Gül: Zırha ihtiyacım yok
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, 28 Ağustos'ta yapılacak üçüncü tur oylama sonucunda cumhurbaşkanı seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Gül, Çankaya'ya dokunulmazlık zırhıyla mı çıkacak? AKP'nin hazırladığı yeni anayasa taslağı yasalaşırsa, Gül, iddia edildiği gibi kamuoyunda, "Kayıp Trilyon" davası olarak bilinen davadan yargılanmaktan kurtulacak mı?
'Hâkim karşısına çıkarım'
Bu soruyu dün Abdullah Gül'e yönelttim. Gül, çok net bir yanıt verdi:
"Önce şunu söylemek isterim, benim zırha ve dokunulmazlığa ihtiyacım yok. Eğer cumhurbaşkanı seçilirsem, hiçbir zırh ve dokunulmazlık hakkı da arzu etmem. İhtiyacım yok. Böyle bir koruma istemem."
Gül, çok daha iddialı biçimde şunu da söyledi:
"Şunu da açık biçimde söylemek isterim: Cumhurbaşkanı seçilsem bile ben her hâkimin karşısına çıkmaktan şeref duyarım. Bundan kaçınmam. Eğer cumhurbaşkanlığının usulleri, hukuku, buna uygunsa, hâkim karşısına da çıkarım. Ben, söz konusu dava gündeme geldiğinde TBMM'de komisyonlara gidip dokunulmazlığımın kaldırılmasını talep ettim. Bu talebim kabul edilmedi. Ayrıca bu dava görülürken benim Kayıp Trilyon iddiasını içeren konuyla hiçbir ilgim olmadığı da mahkemelerce karara bağlanmış oldu."
Beraat kararları
Gül'e, Kayıp Trilyon davasında kendisiyle ilgili süreci ve kararları sordum. Gül, şu bilgileri verdi:
"Bu iddia ile ilgili olarak 1998'de Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı. Bu davada Refah Partisi'nin bütün üst düzey yöneticileri yargılandı. O sırada milletvekili olanlar ise hariç tutuldu. Ben de milletvekiliydim. Ancak benimle aynı pozisyonda olan arkadaşlar, yani genel başkan yardımcıları da yargılandılar ve mahkeme, genel başkan yardımcılarının bu işle bir ilgisi olmadığına karar verdi. Ben de zaten dış ilişkilerden sorumluydum. Genel başkan yardımcılarıyla aynı konumda olduğum için bu karar benim pozisyonum için de geçerliydi. Bu dava sonunda Genel Başkan olarak Necmettin Erbakan ve Genel Muhasip olarak Rıza Ulucak sorumlu tutuldu. Aynı davada yargılanan genel başkan yardımcıları ise beraat ettiler. Ben de milletvekili olmasaydım, yargılanacak ve diğer genel başkan yardımcıları gibi beraat edecektim. Zaten o tarihte benim gibi milletvekili olan ancak sonradan milletvekillikleri kalkan Oğuzhan Asiltürk, Aydın Menderes, Recai Kutan, Fehim Adak da açılan ek davalardan beraat ettiler."
"Hakkımdaki dava reddedildi"
Gül, ayrıca ceza davası dışında Hazine zararının tahsil edilmesi maksadıyla hukuk davası da açıldığını anımsatarak süreci şöyle anlattı:
"Ayrıca bir hukuk davası da açıldı. Biliyorsunuz, hukuk davaları dokunulmazlık dışı. Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde benim aleyhime de dava açıldı. Bu paraların bizlerden tahsil edilmesi için. Ancak, mahkeme benimli ilgili davayı, bu konuyla ilişkim olmadığı gerekçesiyle reddetti. Bu davada benim de aralarında bulunduğum 88 kişi yargılandı. Yine Erbakan ve Ulucak sorumlu tutuldu. Bizim ilgimiz olmadığı tekrar anlaşılınca ret kararı verildi. Bu karar aynı zamanda milletvekili olduğum için yargılanmadığım ancak aynı pozisyondaki arkadaşların beraat ettiği davada verilen kararı da esas alıyordu. Bu, ilk davada da sorumlu olmadığımın kanıtı oldu."
Mali titizlik
Gül'ün cumhurbaşkanı olsa bile hâkim karşısına çıkmaktan şeref duyacağını söylemesi çok önemli ve örnek bir yaklaşım. Siyaset yaşamında akçalı konularda titizliğiyle bilinen Gül çok rahat.
Buna karşın, şimdiden cumhurbaşkanı olarak da yargılanmaktan çekinmeyeceğini belirtmesi, dokunulmazlık konusunda Çankaya'da alacağı tutum hakkında da olumlu bir sinyal veriyor.
Fikret Bila - Milliyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...