Ankara'da hava sıcak.
Toz duman siyasetin yarattığı havadan söz ediyorum.
Öyle ki;
Olmaz denilenler oluyor.
Jet hızıyla değişen gündeme yetişmek adeta imkansız hale geliyor.
Bu hızlı trafikten TBMM'' deki Genel Kurul görüşmeleri de nasibini alıyor...
Ama herşeye rağmen iyi olanlara bakıyorum ben.
Bağırarak sesini duyurmaya çalışan çaresizlere kulak verilmesine...
Umutsuzluğun, güvensizliğin yerinin, güvenli, sevinçli umutlara dönüşmesine..
Neden olmasın?
Hayat sonuçta hep kendini yenileme değil mi?
Aldanmaksa aldanmak.
İnanmaksa inanmak. 
Bugünlerde memleketin ihtiyaçlarına bakmak, cevap vermek bir önemli mesele  değil mi?
Herbirimizin bir yerlerinin kırıklığının acısı topluca bağrışmalara dönüşmedi mi?
Yine olmuyor, yine olmuyor...
"Aç mezarı mı var" diyen bir ülkenin insanları şimdi açlıkla sınanmıyor mu?
Liderlerin normalleşme adı altında tokalaşmaları, görüşmeleri...
Değişimin adımları umudunu yeşertirken, çeşitli yorumları da beraberinde getirmiyor mu?
Hayatın her alanında yaşanan sıkıntılar.
Özellikle de ekonomide.
Tepemizde kara bir bulut gibi dolaşırken 'kaybediyoruz' demek çözüm değil.
Bize ne oluyor demenin yerine:
'Herşey parasızlık yüzünden olmadı mı?
Yani kaybetmenin değil kazanmanın zamanı gelmedi mi?..'
Bütün bu hızlı trafikte MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin
sosyal medya paşlaşımları büyük ortağa " kurallara uymuyorsun" imasında bulunuyor.
Büyük ortağın yanıtı bugün olmazsa yarın.
Merakla bekleniyor...