Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türkiye'nin ne kadar fazla ihracat yaparsa o kadar fazla demokrasisinin olacağına inandığını belirterek, ''bu kişi başına gelir seviyesinde demokrasinin lastiği bize bol geliyor'' dedi.
Tüzmen, Moldova'da 3 gün süren resmi ziyaretinin ardından gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi.
Temasları konusunda genel değerlendirmelerde bulunan Tüzmen, başta Moldova Cumhurbaşkanı Vlademir Voronin olmak üzere, Başbakan Zinaida Greceanii, Başbakan Yardımcısı İgor Dodon, Gökoğuz Yeri Başkanı Mihail Formuzal ve iş adamlarıyla yaptıkları görüşmelerin olumlu geçtiğini belirtti.
Türkiye ve Moldova arasındaki ticaret hacmini 2010 yılına kadar 500 milyon dolara çıkarmayı hedeflediklerini anlatan Tüzmen, daha sonra basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
-RUSYA'NIN MEYVE-SEBZE İTHALATINI DURDURMASI-
Bakan Tüzmen, Rusya'nın Türkiye'den meyve ve sebze alımını durdurmasıyla ilgili soru üzerine, ülkelerin bazı bahaneler ortaya sürerek ticareti engellemelerinin önüne geçmek için kayıtlı sistemle ihracat yapılması gerektiğini söyledi.
Çiftçilerin kayıt altına alınması, üretilen ürünlerin sertifikalandırılması ve analiz laboratuvarlarının artırılması gerektiğini ifade eden Tüzmen, ''Ülkeler ellerine bahane verildiği zaman bunu istedikleri gibi kullanabilirler. Önemli olan o bahaneleri o ülkelere vermemektir. Babadan oğula kalma tekniklerle değil teknolojik tarım yapılmalı. Tarım ürünlerini işleyecek fabrikalar da ürünleri sertifikalı yerden aldıktan sonra işlenmiş tarım ürünlerinin ihracatında sorun olmaz'' diye konuştu.
Rusya ile yaşanan sorunun ilk kez olmadığını, daha önce de bu tür sıkıntıların yaşandığını anımsatan Tüzmen, ''bakıyorsunuz analiz laboratuvarına giden ürünle daha sonra analiz laboratuvarından çıkan ürün arasında fark var. Bazı sevkıyatlar gönderilmiş, laboratuvardan aldıkları numune ile gönderilen sevkıyatın numunesi farklı. Karşı taraf bunu görüyor. Arada birkaç kişi çeşitli numune değişiklikleriyle karşı tarafı yanıltabilecek çalışmalar yapıyor. Birkaç tane mikrop yüzünden hiç günahı olmayan bir çok çiftçi ve üretici zarar görüyor. Bu tip insanların da sistemden ayıklanması lazım'' dedi.
-TEKEL ÜRÜNLERİ VE ŞARABA UYGULANAN VERGİ-
Tüzmen, bir başka soru üzerine Tekel ürünleri ve şaraba uygulanan vergilerin AK Parti iktidarı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını söyledi. 'Bu iktidar geldi, görüş açısından dolayı bu işi vergilendiriyor' şeklindeki düşüncenin söz konusu olmadığını ifade eden Bakan Tüzmen, şöyle konuştu:
''Gelir - gider dengelerinin yerli yerine oturtulması lazım. Bu sadece yerli ürün için değil dışarıdan gelen ürünler için de geçerli. O vergiyi indirmeye kalksanız önce bizim yerli şarap üreticilerimiz isyan eder. Pahalıya içme konusu şu; sizin gelir gider dengeniz dört dörtlük olur, o zaman şarabı da ucuza içersiniz, mazotu da petrolü de ucuza kullanırsınız. Türkiye gibi bir ülkede siz mecbursunuz bir takım ürünleri vergilendiriyorsunuz. Bir de tabii bizim maliyemizin kolayına gelir; direkt ürün üzerinden alınan vergiler. Bunlar fazla uğraşmadan aldığınız vergilerdir. Millet de şarabı içerken fazla hissetmezler diye düşünüyorlardır herhalde.''
-''NE KADAR İHRACAT O KADAR DEMOKRASİ''-
Devlet Bakanı Tüzmen, Anayasa değişikliği tartışmalarıyla ilgili olarak da bu tür tartışmaların içine girmek istemediğini, Türkiye'nin ihracatını artırmak için çalıştıklarını kaydetti.
Tüzmen, şöyle devam etti:
''Türkiye ne kadar fazla ihracat yaparsa o kadar fazla demokrasisi olacağına inanıyorum. İhracat eşittir demokrasi. Bu kişi başına gelir seviyesinde demokrasinin lastiği bize bol geliyor. Demokrasi dediğiniz rejim kişi başına 15 bin doların üzerinde olan ülkelerde oluyor. Ancak 20 bin, 25 bin dolarlar seviyesine geldiğin zaman kişi başına gelirde, o zaman demokrasinin bütün kurum ve kuruluşlarıyla bir ülkede uygulanabileceğini görürsünüz. Bu gelir seviyesinin altındaki demokrasiler biraz olgunlaşmamış demokrasiler oluyor. Bugün Türkiye'de gördüğünüz gibi...Bu, yasama, yürütme yargı erklerinin koordineli bir şekilde çalışamaması demokratik sistemin bütün kurum ve kuruluşlarıyla çok iyi bir şekilde algılanmamasının sonucudur. Bana dünyada bir tane ülke gösterin ki demokrasi ile idare edilsin ve kişi başına geliri de bizim ülke gibi 9 bin dolarlar seviyesinde olsun. Yoktur örneği. Türkiye örneği olmayan bir şekilde 2 bin dolarlar seviyesinde bu demokrasi mücadelesine başladı ve şimdi geldiği noktayı görüyorsunuz. Bu tartışmalar bence çok fazla bizim gündemimizi işgal etmemeli.''
Türkiye'nin şu anda en önemli gündeminin ekonomi ve işsizlikle mücadele olması gerektiğini belirten Tüzmen, ''kişi başına düşen milli gelirimiz 20 bin dolar seviyelerinde olunca Türkiye'nin başörtüsüyle kimse ilgilenmeyecek. Türkiye'nin kamu kurum ve kuruluşları, yasama yürütme yargı erkleri çok daha rahat çalışacaklar'' dedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...