Okumayanlarınız bile onu çok yakından tanıyor. Çünkü neredeyse her gün bir kanalda Ankara’nın nabzını öğrendiğimiz son dönemin birkaç flash isminden birisi Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi İsmail Küçükkaya. Başbakan’ın tarihi “uzlaşırım” açıklamasını da ilk kez ondan öğrendik MHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde Meclis’e gireceği yönündeki Bahçeli’nin yaptığı açıklamayı da. Peki nasıl oluyor da 35 yaşındaki bu genç temsilci yılların Ankara Temsilcilerini atlatarak Ankara’nın nabzının sorulduğu birkaç kişiden birisi olabiliyor? İşte Ankara Gazeteciliğinden Çukurova Grubu’nun medyadaki yeri ve hedeflerinden Ankara’daki sıcak gazetecilik rekabetine Küçükkaya’nın TURKTİME’a yaptığı çok özel açıklamaların birinci bölümü.
TURKTİME: Gazetecilik sizin için ne anlam taşıyor? Nasıl karar verip gazeteci oldunuz?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Gazetecilik kesinlikle benim tutkum. Kendimi bildim bileli gazeteci olmak istiyordum. Ve şimdi gazeteciliğin kişiliğimle de çok uyuştuğunu, örtüştüğünü gözlemliyorum. Nitekim daha öğrenciliğimin ikinci yılında, üniversitede gazetecilik okurken Hürriyet’te başlamam da bunun işaretidir. Mesleğimiz bizim kişiliğimizdir.
TURKTİME: Herkesin meslekte kendisine model olarak aldığı kişiler vardır. Sizin modeliniz kimdi?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Mesleğe başlarken önce Fatih Çekirge sonra Sedat Ergin hep benim için ayrı bir yer tutmuştur. Çünkü ben temsilci olacağımı biliyordum. Sabah gazetesinde muhabirken bile Sabah’ın o zamanki çekirdek kadrosu olan Mehmet Çetingüleç, Okan Müderrisoğlu, Ersin Bal, Uğur Şefkat ve Taşkın Şenol bana bir gün temsilci olacağımı söylerlerdi. Dolayısıyla Ankara Temsilciliğ’nde ayrı yeri olan Ergin ve Çekirge benim için ayrı bir yere sahiptiler.
TURKTİME: Şimdi temsilcisiniz ve genel yayın yönetmeniniz de çok farklı duruşu olan bir gazeteci. Serdar Turgut'un bilinen üslubu ile genel yayın yönetmenliğinin kendine has 'ağır' havasının çok örtüşmediği söyleniyor. Turgut sizce başarılı mı?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Serdar Turgut çok zeki, Türk basının en renkli isimlerinden bir tanesi ve muhteşem yazılar yazıyor. Bizim kendisiyle tanışmamız da 1991 yılına dayanıyor. 1991 yılında benim hikayem Hürriyet’le başladı. Gazetecilik yapmayı hayal eden iletişim fakültesinde okuyan bir genç olarak ikinci sınıfta Hürriyet’teyim ve orada Serdar Turgut da vardı. O zamandan beri serdar Turgut ile çok güvene dayanan bir ilişkimiz var. Bizim gazetemiz geçmişte Ankara-İstanbul arasındaki o gerginliklerin üst noktada yaşandığı bir süreçten geçti. Ama şimdi karşılıklı güvene dayalı şeffaf ilişki kurulmuş durumda ve böyle bir süreçten geçmiş olduğumuz için şimdi bu tür bir ilişkinin kurulmuş olmasını çok önemli buluyorum. Serdar Turgut’a her şeyi söyleyebiliyorsunuz. Bu, bizleri doru yola yöneltme konusunda önemli bir avantaj.
“SERDAR TURGUT SIRA DIŞI BİR ZEKA…”
TURKTİME: Serdar Turgut ile birlikte Akşam’da neler değişti?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Akşam gazetesi aslında siyaseten önemli, tarihi bir gazetedir. Biz Ankara olarak da çok iyi yapılandık. Her bir arkadaşım çok başarılı. Serdar Turgut Ankara haberlerini de iyi değerlendiriyor. Serdar Turgut’un getirdiği en büyük yenilik siyaseten güçlü olan bu gazeteyi İstanbul’da entelektüel kesime de ulaştırmış olmasıdır. Gazetemizin bir ayağını da böylece tamamlamış olduk. İyi bir denge ortaya çıkmış oldu. Ankara’daki arkadaşlarımızın yapmış olduğu haberler yılın gazetecilik ödülünü getirdi. Bunun gibi pek çok haberler hep Akşam merkezli olmaya başladı. Mesela Başbakan’ın “uzlaşırım” mesajını herkesin Akşam’dan öğrenmesi, sayın Bahçeli’nin genel kurula katılacağız derken Akşam’ı seçmesi… Bütün bunlar gazetemizin etkisinin artmasıyla oldu ve güzel bir görüntü ortaya çıkarmaya başladı. Mesela birkaç gün önce bir arkadaşımızı Hürriyet transfer etti. Çünkü burada öyle bir sistem kurduk ki biz muhabirlerimiz yıldız gibi yetişiyorlar. Biz buna çok önem veriyoruz. Liderlere gittiğimiz zaman yanımızda mutlaka muhabir arkadaşlarımız geliyor. Yani bir sistem kurduk ve bu sistem her bir arkadaşımızı daha da başarılı bir noktaya taşıyor.
