Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, işsizliğin ana nedeninin mesleksizlik ve iş beğenmemezlik olduğunu belirterek, ''İş arayanlar hala (ne iş olsa yaparım) düşüncesinde'' dedi.
Özgenç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, elinde bir sanatı, mesleği olmayan eğitimli veya eğitimsiz kişilerin iş bulmasının bazen çok güç olduğunu, bunun yanı sıra bulduğu işi beğenmeyenlerin de bulunduğunu söyledi.
Bu durumda eğitim almış gençlerin kendi alanlarında iş bulamadıkları için yapabilecekleri işlerden kendine uygun gördükleri halkla ilişkiler, yönetici asistanlığı ve büro-ofis tarzı işleri tercih ettiklerini anlatan Özgenç, şunları kaydetti:
''Aslında bazı alanlarda iş yok değil, iş var ama insanlarımız iş beğenmiyorlar. Özellikle üniversite mezunu olan gençler büyük hayallerle mezun oluyorlar, iş hayatına atılmak istiyorlar ama çoğu zaman yapabilecekleri işe (hayır) diyorlar. Bu da gösteriyor ki iş beğenmeyen önemli bir topluluğa sahibiz.''
TÜİK'in 2010 yılı verilerine göre Türkiye genelinde işsiz sayısının 2 milyon 934 bin kişi olduğunu vurgulayan Özgenç, ''İşsizlik oranının ise yüzde 11,4 seviyesinde olduğu açıklanmıştır. Yani ortada önemli bir işsizlik sorunu vardır. Bunun belli başlı nedenleri olsa da en önemlisi insanlarımızın geçerli mesleği olmamasıdır. Ülkemizde iş arayanların yüzde 60'tan fazlası herhangi bir mesleğe sahip olmayan (ne iş olsa yaparım) diyenlerden oluşmaktadır'' diye konuştu.
-''MESLEĞİ OLANA HER ZAMAN İŞ VAR''
Özgenç, eğitimde kanayan yara olan meslek liselerindeki eğitimin siyasi düşüncelerden dolayı köreltildiğini savunarak, şunları söyledi:
''Maalesef insanlarımız ideolojik saplantıdan dolayı hak etmediği duruma düşürülmüştür. Sanayileşmiş ülkelerde mesleki eğitim yüzde 70'ler civarında iken bizde ise bu oran tam tersidir. Günümüzde sanayi sitelerinde vasıflı eleman noksanlığı yaşanmaktadır. Oysa elinde bir mesleği olan fayansçı, marangoz, demirci, tornacı, elektrikçi, motorcu, kaportacı, ayakkabıcı,derici ve döşemecinin işsizlik diye bir sorunu yoktur. Sorun mesleksizlik sorunudur. Yoksa mesleği olana her zaman iş var.''
-DİZİLERDEKİ İŞ ORTAMLARI HAYALİ-
Özgenç, işsizlerin düşüncelerinde çok az efor sarf ederek ve kendilerini yıpratmadan en yüksek kazancı elde etmenin bulunduğunu ifade ederek, ''Bu da maalesef reel hayatta mümkün değil'' dedi. Özgenç, şöyle devam etti:
''Ancak, piyasada her zaman hayal edilen büyük holdingler, şirketler veya lüks ofisler fazla miktarda bulunmamaktadır. Gerçek şudur ki dizi filmlerde görülen Avrupa Yakası-Çocuklar Duymasın ofisi gibi şen şakrak ofis ortamları gerçek hayatta yoktur. Bu gerçeğe gençlerimiz hazır olmalı. Çalışacakları yere uyum sağlamalı. Zaten işverenlerine kendilerini ispat ettiklerinde her zaman tercih edilir ve asla bırakılmak istenmeyen kişiler olurlar.
Ama bu maalesef böyle olmuyor. İsteniliyor ki çalıştıkları ortamda ellerine toz bezi almadan, bütün temizlikler yapılmış olsun, çayım masama gelsin, bilgisayarım ve dahili telefonum olsun, akşam 5'te de paydosum olsun. Oysa böyle olmaları iş tecrübeleri açısından yararlı olmayacaktır. Basamaklar birer birer çıkılırsa hedeflenen yere ulaşmış olunur. Bu yüzden de rahat ofis ve büro ortamları tercih ediliyor. Ancak tüm bunlar istenirken,düşünülmeli ki çoğu zaman ülkemizin yetkilileri dahi cumartesi Pazar demeden mesai yapıyorlar.''
İşsizlerin televizyon ve bilgisayara bağımlılıktan dolayı üşengeçlik yaptıklarını vurgulayan Özgenç, ''Ayrıca kolay para kazanmak isteyen, hayalleri yüksek olan, şans oyunlarından medet uman, bu tür yerlerde vakit harcayan, (çalışayım emeğimle ekmek paramı kazanayım) gibi düşünmeyen, aile hayatında ortak sorumluluk taşımayan kişiler bir nevi hazırcılığa yöneliyorlar'' diye konuştu.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...