Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay ile ilgili ihlal kararının hemen ardından Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması bir ilk.

Türk yargısının hafızasında başka bir örneği yok…

En ilginç tepkiyi Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca gösterdi.

Akarca yüksek mahkemenin "Yargısal aktivizm" yaptığını ve "yasal ve anayasal yetkilerini aştığı" söyledi.

Dogru olabilir mi?

Belki...

Peki, Anayasa Mahkemesi bu ve benzeri kararları defalarca vermedi mi?

Bırakın milletvekili kararını.

Defalarca parti kapatmadı mı anayasa mahkemesi?

Şayet, 'yargısal aktivizm" varsa, aktivizmin anası bu kararlar değil miydi?

Şahıslardan, partilerden bağımsız söylüyorum.

Hatta Anayasa Mahkemesi'nin bir çok kararına katılmayan gazeteci olarak söylüyorum.

Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi kararını hem uygulamayıp, hem de suç duyurusunda bulunması, sadece hukuki değil, siyasi kaosun da kapısını aralayabilir.

Siyaset kurumu ya da yargının kaos olsun diye bir çaba içinde bulunacağına ihtimal vermem ama bu sürecin kaos, hatta kaos ötesi bir durumu tetikleyeceğini görmek için kahin olmaya gerek yok.

TBMM Başkanları bugünler için görev yaparlar.

Yargının bu işi çözemeyeceği anlaşıldı.

Bu konuyu insiyatif alarak öyle ya da böyle sonuca ulaştıracak kurum TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tur.

YAŞASIN YENİ KRAL!

Kafasından büyük sarı röfleli saçlarıyla 30 yıldır Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanında sekreterlik yapan Şükran Kütükçü'yü vatandaş bilmez ama siyaset ve gazeteciler tanırlar.

Kendisini 'korkunç yenge' olarak da tanımlayabiliriz.

"İyi biliriz!" diyene rastlamadım ama bir kaç vekil, bir kaç gazeteci olabilir.

Kemal Bey nezdinde 2 vekillik kontenjanı vardı. İstediğini Kılıçdaroğlu ile görüştürür, istemediğinin suratına bakmayacak sahte bir özgüvene sahipti.

Hali vakti, afra- tafrası yerindeydi.

Kılıçdaroğlu'nu kimler sattı sorusu yanlış bir soru.

Kimler satmadı ki iyi bir soru.

Kılıçdaroğlu bunu hak etti mi derseniz.

Fazlasıyla...

Mesela Şükran Kütükçü...

Kılıçdaroğlu'nun sekreteri...

Kendisine özel kalem müdürü diyenler de var.

Şükran Kütükçü'nün yeni gözdesi CHP'nin çiçeği burnunda genel başkanı

Özgür Özel...

Kılıçdaroğlu'na TBMM'de sekreterlik yapan Kütükçü, özel kalem müdürlüğüne devam etmek için Özgür Özel'in peşinden ayrılmıyormuş.

Haliyle bu durum CHP'lileri fazlasıyla rahatsız ediyor.

Hafızam yanıltmıyorsa Kılıçdaroğlu, Kütükçü'yü TBMM Başmüşaviri de yapmıştı.

Bugunlerde süngüsü düşen Kütükçü'nün yerinde kalıp kalmayacağını beraberce göreceğiz ama "marifet her devrin adamı olmak değil, her devirde adam olmak" sözünü gömüldüğü yerden kim çıkaracak merak ediyorum!

SİYASET ONU BIRAKTI AMA O SİYASETİ BIRAKMAYACAK GİBİ!

CHP eski Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimi kaybettikten sonraki beden dilini okumaya çalıştım.

Uzman değilim ama gözlemlerime güvenirim.

Adeta bir mucize bekliyor gibi.

Sanki, eşi Selvi Hanım "Kalk Kemal, kabus görüyorsun!" diyecek.

O da korkunç rüyasından uyanıp, kendisini bekleyen makam aracına binip, parti merkezine gidecek gibi duruyor.

Biraz gerçeklikten kopmuş gibi.

Bir psikoloğa sordum.

"Bakanlar görevden ayrıldıktan sonra 3 ay, genel başkanlar ise 1 yıl kendilerine gelemezler." dedi.

Kemal Bey sanki 1'in yanına bir de o koyacak gibi!

KATİL İSRAİL

Dinle insanlığın katili israil. Bundan sonra başına gelen her felakete sevinecek yeni bir dünya inşaa ettin. Mutlu olmak için erken çığlık atıyorsun. Allah'ın adaleti ve insanlığın onuru seni mutlaka yenecek.

En büyük utanma payı bu vahşeti seyreden islam alemine aittir.

KİLLER ISRAEL

listen Israel, the murderer of humanity

to every disaster that befell her from now on You have built a new world to be happy about. You scream too early to be happy Allah's justice and humanity's honor will surely defeat you. The biggest share of shame belongs to the Islamic world who watched this brutality.

TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!