İstanbul Altın Borsası (İAB) Başkan Vekili Osman Saraç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, altının 24 Ekim 2008'de 680 dolar/ons ile yaklaşık 2 yılın en düşük seviyesine gerilemesinden 29 Aralık tarihine kadar geçen 2 aylık sürede yüzde 30'dan fazla değer kazandığını hatırlattı.
Metalin 2008 yılına 840 dolar/ons seviyesinden başladığını, 2009 yılı başında 870 dolar/ons seviyesinden yeni yıla başlayan altın fiyatlarının, 15 Ocak'ta yıllık bazda dip yaparak 808 dolar/ons seviyesine kadar gevşediğini anımsatan Saraç, ekonomik belirsizliklerin en çok hissedildiği ve yatırımcıların güvenli bir liman olarak gördükleri altına olan talebin artması ile altın fiyatının 20 Şubat'ta 988 dolar/ons ile 2009 yılı için en yüksek değerini aldığını bildirdi.
Saraç, Nisan 2009'da 867 dolar/ons ile son 3 aylık dönemde en düşük değerini alan altın fiyatlarının, Mayıs ayının sonundan Haziran ayının ortasına kadar küresel piyasalardaki nispetten olumlu esen rüzgarı da arkasına alarak 2 Haziran'da 980 dolar/ons fiyatına yükseldiğini ve bu artışın 2008 Mart ayındaki gibi 1.000 dolar/ons fiyatının üstüne çıkması yönündeki beklentileri artırdığını kaydetti.
Osman Saraç, ''Ancak gerek avro/dolar paritesindeki dalgalanma, gerek petrol fiyatlarının hızlı bir şekilde 70 dolar/varil fiyatına gelmesi bu yöndeki tahminlerin gerçekleşmesini engelledi ve altın fiyatı bugün itibariyle tekrar 912 dolar/ons seviyesine kadar geriledi. Son yaşanan harekette özellikle, dolar ile fiyatlanan altında, doların değer kazanması etkili olmuştur'' şeklinde konuştu.
''GÜNLÜK FİYAT HAREKETLERİ 3 YIL ÖNCESİNE GÖRE 5 KAT ARTMIŞ DURUMDA''
İAB Başkan Vekili Saraç, dolar-TL kotasyonunun Ekim 2008'de 1.30 iken, bugün 1.55 rakamlarında seyretmesinin, altının TL fiyatını da artıran etkenlerden biri olarak değerlendirilebileceğini ifade ederek, şu görüşleri dile getirdi:
''Örneğin; yatırımcı altına yönelirken kur seviyesinde fırsat maliyetini kaçırmış değil, bilakis kullanmış olacaktır. Bütün analistlerin tünelin ucunda görünene ışığı tartıştığı bugünlerde yatırım sahibine böyle bir avantaj sağlayan başka bir piyasa aktörü yoktur. Bununla beraber 2009 yılında altın fiyatları açısından emin olunacak tek şey volatilite olacaktır. Finansal krize bağlı olarak ABD doları ile yatırım yapan yatırımcılar için altın fiyatlarındaki günlük fiyat hareketleri 3 yıl öncesine göre 5 kat artmış durumda.
Her dönem talebi belirli seviyenin üstünde olan bir piyasa yapısına sahip olan altının her ne kadar ithalat rakamları düşse de Türk halkı tarafından halen değerli bir yatırım aracı olarak görüldüğü anlaşılmaktadır. Yastık altından gelen hurda altın arzı yurt içi talebi karşılamaya yeterli olup, bu nedenle de altın ithalatı çok düşük seviyelerdedir. Analistlere göre, periyodik olarak yaz dönemlerinde artan talep nedeniyle artan altın fiyatının 2009 yazını da çok fazla değer kaybetmeden kapatacağı düşünülmekte olup, kısa dönemde özellikle ABD dolarının seyrine göre hareket edeceği düşünülmektedir.''
