Şöhret, möhret bahane; eş-dost hatırı ile cüzdanlarına giren paralar ise şahane...
Çoğunlukla da kanal değiştirerek, uydudan yabancı film izlemeyi tercih ediyoruz.
Çünkü hep aynı yüzleri izlemekten bıktık usandık vallahi.
Oyuncular işleri bitince; o diziden ayrılınca hemen öbür diziye geçiyor.
Birisinde iyi adam, diğerinde kötü adam! Senaryolar ise hep birbirine benziyor…
/Diğer ülkelerde oyuncular bir diziden ayrıldıktan sonra, uzun bir süre ‘yüzünün eskimemesi' için başka bir film şirketi ile anlaşma bile yapmıyor. /
Bizde neden hep aynı yüzler. Acaba onlardan başkası yok mu?
BIKTIK USANDIK
Biraz da genç nesil oyunculara destek olun!
Evet, TV izleyicileri de bıkmış aynı oyuncuları izlemekten.
Bu mesleğin okulunda eğitim görenlere, sinema ve tiyatro akademilerin de iyi bir oyuncu olmak için ter dökenlere film şirketlerinizin kapılarını açın artık; açın ki, izleyiciler yeni kabiliyetli genç oyuncuları izlesinler.
Ama sizler bu kabiliyetli genç oyuncuları bağrınıza basacağınıza, bilinçsiz kast ajanslarının eline bırakıyorsunuz.
Onlarda kendi tercihlerini kullanarak itip-kakıyor ; kaderine terk ediyor!
O kadar kabiliyetli oyuncular var ki; inanın kısa sürede zirveye otururlar!
DİZİLER BİRBİRİNE BENZİYOR
Dikkatli izleyicilerinde dediği gibi, senaryolar hep birbirine benziyor. Hemen en küçük ayrıntıyı not ediyor veya belleklerinde saklıyorlar!
KOPYACI DEĞİL, YARATICI OLUN!
Örneğin, 40-45 yıl önce çekilmiş yabancı sinema filmlerden alıntılar yapılarak senaryolar yazılıyor. Bunun dışında Türk TV dizilerinin de konu açısından birbirine çok benzediği hemen dikkat çekiyor.
MAGAZİN GAZETECİLERİ
Magazin gazeteciliği yapan genç meslektaşlarım;
"mesafe koymak iyidir! Ne haddini aşan oIur ne de canını sıkan."
TV magazin programlarında izliyorum ve çok üzülüyorum. Saldırıyorlar, küfür ediyorlar ve daha da ileri gidip, kafa atıyorlar! Çünkü aşırı değer veriyor ve yüz göz oluyorsunuz.
Biraz ‘etik’ habercilik yapmanızı öneriyorum. Sakın, ‘sen ve ben’ diye hitap etmeyin. Sözün kısası, değerinden fazla değer vermeyin!
Manşetlerden indirmediğiniz kişiler, "canınızı sıkıverir.“ bir anda…
GAZETECİLİK SAYGIN MESLEKTİR
Gazetecilik saygın bir meslektir; lütfen hep bu saygınlığınızı koruyun. Yazdığınız haberlerde, sunduğunuz programlarda: Güzeller, güzeli, ünlü sanatçı gibi ifadeler kullanmayın. Çünkü geldiği yeri hazmedemeyenler çoğunlukta. Haberlerinizle, övgü dolu sözlerinizle zirveye taşıyorsunuz …
/Hep aynı yüzler, Hep aynı isimler, Dizilerde onlar, Dijital kanallarda onlar, Reklamlarda onlar, Aşk yaşantısında onlar.../
UNUTULAN USTALAR VE GENÇLER
İnsanlara taşıyabilecekleri kadar değer vereceksin. Değer verdiğin insan senin değerini bilmiyorsa, bırak kendi değeriyle kalsın!
O kadar usta tiyatro ve sinema oyuncusu işsiz, bu işin eğitimi görmüş pırlanta gibi kabiliyetli gençler ise figürasyon olarak setlerde mücadele ediyor!
Bu uygulamadan rahatsız olan usta oyuncular:
"Tekelleşen dizi film sektörü 100 kişi ile çarkı çeviriyor" diye dert yanıyor.
YÜKSEK ÜCRETLER
Bölüm başı 1.5 - 2 Milyon lira ile anlaşma imzalayanlar gerçekten çok mu şöhretli?
Bırakın yahu; artık kadrolu elemanınız gibi her yeni dizinizde rol veriyorsunuz!
Başka kimse yokmu?
Bir dizide kötü adam veya kötü kadın; diğer bir projemizde başka bir karakter de ekrana geliyor. Sözün kısası dizi sektörü anlaşmış bu 100 kişi ile çarkı çeviriyor.
Bıktı usandı izleyici! Bu nedenle 5 veya 7. bölümde final yapıyor dizileriniz!
Hemen sözleşme imzaladığınız için; yapım şirketi olarak parasını ödemek zorunda kalıyorsunuz pek tabi ki. Şöhret, möhret bahane; eş- dost hatırı ile cüzdanlarına giren paralar şahane!
GERÇEK EMEKÇİLERİN DURUMU?
Dizi setinin fedakar çalışanları diğer bir setten iş alana kadar parasız kalıyor; yazık günah bu insanlara. Sabahlara kadar koşuşturuyorlar ama ceplerine giren paralar komik! Şöhretli kabul edilenlere haftalık, bu gerçek emekçilere ise asgari ücretin bile altında aylık olarak ödeme yapıyorsunuz!
İzleyicilerde isyan ediyor:
"Hep sizin seçtiğiniz yüzleri izlemekten bıktık; biraz da yeni nesil oyuncular kazansın."