Türk basınında yalancılığın bu kadar fütursuzca yapılmasına üzülmüşmüş falan...Yazısının çıktığı gün VATAN'ı gördüğündeki duygularını merak ediyorum. Güldü mü, üzüldü mü... Yoksa oturup bir düşündü mü?..
Bir gazete yöneticisinin en sıkıntılı zamanları, patronunun medya dışı işlerine bulaştığı dönemler olmalı. Gazeteyle mi uğraşsın, enerjiyle mi, inşaat işleriyle mi? Anlamadığın bir konu olabilir, yanıltılabilirsin... Söylerler "o işin aslı böyle böyle..." diye, yazmak zorunda kalırsın.
Taksim'e 125 metrelik bina dikmeye kalkışırken yakalanan maden-enerji-turizm-medya grubunun gazete yöneticisi de aynı tuzağa düşmüş. Grubunun yöneticileri "VATAN yalan yazıyor, doğrusu bu" demişler belli ki, o da "Ben o yalancılara hemen hadlerini bildiririm" deyip yazıyı döşenmiş.
Konuyu kısaca hatırlayalım: Turgay Ciner'in sahibi olduğu Park Grubu'nun Taksim Talimhane'de bir arsası var. Arsanın bulunduğu bölgedeki imar izni şöyle: Taban oturumu arsanın yüzde 30'unu aşmayacak şekilde en fazla 24.5 metre yüksekliğinde bir bina yapabiliyorsunuz. Mevzuat Ciner'e 8 katlı, kapalı alan toplamı 18 bin metrekare olan bir bina yapma izni veriyor. (Zemin altına yapılacak garaj katları hariç) Bölgedeki tüm binalar 24.5 metre limitine uyularak inşa edilmiş. Hatta Ciner'in bu arsanın hemen karşısındaki Lares Park oteli de komşularıyla aynı boyda.
Dört kaçak kat çıktı
"Büyükşehir Belediyesi'nde Ciner'in Taksim'deki arsasıyla ilgili sıkıntı var" duyumu alınca biraz kurcalayıp, ne oluyor diye baktık. Sıkıntıda ne kelime, Taksim'in feryadıyla karşılaştık.
Taksim şundan feryad ediyormuş: Ciner'in şirketi Park Enerji Ekipmanları (arsanın sahibi), Belediye'ye "Toplam 100 bin metrekare inşaat yapacağım, 24.5 metrelik limiti 125 metreye çıkartın" diye başvuruyor. Belediye bu başvuruyu işleme koyuyor. İmar tadilatı başvurusu 2 yıldır komisyonlar arasında gidip geliyor, sonunda Büyükşehir Belediye Meclisi'nin gündemine giriyor.
Bu sırada Ciner inşaata başlıyor. Yasal limit olan 8 katın üzerine bir 4 kat daha çıkıyor. Beyoğlu Belediyesi "kaçak kat" nedeniyle inşaatı durduruyor.
2 gün üst üste bunları yazdık. 125 metrelik irtifanın 42 kata denk geldiğini söyledik. 42 kata çıkılırsa bu binanın Taksim'in bağrına saplanacak bir hançerden farksız olacağını grafikle anlattık.
Çabaları ülke için mi?
Dün de, Park Enerji Ekipmanları'nın Belediye'ye verdiği imar tadilatı dilekçesiyle, Belediye'nin "Dilekçenizi işleme koyduk" cevabi yazısını gazeteye koyduk.
Dün sabah, SABAH gazetesinde Fatih Altaylı'nın köşesini görünce gözlerime inanamadım. Haberlerimizi okuyunca hem gülüyormuş, hem üzülüyormuş. Bu kadar akıl yoksunu bir haberi yayınlayacak kadar şuurumuzu kaybetmişiz. Türk basınında yalancılığın bu kadar fütursuzca yapılmasına üzülmüşmüş falan...
Yazısının çıktığı gün VATAN'ı gördüğündeki duygularını merak ediyorum. Güldü mü, üzüldü mü... Yoksa oturup bir düşündü mü?...
Şimdi "şuurumuzu kaybederek" yayınladığımız belgeleri hatırlayalım: (Merak edenler www.vatanim.com.tr adresinden belgeleri inceleyebilir)
Park Enerji 7 Nisan 2004'te İstanbul Büyükşehir Planlama İmar Dairesi Başkanlığı'na verdiği dilekçede şöyle diyor:
"...Mevcut imar durumu bize H: 24.50 metre (yükseklik), TAKS: 0.30 (bina oturumu) değerlerini vermiştir. Bu değerler içinde sınırlandığımızda yatırımını düşündüğümüz projeyi gerçekleştirip ülke ekonomisine kazandırma çabamız zorlanacaktır. Gerçekleştirmeyi planladığımız turizm yatırım projemiz ön etüdlerde, yaklaşık H: 125 metre ve 100.000 metrekare inşat alanları toplamına erişmektedir. Sayın Başkanlığınızdan talebimiz yatırımını planladığımız bu projeyi gerçekleştirecek değerleri sağlayan mevii imar planı tadilatının uygun görülmesidir."
Dilekçe aynen böyle. Büyükşehir Planlama İmar Dairesi de bir hafta sonra 14 Nisan'da Park Enerji'ye şu cevabı veriyor:
"Beyoğlu İlçesi Kocatepe Mahallesi, 49 pafta, 2519 ada, 34 no'lu parselde Otel ve Kongre Merkezi projesi için H:125 metre ve 100.000 bin metrekare inşaat alanını sağlayan mevzii imar planı tadilatı talep etmektesiniz..."