TURKTİME: Daha önce çalıştığınız genel yayın yönetmenleri ile karşılaştırırsanız Turgut’un farkı hakkında ne söyleyebilirsiniz?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Dediğim gibi Serdar Turgut sıra dışı bir zeka. Her sabah kendisi ile yaptığım görüşmede siyasete farklı bakmasından bir fırsat çıkarmaya çalışıyorum. Çünkü basındaki tek düze bakış açısının dışında biz burada şöyle bir denge kurduk; Ankara’nın havasını çok iyi alıyoruz, nabzı çok iyi tutuyoruz ve Serdar Turgut’un başka bakış açısıyla da onu sunduğumuz zaman ortaya ilgi çekici ve renkli malzeme çıkıyor.
TURKTİME: Akşam Grubu’nda bir gazetecinin köşe yazmasına kim karar veriyor? Ya da daha geniş yaklaşımla, sizde nasıl köşe yazarı olunur? Siz nasıl oldunuz mesela?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Banim yazarlık öyküm eski. 2000 yılında transfer olurken yazar olarak da başladım. Şimdi Akşam, daha fazla okunan, ilgi çeken ve gündem belirleyen gazeteler arasına girdiği için bu çıtanın da daha da yükseldiğini düşünüyorum. Dolayısıyla talepler arttı. Ama seçicilik de çok üst düzey noktaya çıkmış durumda.
TURKTİME: Sizin Akşam’a geçişinizle ilgili o dönemde çeşitli spekülasyonlar yapıldı. Bu işin doğrusu nedir. Sizden dinleyebilir miyiz?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Çok genç yaşta büyük bir gruba transfer olmakla ilgili ortaya çıkan bir takım spekülasyonlar olabilir. Ama onlar çok eskide kaldı. O dönemde meslek büyüklerim bana şunu tavsiye etmişlerdi; sen başarılı bir gazetecisin. Bu başarını sürdürdüğün zaman bunların kendiliğinden ortadan kalktığını göreceksin. Ve öyle oldu.
TURKTİME: Nuray Başaran'la uzun bir süre beraber çalıştınız. Bu süre içerisinde aldığınız görevlerde Başaran'ın size katkısı oldu mu? Örneğin yazar olmanıza, SKY temsilcisi olmanıza Başaran'ın katkısı nedir?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Nuray’la biz geçmişte birlikte çalışmıştık. İkimizin de birbirine katkıları olmuştur. Ben Nuray için esenlikler diliyorum.
“ÇUKUROVA GRUBU MAHALLENİN HIRÇIN ÇOCUĞU…”
TURKTİME: Hükümete tek muhalif grup Çukurova gibi duruyor. Hükümete karşı yapılan muhalif yayınların, bu grubun bir bankasına geçmişte aynı hükümet tarafından el konulması gerekçe gösteriliyor. Sizce bunun katkısı nedir?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Ben Çukurova Grubu medyasının hükümete muhalif bir duruş sergilediğini düşünmüyorum. Böyle bir şey söz konusu değil. Türk medyasının şu andaki yapısı içerisinde Türkiye’ye ve Türkiye’deki gelişmelere en objektif bakan, tamamen gazetecilik yapma refleksinde olan yer Akşam’dır. Biz Akşam olarak bunu yapmaya çalışıyoruz. Hiçbir partiye önyargımız yok. Hiçbir partiye uzak değiliz. Örneğin ben temsilci olarak bütün partilere karşı tam bir objektiflik ve kabul zihniyeti ile hareket ediyorum. Dolayısıyla hükümete de tamamen objektif yaklaşmaya çalışıyoruz. Ben kendim grubun Ankara’daki temsilcisi olarak buna çok dikkat ettiğim için grubumuz da böyle.
