TBMM Başkanı Bülent Arınç, SABAH'a 22 Temmuz seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı sürecinin perde arkasını anlattı. Meclis'teki geniş makam odasında yaptığımız sohbette, hem parti içindeki manevi gücü hem de Meclis Başkanı olarak artan yalnızlık hissinin altını çizen Arınç, "Birtakım manipülasyon haberlerle beni hedef tahtası haline getirmiş olabilirler. Ama ben güçlü bir insanım. Ne yaparlarsa yapsınlar, savunulmaya muhtaç bir adam değilim. Ben kendi kendimi savunurum" dedi. Arınç sohbet sırasında Başbakan Tayyip Erdoğan'ın miting programını inceleyerek, sıcak siyasete duyduğu özlemi şu samimi itirafla ifade etti: "Ah aslında meydanlara çıkmak için kuduruyorum. Burada hırsımdan bardakları kırıyorum. Bu makamda mümkün değil...." Sohbetimizin bir bölümde de, partinin aday listesinde Milli Görüş kökenli vekiller dışarıda bırakılmasına "üzüldüğünü" söyleyen Arınç, sorularımızı şöyle yanıtladı:
ANAYASA MAHKEMESİ SENATO OLDU: Anayasa'nın 148'nci maddesi Meclis kararları yasal denetime tabi değil, diyor. Seçim, Meclis kararıdır. Kanun ve kararname çıkarmıyoruz. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı seçiminin Anayasa Mahkemesi'ne gitmesi Anayasa'ya göre mümkün değil. Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişikliklerini bile sadece şekil bakımdan inceleyebilir. Sayın Başkan Tülay Tuğcu, Fulya Kantarcıoğlu ve diğer iki üye 'bu meclisin kararıdır yargısal denetime tabi değildir. Biz buna bakamayız' demişlerdir. Eğer her Meclis kararı Anayasa denetimine tabi olacaksa o zaman Anayasa'nın değiştirilmesi lazım. Meclis'in her kararı bundan sonra Anayasa Mahkemesi örneklerse, her birine bir gerekçe bulunarak iptal mümkün olabilir. İşte o zaman Anayasa Mahkemesi adeta iki meclisli bir parlamento gibi, senato gibi görev yapmaya başlar.
ÜYELERDEN BANA ŞİKÂYET GELDİ: Anayasa Mahkemesi'nin üyeleri de 'biz senato olmaya başladık' diye şikayet ediyor bu durumdan. Ben mahkeme üyelerinin ağzından bunları 50 defa işittim. Her kanun bize geliyor bizim görevimiz bu değil demeye başladılar. Kamuoyuna çıkıp söylemediler. Türkiye'nin bir yargı reformuna ihtiyacı var.
GÜL'ÜN ADAYLIĞIM SÜRÜYOR DEMESİ ŞIK DEĞİL: Kimse için bugünden yarına benim adaylığım sürüyor demek doğru değildir. Benim için de, Tayyip bey için de böyle. Siyasette şartlar değişebilir. Dengeler değişebilir. Şu anda Meclis mi seçecek halk mı seçecek bilmiyoruz. Türkiye böyle bir karmaşanın içerisine sürüklendi. Sorumlusu biz değiliz. Ama bunu çözeceğiz, çözmemiz lazım. Yeni Cumhurbaşkanı'nın nasıl seçileceğine Anayasa Mahkemesi karar verecek. Şimdi daha bu belirsizlikler varken kimin adaylığının tartışılacağı doğru değil. Bugün siz aday mısınız diye bana soruyorlar. Bu bugünün meselesi değil diyorum. Günü geldiğinde belli olacak bir şey ve hiç beklemediğiniz birisi aday olacak. Belki yeni oluşan mecliste daha flaş, daha tasvipli olan bir aday çıkacak. Bütün bunları o zaman düşünürüz. Ama Gül, dün için de bugün için de adaylığı kabul gören iyi bir şahsiyet olarak ortada bulunuyor.
Aslı Aydıntaşbaş-Sabah
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|