Şehrin kalbi neresi?
Altaylı kullandığı tabirlerde haklı: İnsan, inşaat izni 25 metre olan bir yere fütursuzca 125 metrelik izin isteyen birini görünce, önce "Bu kadar da olur mu" diye gülüyor, sonra "Ya bu izni verirlerse" diye üzülüp hakikaten "şuurunu kaybediyor".
"Yalan yazıyorlar" meselesi herhalde tamamdır. Şimdi geçelim Altaylı'nın yazısındaki diğer bölümlere:
Şöyle diyor SABAH'ın Genel Yayın Yönetmeni: "Biz gazetelerin halktan uzak, sanayi mahallelerinde değil, şehirlerin göbeğinde halkın içinde hazırlanmasını doğru buluyoruz. Bu nedenle SABAH'ın merkezini İstanbul'un göbeğine Taksim'e taşıyoruz... SABAH'ın yeni binasının yapıldığı yeri yaklaşık 10 yıl önce Büyükşehir Belediyesi'nden ihaleyle aldık. Ödenen para yaklaşık 17 milyon dolardı..."
Süslü, güzel laflar. Gazeteler halktan uzak olmamalı. Çok da doğru. Ben de aynı fikirdeyim. İyi de SABAH 2000 yılının Ağustos ayında şehrin kalbine, Nişantaşı'na geldi. "Halkın içine gidelim" fikri Fatih Altaylı'nın değil, Dinç Bilgin'indir.
"Arsayı ihaleyle aldık, 17 milyon dolara..." diye yazmış. Bizdeki bilgi farklı: Arsanın satışı 8 Ekim 1998'de Beyoğlu Tapu'da yapılıyor. Satış işlemine Belediye adına Ahmet Dursun, Turgay Ciner adına da vekaleten Kamil Kurdoğlu imza atıyor. Satış bedeli 2 trilyon 325 milyar TL. Bu da 8 milyon 352 bin dolar ediyor. Satışta KDV var mı, varsa rakama dahil mi bilmiyorum. Varsa bile 17 milyon dolar etmiyor. Bu konuda elimizde belge yok, bilgi var. Arsa 17 milyon dolara alındıysa belgesini açıklasınlar, yanlışımız varsa düzeltelim. (Zaten konunun aslı arsanın bedeli değil.)
Ciner, Gates'i de geçer
Aklıma takılan bir şey daha var: 2004'teki imar tadilatı dilekçesinde "Arsanın üzerine Kongre ve Turizm Merkezi yapacağız" deniyor. Aradan 3 yıl geçmiş, Altaylı "SABAH'ı taşıyacağız" diye yazıyor. İyi de hani ülke ekonomisi kazanacaktı? Onun için 125 metre istiyordunuz, aksi halde ülke ekonomisine kazandırma çabalarınız zorlanacaktı? Herhalde ülke ekonomisine katkı yapmaktan vazgeçtiler, Turgay Ciner'in ekonomisine katkı yapacaklar. Ciner bu gidişle Forbes listesinde Bill Gates'i yakalarsa şaşmam. (Hesabı kağıt üzerinde yapıyorlar ya... Kağıt üzerinde 100 bin metrekare bina var. Metrekaresi 10 bin dolardan, yaz Turgay Bey'in hesabına 1 milyar dolar daha... Yavaş yavaş olur, sabır işi.)
Bu arkadaşlar "teke tek" tartışmaya da yanaşmıyor. Karınlarından konuşup duruyorlar: Bizim finansörümüz varmış, çevre katliamı yapıyormuş, bunu yapabilmek için bizi kullanıp SABAH'ı sindirmeye çalışıyormuş. Kimmiş bu finansör yazın da biz de öğrenelim. Merak etmeyin Taksim'i kurtardık, çevre katliamını da engelleriz.
SABAH'ta patron adına yazı yazan arkadaşlara bir tavsiyem var: Grubun medya dışı işleri hakkında brifing alsınlar. Yoksa işin sonunda mahçup olmak da var. Bakın dün patronunuz nükleer santral kurmak için başvuru yaptı. Bugüne kadar termik santralleri savundunuz. Şimdi bir de nükleer çıktı. Reaktörler, santrifüjler, zenginleştirilmiş uranyum, döteryum, toryum, ağır su, nötron moderatörü... Zor iş ha... Termik işi bunun yanında çocuk oyuncağı. Kömür, buhar, elektrik... Hepimiz sobalı evlerde büyüdük. Sobanın üzerindeki çaydanlık misali... Şimdiki ders çok kazık. Haydi kolay gelsin.
Nükleer santral için ilk başvuru Park Holding'den
Ciner Grubu (Park Holding), Mersin Akkuyu'ya nükleer santral kurmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na (EPDK) başvurdu. Bunun nükleer santral için yapılan ilk başvuru olduğunu belirten EPDK Başkanı Yusuf Günay, Park Holding'in Mersin Akkuyu'da 1600 megawatt (MW) gücünde yıllık 7.5 milyar kilowattsaat (kWh) elektrik enerjisi üretecek nükleer santral kurmak için "üretim lisansı" almak amacıyla önceki gün EPDK'ya başvuruda bulunduğunu söyledi. Hükümet Şubat ayında kamunun da nükleer santral yapmasının önünü açan bir yasa tasarısını komisyondan geçirmişti. Tasarıda nükleer santralden üretilecek elektrik için 15 yıl süreyle alım garantisi öngörülüyor. EPDK önümüzdeki süreçte, konuyla ilgili bir tebliğ çıkararak başvuruyu değerlendirecek.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...