TURKTİME: Tamam, Akşam belki daha merkezde durduğu için böyle ama Güneş ve Tercüman açık bir şekilde bindiriyor…
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Medya grubunda merkezden bir politika belirlenmesi ve bunun uygulanması söz konusu değil. Gazetecilere editoryal bağımsızlığın en üst noktada tanındığı bir grupta çalışıyoruz. Güneş ve Tercüman için bir şey diyemem. Ama Akşam Gazetesi için konuşabilirim. Biz Akşam’da tam bir objektiflik içerisinde hareket ediyoruz. Türkiye’de basının çeşitliliği açısından bu da son derece önemli bir durumdur. Genel olarak şöyle bir değerlendirme yapmakta fayda var; Bizim Çukurova Grubu bazen mahallenin hırçın çocuğu gibi de davranıyor. Doğruları söylemek konusunda hiç kimse bir şey söylemezken Çukurova Grubu’nun bunu yaptığını görüyoruz. Çukurova Grubu medyasının varlığı ve güçlenerek yoluna devam etmesini bu açıdan Tür demokrasisi açısından da önemli görüyorum. Medyadaki çeşitliliği sağlamak açısından Çukurova grubu önemli bir mecradır.
“ÇUKUROVA MEDYA GRUBU BÜYÜK ATILIMIN EŞİĞİNDE…”
TURKTİME: Akşam Grubu sanki uyuyan bir dev gibi, atıl bir görüntüsü var. Türkiye'nin en büyük gruplarından birisi olmasına rağmen neden yeterince etkin görünmüyor?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Çukurova Grubu bütün medya olarak şu anda büyük bir atlımın eşiğinde. Geçtiğimiz süreçte çok büyük badireler atlattık. Hem içerde hem dışarıda, grubumuzun sahip olduğu şirketlerin yaşadığı sıkıntılar da buna sebep oldu. Gazete içinde de huzursuzluk yaşanmıştı. Ama şimdi Serdar Çaloğlu’nun yöneticiliğinde o zor süreçlerden başarıyla geçildi. Mali açıdan da önemli rahatlamaya ulaştık ve şimdi bir atılımın eşiğindeyiz. Önemli bir mecra olduğumuz için yabancı bir ortakla da işbirliği yapıyorlar ve bildiğim kadarıyla o işler de iyi gidiyor. Grup şirketleri artık daha fazla kendinden emin, medya grubu olarak da daha oturmuş ve büyük hedefler ortaya koyan ve büyüyen bir yapıya kavuştuk. Birkaç yıldır gayet iyi rakamlar elde ettik. Gazete içinde de uyumu sağlamış olan ve şimdi büyük bir atılımı gerçekleştirmenin eşiğinde olan bir grup olarak bu süreçte küçücük bir rolü bulunan birisi olarak bundan çok heyecan duyuyorum.
TURKTİME: Bu hedefler neler?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Akşam Gazetesi’nin daha büyümesi gerekiyor. Çok daha etkin, çok daha güçlü ve sözü dinlenir olması gerekiyor. Önemli mesafeler aldık ve bunun böyle gitmesi gerekiyor. Diğer gazetelerin de, mesela mali rakamlarına baktığımız zaman Güneş ve Tercüman gazetesinin de başarılı bir ivme yakaladığı gözüküyor. Çok önemli bir televizyon kanalı ve haber kanalı var. Bunların önemli işlevleri söz konusu. Bunların artık biraz daha fazla yatırımla daha iyi ve etkin bir noktaya kavuşması gerekiyor böyle olacağına inanıyorum.
TURKTİME: Çukurova Grubuna yeni ortak geldi. Bu süreç Çukurova Grubu'nun yol haritasında ne gibi değişiklikler yapabilir? 1 Milyar dolar vererek guruba ortak olanların, seyirci kalmayacakları açık...
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Ben bunu yöneticilerimle konuştuğum zaman hepsinin bu konuya olumlu baktıklarını, çok olumlu gelişmeler olacağı havasını alıyorum. Bizim grup şirketlerinin büyüme kültürü böyle bir yapıya müsait. Bu ortaklık reklam pastasından daha fazla pay almak, tirajı ve izlenirliği artırmak açısından iyi bir fırsat olarak gözüküyor. Yayın politikası olarak neler getirir yada götürür, şu anda onu bilmiyorum. Ama bütün süreçler olumlu gelişecek, bunu görebiliyorum.
TURKTİME: Yavuz Semerci'nin bir anda Akşam'da köşe yazmaya başlaması, Bab-ı Ali'yi iyi okuyanlara göre sıra dışı bir durum. Serdar Turgut'un yerine gelme ihtimalinden tutun da, Çukurova'nın yeni ortaklarıyla bağlantısına kadar bir çok senaryo üretiliyor. Semerci'nin Akşam'a gelmesinin anlamı size göre nedir?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Bu konuda bir şey söylemem yanlış olur. Bilmediğim bir konu.
