E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Babacan'dan İlginç Analiz: Avrupa Ülkelerinin Haketmedikleri Bir Refah Seviyesi Var, Bu Biraz Düşmeli!

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, şu anda Avrupa'da risk göstergelerinin yükseldiğini ve Türkiye'nin risk priminin 15 AB ülkesinden daha düşük durumda olduğunu bildirdi. Pek çok Avrupa ülkesinde hak etmedikleri bir refah seviyesi olduğunu belirten Babacan, "Borçlanarak yaşadıkları bir suni refah var. Bu refah seviyesinin bir miktar düşmesi gerekiyor" dedi.

2.12.2011 - 13:09
Babacan dan İlginç Analiz:

aa
Babacan, Türkiye olarak, temmuz ayından itibaren Avrupayla ilgili uyarıları daha yüksek sesle yapmaya başladıklarını ifade ederek, tabloyu Türkiye açısından ve küresel ekonomi açısından endişe verici bir tablo olarak değerlendirdiklerini, her seviyede ve uluslararası bütün ortamlarda açıkça dillendirdiklerini söyledi.
Hükümet değişikleriyle, teknokrat hükümetlerinin eliyle bu işin yapılmasını pek gerçekçi görmediklerini kaydeden Babacan, “Çünkü parlamento aynı, tamamen dışarıdan gelen teknisyenler o parlamentoyu ikna edip yasaları çıkaracaklar. Bunu açıkçası çok kolay görmüyoruz” dedi.

Babacan Kanal 24'de katıldığı bir programda, yasalar çıksa bile uygulama aşamasında problemlerin olacağını öngördüklerini belirterek, özellikle maliye politikası ile ilgili tedbirlerin pek çok ülkede gerekli olan adımlar olduğunu, ancak bu adımların iyi anlatılamaması, geniş kitleler tarafından benimsenememesi durumunda atılan adımların, şöyle ya da böyle uygulama safhasında problemli olacağını söyledi.ü

"BORÇLANARAK YAŞIYORLAR"

Önemli olanın seçimin ardından işin başına gelecek hükümetlerin hızlı reform adımlarıyla, bir yandan yapısal sorunlarını hallederken, bir yandan da bütçeleri ile ilgili problemleri çözecek, acı reçete diye adlandırılabilecek tedbirleri almak olduğunu kaydeden Babacan, şöyle konuştu:

“Pek çok Avrupa ülkesinde hak etmedikleri bir refah seviyesi var. Borçlanarak yaşadıkları bir suni refah var. Bu refah seviyesinin bir miktar düşmesi gerekiyor. Ya kontrollü bir şekilde bu refah seviyesi aşağı inecek ya da tamamen kontrolsüz, şokla, ciddi krizle, çok daha sert, kötü olacak bir tabloyla karşı karşıya kalacaklar. İkisi arasında tercih yapacaklar. Önümüzdeki 10 gün önemli, arka arkaya toplantılar var.

Öncelikle ülkelerin ev ödevlerini yapmaları gerekiyor. Adımların koordineli şekilde atılması gerekiyor. Avrupa Merkez Bankası'nın finansal istikrarı koruyacak adımları atması gerekiyor. Bir yandan Avrupa Merkez Bankası likidite açısından destek olmalı. Ama bunun süresi sınırlı ve tanımlı olmalı, öte yandan da bu ülkeler bütçelerine çeki düzen verip, yapısal sorunlarını çözecek adımları atmaları gerekiyor. Hepsi paralel olmalı.”

"UMARIM BERABER ÇÖKÜŞE GİRECEKLERİNİN FARKINDADIRLAR"

Başbakan Yardımcısı Babacan, sözlerine şöyle devam etti:

“Kendi paralarıyla borçlanırken ki risk primleri, bizim onların parasıyla borçlanmamızdan daha fazla. 15 AB ülkesi bizden daha riskli görünüyor dün akşam itibariyle. Biz daha çok İspanya, İtalya diyorduk risklerden bahsederken, şimdi bakıyoruz Fransa'da da risk göstergeleri çok ciddi şekilde arttı. Dolayısıyla durum çok çok ciddi. Ama bu ciddiyetin umarız ki Avrupalılar farkındadır, umarız ki bu adımları atmadığı takdirde hep beraber bir çöküşe girebileceklerinin de farkındadırlar. Biz uyarılarımızı yapıyoruz. Ümidi kaybetmemek lazım, Avrupada bir uzlaşma kültürü var.

Kendi aralarında bir uzlaşma zemini yakalayıp doğruları yapma ihtimali var. Dolayısıyla durum ümitsiz diye bir tutum içine girmemek lazım. Bir görelim bakalım, son dakikada yapabilirlerse toparlanabilirler, ama adım atmazlarsa işler daha kötüye gidebilir. Bu problemin çözülmesi için güçlü siyasi irade lazım, cesaret lazım, kararlılık lazım.Bizim hükümetimizin sahip olduğu bu kararlılık, bu güçlü irade, herhangi bir Avrupa hükümetinde olsa, bizim hükümetimiz yapısında herhangi bir Avrupa ülkesine getirseniz koysanız, 3 ayda çözüm yoluna girer işler. Çünkü piyasalara bir perspektif vermek zorundasınız, güzel bir program, güvenilir bir program yapılacakların açık açık anlatılması. Açık olmak lazım.”

