİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMESİNE NİÇİN BU KADAR SERT TEPKİ VERİLİYOR?
3/24/2021
TAKLİTCİ DEĞİL TÜRKİYE’NİN GERÇEKLERİNE UYGUN BİR ANAYASANIN YAPILMASI
3/15/2021
1000 YIL SÜRECEK DENİLEN 28 ŞUBAT’IN TAHRİBATLARI VE TAMİRATLAR
3/6/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (2)?
2/25/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (1)?
2/16/2021
CUNTA ANAYASASINDAN DEMOKRATİK SİVİL ANAYASAYA: TAŞLI YOLLAR
2/7/2021
YARATILIŞ MODELİ KONGRESİ EVRİMCİLERİ NİÇİN RAHATSIZ ETTİ?
1/29/2021
VESAYETÇİ ZİHNİYETE GÖRE ÖZDE CUMHURBAŞKANI(!?) NASIL SEÇİLİR?
1/20/2021
BAŞÖRTÜLÜ HÂKİMLER Mİ BAŞI AÇIK HÂKİMLER Mİ TARAFSIZ KARAR VERİR?
1/11/2021
1876 KÂNÛN-I ESÂSÎ’DE ÇEVİRİ HATALARI: TBMM BAŞKANINA ÇAĞRIMDIR
1/2/2021
HARF DEVRİMİNİN TÜRK DİLİNDE MEYDANA GETİRDİĞİ SONUÇLAR
12/23/2020
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK SİSTEMİNİN FİKİR BABASI: PROF. DR. BURHAN KUZU
12/14/2020
FRANSA’DA ÇOĞULCULUK VE HOŞGÖRÜ YERİNİ FAŞİZME Mİ BIRAKIYOR?
12/5/2020
CHP, HDP, SP VE İYİ PARTİ ANAYASASI İNKÂR EDİLDİ, İYİ PARTİ’DE NELER OLUYOR?
11/26/2020
HANGİ CUMHURİYET YAŞASIN?
11/17/2020
ABD’DEKİ SEÇİMLER Mİ, YOKSA VENEZUELA’DAKİ SEÇİMLER Mİ DAHA AZ HİLELİ?
11/8/2020
İZMİR DEPREMİ VE HÜKÜMETE BİR ÖNERİ
10/31/2020
Tarikatlar Atatürk’ün 1924 Anayasası’nda teminat altında idi
10/24/2020
ENİS BERBEROĞLU MİLLETVEKİLLİĞİNE GERİ DÖNEBİLİR Mİ?
10/14/2020
CHP’NİN SÖZÜNÜ ETTİĞİ “GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM” MÜMKÜN MÜDÜR?
10/4/2020
RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023 SEÇİMLERİNDE CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLİR Mİ?
9/23/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GÖRE, DEVLET KADINA YÖNELİK 'ALKOL TEMELLİ ŞİDDETLE' MÜCADELE ETMEMELİ Mİ?
9/13/2020
TÜRK TOPLUMUNUN TEMELİ OLAN AİLEDE “ALARM ZİLLERİ” ÇALIYOR?
8/27/2020
15 YAŞ ALTI KIZLARLA İMAM NİKÂHI İLE EVLİLİK SUÇ MU, DEĞİL Mİ?
8/16/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: “BAL”IN İÇİNE ZEHİR KATILARAK SERVİS EDİLMESİ
8/5/2020
ZİNCİRLERİNİ KIRAN AYASOFYA-İ KEBİR CAMİ-İ ŞERİF’İNDE İLK CUMA NAMAZI
7/25/2020
15 TEMMUZ BENZERİ YENİ BİR İHANET KALKIŞMASI YAŞANABİLİR Mİ?
7/15/2020
27 MAYIS ASKERİ DARBESİNİN YASSIADA CİNAYET MAHKEMESİ İLGA EDİLDİ
7/6/2020
FETH-İ MÜBİN’İN SEMBOLÜ AYASOFYA SAN’AT VE İMAJA FEDA EDİLEMEZ
6/20/2020
AYASOFYA’YA DANIŞTAY KARARIYLA CAMİ STATÜSÜ KAZANDIRILMASI
6/9/2020
TÜRKİYE’DE ASKERÎ DARBELERİN ANASI: 27 MAYIS 1960
5/31/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: AİLE VE KADINLAR KORUNUYOR MU TAHRİP Mİ EDİLİYOR?
5/18/2020
ALİ ERBAŞ’IN ŞAHSINDA HUTBELERE LGBTİ+ AYARI MI ÇEKİLMEK İSTENİYOR?
5/5/2020
CORONA SÜRECİNDE YAŞANAN KÜRESEL EKONOMİK SAVAŞLARIN GALİBİ KİM OLACAK?
4/24/2020
CORONA VİRÜSÜ KÜRESEL OPERASYONA MI DÖNÜŞÜYOR?
4/13/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI “DUA İLE MÜCADELE” ÇOK MU SAÇMA?
4/1/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI HANGİ ÜLKELER BAŞARILI, HANGİLERİ BAŞARISIZ?
3/21/2020
İDLİB’DE NE İŞİMİZ Mİ VAR? ŞEHİTLİK TEPESİ BOŞ MU KALMALI?
3/10/2020
28 ŞUBAT, RAND CORPORATİON: YENİ BİR DARBE Mİ GELİYOR?
2/29/2020
SORUYORUM: FETÖ İHANET ÖRGÜTÜ’NÜN SİYASİ AYAĞI KİMLER OLABİLİR?
2/18/2020
ANAYASA MAHKEMESİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ ÇABALARINI SABOTE Mİ ETTİ?
2/9/2020
ELAZIĞ VE MALATYA DEPREMİ SONRASI SKANDAL MAÇ ERTELEME KARARI
1/28/2020
HAKİKATEN TÜRK ASKERİ’NİN LİBYA’DA NE İŞİ Mİ VAR?
1/18/2020
İNSANCIL(!) BATIDA FAŞİST BİRİNE VERİLEN NOBEL ÖDÜLÜ
1/8/2020
KANAL İSTANBUL KAMPLAŞMASI: YENİ GEZİ EYLEMLERİ HAZIRLIĞI MI YAPILIYOR?
12/30/2019
YENİ PARTİLERİN TOPLUMDA KARŞILIĞI VAR MIDIR?
12/24/2019
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Kasımpaşa
Torku Konyaspor
ölüm haberi
İstihdam
voleybol
İslam
harç
İtalya
muhsin yazıcıoğlu