“BİZE YAKIN BAKAN OLSA BİLE DOĞRUYSA OLUMSUZ HABERİNİ YAPARIZ”
TURKTİME: Diğer gazetelerle yada medya gruplarıyla karşılaştırırsanız kırmızı çizgileriniz açısından nasıl bir fark ortaya çıkar? “Biz faklıyız çünkü…” dediğinizde çünküden sonrası ne olur?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Buradaki en temel kriter, biz gazetecilik yapmaya çalışıyoruz. Bizim çok yakın olduğumuz bazı bakanlarla ilgili olarak bile haber geldiği zaman haberi araştırıyoruz ve doğruysa kullanıyoruz. Objektif gazetecilik yapmak konusunda Akşam Gazetesinde çok büyük bir çaba gösteriyoruz. Kim olursa olsun, yeter ki haber doğru olsun.
TURKTİME: Bu, fark mı aynı zamanda?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Evet, bence önemli bir fark.
TURKTİME: Meslek yaşamınızda sizin için ayrı bir yeri olan, en çok önemsediğiniz haber yada röportajınız hangisidir?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Başbakan’ın uzlaşırım sözünü söylediği röportajı çok önemsiyorum. Bu, tarihi bir sözdür. Sadece gazetecilik açısından değil, siyasi tarih açısından da ileride bu günler yazılırken Başbakan’ın kişililiği, karakteri, geçmişi, değişimi ve liderlik yapma tarzı hep bu tarihten sonra farklı değerlendirilecek. Şimdi görüyoruz; Başbakan uzlaşırım dedikten sonra Meclis Başkanlığı seçimi farklı cereyan etti, Ak Parti listeleri değişti ve daha bunun gibi pek çok önemli değişiklikler oldu.
TURKTİME: O mesajı nasıl aldınız? Önceden bu yönde bir hazırlık var mıydı kafanızda yoksa röportaj sırasında spontane bir şekilde mi gelişti?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Bunu sormayı, bu konuyu konuşmayı önceden aklımda tartmıştım. Israrlı olacaktım. Çünkü o gün Anayasa Mahkemesi kararı açıklanmıştı ve Başbakan’ın tavrı henüz belli değildi henüz. Dolayısıyla orada zamanlama açısından iyi bir döneme de denk geldi. Sohbet de samimi bir şekilde açılınca Başbakan da büyük bir içtenlikle cevap verdi.
“DOĞAN GRUBU İLE ÇUKUROVA GRUBU ARASINDAKİ SAVAŞ HAKKKINDA KONUŞAMAM ÇÜNKÜ…”
TURKTİME: Fatih Altaylı Turktime’daki bir yazısında Doğan Grubu’nun “doymayan grubu” olduğunu ve Ciner’i devre dışı bıraktıktan sonra şimdiki hedefinin Çukurova grubu olduğunu belirtmişti. Siz Doğan Grubu’nun bu iştahını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Ben Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi olarak bulunduğum pozisyon gereği Doğan Grubu ile ilgili böyle bir değerlendirme yapabilecek durumda değilim. Böyle bir hakkım da yetkim de yok. Bu, başka ölçekteki insanların alanı ve sorumluluğu ile ilgili bir konu.
TURKTİME: Ama zaman zaman Akşam dahil olmak üzere grup gazetelerinde Doğan Grubu’nu topun ağzına koyan haberler oluyor ve siz hem gazeteci hem de hem de temsilci olarak bu haberlerle birebir ilişkilisiniz. Bu savaş gazetecilik refleksinizi ne yönde etkiliyor?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Ama bu bizim boyutumuzda konuşulacak yada değerlendirilecek bir şey değil. Böyle bir şey söylersem yanlış olur çünkü bu başka bir düzlemin, daha büyük ölçekli bir bakış açısının işidir.
TURKTİME: O zaman Çukurova Grubu’nda çıkan Doğan Grubu haberlerinin gazetecilerin işi olmadığını söyleyebilir miyiz?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Bu konuda söyleyebileceklerim bu kadar.
TURKTİME: Hemen aşağıda Hürriyet’in Ankara temsilciliği var, yani komşusunuz. İlişkileriniz nasıl? Görüşüyor musunuz oradaki gazetecilerle?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: İlişkilerimiz gayet iyi. Enis Berberoğlu’yu ben çok severim. İyi bir gazetecidir.