Altının fiyatının 900 dolar/ons'un altına inebileceğini belirten Saraç, ''Avro/dolar paritesi dolar lehine düştükçe altın da değer kaybediyor. Aynı durum petrolde de var, son bir haftada... Ancak fiyat düştükçe sadece Türkiye'de değil, Hindistan'da da (fiziki talebin olduğu tüm ülkelerde) ciddi talep artışı gelecektir. Altına olan talep, fiyata oldukça duyarlı bir şekilde değişkenlik gösteriyor'' diye konuştu.
''ALTINDA FİYAT EN YÜKSEĞİNDEN YÜZDE 10 AŞAĞIDA''
İstanbul Mücevherciler Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkanı, altın ve para piyasaları uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk de, altının diğer emtialara göre daha en az değer kaybettiğini, petrol ve bakır fiyatlarında daha büyük düşüşler yaşandığını ifade ederek, ''Altında ancak en yükseğinden yüzde 10 aşağıda fiyat oluştu'' dedi.
Yıldırımtürk, Şubat ayındaki yüksek seviyenin ardından altındaki gerilemenin sınırlı olduğunu ifade ederek, yatırım fonlarının elinde yüklü miktarda altın bulunduğunu, Türkiye, Hindistan ve Çin gibi altın tüketen veya altın ithal eden ülkelerden fiziki talep olmadığı için fonların elindeki altın yatırımlarına çok fazla alıcı gelmediğini, söz konusu yatırım fonlarının da altının fiyatını bir süre yüksek seviyelerde tutabildiğini anlattı.
Hindistan ve Türkiye'de bu yılın ilk çeyreğinde hurda altın dönüşünün fazla olduğunu, söz konusu dönemde Türkiye'de günde yaklaşık 1,5 ton altının hurda olarak geri döndüğünü belirten Yıldırımtürk, ilk çeyrekte Türkiye'nin dışarıya rafine edilmiş, dünya standardında 100 ton külçe altın ihraç ettiğini, altın ithal eden ülkenin altın ihraç eder pozisyona geldiğini, Hindistan'da da benzer bir seyir izlendiğini söyledi.
Diğer emtialarda bir miktar alımlar olması ve fiyatların yükselmesi, petrol fiyatındaki artış ve dolardaki bir miktar güçlenmenin altın fiyatını çok fazla desteklemediğini savunan Yıldırımtürk, ''Bu emtialarda hareket olunca altından çıkıp biraz o emtialara girmeye başladılar. Özellikle dünyada üretimin yavaş yavaş başlamasıyla birlikte yatırım fonları, emtia fiyatları artacak diye emtialara girmeye başladı. Bunu yaparken de her yükselişte altın sattılar'' şeklinde konuştu.
İŞLEM HACMİNDE DARALMA
Altındaki 985 dolar/ons direncinin kırılarak fiyatta her hafta yeni bir bant oluştuğunu, geçen hafta 945-925 bandında kaldığını ifade eden Yıldırımtürk, ''Dün itibariyle 925 bandı kırılınca şimdi 905-925 bandındayız. Altında hala bir alıcı gelmiş değil. O bakımdan bu hafta içinde 900'ü kırma olasılığı da var. Altın fiyatları Temmuz itibariyle gerilemeye devam edecek. Altının ons'u 850 doların altına da inebilir. Gerileme, içeride de yansıma bulacaktır diye düşünüyorum'' dedi.
Türkiye gibi altın işlemlerinin çok olduğu ve yerel para birimlerinin dolar karşısında zayıf kaldığı ülkelerde bu durumun altın fiyatlarının yerel para birimleri cinsinden yüksek kalmasına neden olduğunu savunan Yıldırımtürk, şunları kaydetti:
''Biz dışarıdaki gerilemeyi içeride hissedemiyoruz. Bu da içeride tüketimi olumsuz etkiliyor. Düğün mevsimine gelmiş olmamıza rağmen halk sınırlı, ancak ihtiyacı kadar altın alıyor. İçeride tüketim hala zayıf. Fiyatların yüksek olması nedeniyle geçen yıla göre yaklaşık yüzde 40 civarında bir küçülme, işlem hacminde daralma var.''