İDEAL KARIŞIMIM: FATİH ÇEKİRGE-SEDAT ERGİN-SEMRA ÇETİN…
TURKTİME: daha genç bir muhabirken temsilci olacağımı biliyordum dediniz. Bir gün temsilci olursam şunu şunu yapacağım gibi bir hedefiniz yada projeniz var mıydı?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Ben Ankara temsilciliğini çok önemserim. Ankara temsilciliği benim için büyük bir keyif ve tutkudur. Ankara Temsilciliği modeli olarak Fatih Çekirge ve Sedat Ergin’den çok etkilendim. Ve kendimi bir Ankara temsilcisi olarak Fatih Çekirge-Sedat Ergin karışımı bir model olarak görüyorum. Böyle bir model oluşturmaya çalışıyorum. Çabam bu yönde.
TURKTİME: Çekirge ve Ergin’de sizi çezbeden şey nedir?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Fatih Çekirge’nin haber refleksi olağanüstüdür. Habere bakışı ve haberden aldığı tat ve heyecan benzersiz, haber refleksi müthiştir. Çok önemli bir Ankara temsilciliği deneyimi vardır. Sedat Ergin’in de sahip olduğu saygınlık, Ankara’daki bütün kurumlarla olan düzeyli ilişkisi eşsizdir. Ben şimdi bunu yapmaya, bu karışımı kendi kişiliğimde model olarak yerleştirmeye çalışıyorum. Ankara temsilciliği çıtası böyle bir çıtadır. Mesela Sedat Ergin’in koyduğu çok üst düzey bir çıta vardır. Yani Ankara Temsilciliği çıtasını Sedat Ergin koymuştur. Bizim onu yakalamamız gerekiyor. Ben bu çıtayı yakalamaya çalışırken ikili modele bir şey daha eklemeye çalışıyorum. Şimdi Vatan Gazetesi’nin haber müdürü olan Semra Çetin ile Sabah’ta 7 yıl birlikte çalıştım. Habere karşı takıntı haline gelen bir mükemmeliyetçilik ve detaycılık bana Semra Çetin’den gelmiştir. Bunu da ekleyerek söyleyebilirim ki bu üçlü yapı benim Ankara’da sağlamaya çalıştığım modeldir.
TURKTİME: Yakalama yolunda nasıl gidiyorsunuz?
İSMAİL KÜÇÜKKAYA: Bu yolda iyi gittiğimizi, mesafe aldığımızı görüyorum. Şu anda biz Ankara’da çok iyi bir pozisyondayız. Ankara’da çok güçlü bürolardan birisiyiz. Ama o hedeften daha çok uzaktayız. Onu yakalamamız için çok çalışmamız gerekiyor ve daha da çok çalışacağız.
YARIN:
ANKARA GAZETECİLİĞİNİN YÜKSELEN YILDIZLARI İSMAİL KÜÇÜKKAYA, ŞAMİL TAYYAR, VE METEHAN DEMİR’İN SIRRI NE?
ODALARINA ÇEKİLİP ANKARA’NIN FOTOĞRAFINI ÇEKMEYE ÇALIŞAN TEMSİLCİLERE İNCE GÖNDERMELER…
“BAZI GAZETECİLER PARTİLERİN ŞUBESİ GİBİ ÇALIŞIYOR…”
ANKARA GAZETECİLİĞİNİN TEMEL KODU: MÜTHİŞ UYANIK OLMAK!!! KİM UYANIK?
KÜÇÜKKAYA ANKARA’DA MI KALACAK, İSTANBUL YOLCUSU MU? İŞTE KISA VE UZUN VADEDE HEDEFLERİ…
KÜÇÜKKAYA, HANGİ GÖREV İÇİN “BEN HADDİMİ BİLİRİM” DEDİ?
“EĞER GÜNÜN BİRİNDE GENEL YAYIN YÖNETMENİ OLURSAM ERTUĞRUL ÖZKÖK GİBİ OLMAK İSTERİM…”
“ANKARA’DA HÜRRİYET YADA SABAH’LA DEĞİL MİLLİYET’LE YARIŞIYORUM.”
MİLLİYET ANKARA’NIN BAŞARISI AKŞAM’I TAKİPTEN Mİ KAYNAKLANIYOR?
FİKRET BİLA’NIN AKŞAM’IN ÖZEL BAHÇELİ HABERİNE ORTAK OLMASI KARŞISINDA NELER HİSSETTİ?
“ÖNÜMÜZDEKİ 4 YILDA ANKARA DAHA FAZLA ÖNEM KAZANACAK. HİÇBİR PATRON ANKARA DENGESİYLE OYNAMAYACAKTIR…”
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...