BANKACILIK VE KAMU MALİYESİNDE GÜÇLÜYÜZ

AB ülkelerinin iç pazarlarının Türkiye'nin ihracatı açısından önemli olduğunu belirten Babacan, Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 45'ini AB'ye, yüzde 55'ini de AB ülkeleri dışındaki ülkelere yaptığını söyledi. Yüzde 55'lik ihracatın hızlı bir şekilde arttığına işaret eden Babacan, “Toplamda baktığımızda, hangi senaryo gerçekleşirse gerçekleşsin, 2012 yılında ihracatımızın toplamda belli oranlarda artacağını düşünüyoruz. Çok ciddi bir problem yaşayacağımızı düşünmüyoruz” dedi.

Babacan, Avrupadaki problemin temelinde bankacılık ve kamu maliyesinde sorunlar bulunduğunu kaydederek, Türkiye'nin her iki alanda da çok güçlü olduğunu kaydederek, “Türkiye'nin bankacılık sistemi çok güçlü. BDDK Başkanımızın da açıklamaları oldu. Öte yandan, bütçe açığı ve kamu borç stoğu açısından çok sağlam durumundayız. Sorunun temeline inip baktığımızda Avrupa'daki sorunun temelindeki iki ana problem kaynağı Türkiye'nin en güçlü olduğu alanlar. Dolayısıyla yapı ve oturduğumuz zemin çok çok farklı” diye konuştu.

TÜRKİYE-SURİYE MESELESİ DEĞİL

Başbakan Yardımcısı Babacan, Suriye ile ilgili Türkiye'nin uzun süredir üzerinde çalıştığı bir tedbir paketi bulunduğunu, meseleyi, Türkiye-Suriye meselesi yapmaktan öte, oldukça geniş bir mutabakat zemininde, mümkün olduğunca çok sayıda ülke ile hareket ederek adımların atıldığını söyledi.

“Bunun sadece Türkiye meselesi değil, bölgesel, hatta küresel bir mesele olduğunu her fırsatta vurguluyoruz” diyen Babacan, Türkiye'nin Suriye halkının günlük hayatını etkileyecek hiçbir tedbir almak istemediğini, su konusunun da yaptırım paketinin hiçbir zaman bir parçası olmaması gerektiğini söylediğini ifade etti. Babacan, şöyle devam etti:

“Nasıl İsrail'in Gazze üzerinde yaptığı kısıtlamalar, direkt halkın günlük hayatına yönelik yaptırımlarsa ve Türkiye olarak karşıysak, Suriye'de de
buna dikkat etmemiz lazım. Direk rejimi hedefleyen, orada bazı kişileri etkileyen tedbirlerle bu işin yapılması gerekiyor. Bundan sonraki aşamada bir isim listesi üzerinde çalışılıyor. Hem yönetimde, hem de yönetimle ilişkilerinde yakın olan iş adamlarının hem seyahat yasağının konulması, hem de Suriye dışındaki mal varlığına el konulması ile ilgili bir çalışma var. Mümkün olduğunca yapılan katliamlarda direkt sorumluluk taşıyan kişilerin hedeflenmesi gerektiğini düşünüyoruz. AB'nin, Arap Ligi'nin farklı perspektifleri var. Ama sonunda oturacağız, karşılaştıracağız, sonra böyle bir adım atılacak gibi görünüyor.

Suriye'deki karışıklıklar, Suriye'de istikrarın kaybolması, Suriye'deki güvenlik problemleri, zaten Suriye ekonomisini ciddi oranda yavaşlattı. Biz yaptırımları uygulamasak dahi bizim Suriye'ye olan ihracatımız azalma trendine girmişti. Sadece bizim değil Suriye'nin dünya ile olan ticareti azalıyor. Dolayısıyla, biz halkın günlük ihtiyacı ile ilgili herhangi bir kısıtlamaya gitmediğimiz için ihracatı azaltıcı tedbir yok. Türkiye üzerinden geçen askeri malzemeler gibi erteliyoruz, direkt silah satışı yapılmaması gerekiyor. Ama ihracatın kompozisyonuna baktığımızda, ihracatın ağırlıklı olarak halkın günlük ihtiyacına yönelik. Dolayısıyla, yaptırımlar sebebiyle Türkiye'nin ilave bir zararının olacağını düşünmüyorum. Hesabımız kitabımız bu şekilde. Bundan sonra Suriye ne yapacak, gelişmeler, trendler ne olacak. Finans kanallarıyla ilgili tedbirler var.”

Öte yandan Babacan, önümüzdeki hafta Japonya, Hong Kong ve Singapur'u içeren bir programının olacağını, daha sonra bir gün Türkiye'de kalacağını ve ardından New York'taki BM'nin Küresel Sürdürülebilir Paneli'ne katılacağını da söyledi.

"CARİ AÇIĞIN ÇÖZÜMÜ ENERJİDE"

Cari açığı en çok tetikleyen kalemin ne olduğuna ilişkin soruya da Babacan, “enerji” cevabını verdi. Babacan, geçen sene çıkarttıkları yenilebilir enerji yasası, Rusya ile yaptıkları nükleer santral anlaşması ve önce Korelilerle daha sonra da Japonlarla başlattıkları nükleer santral çabalarının orta ve uzun vadede mutlaka bu sorunun çözümüne katkı sağlayacağını söyledi. Babacan, sorunun çözümünde enerjiyi daha verimli kullanabilmenin önemine de dikkat çekti.

"İMKB DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 BORSASI ARASINA GİRECEK"

Babacan, İMKB'de değişiklikle ilgili soruyu cevaplarken, Türkiye'nin çok ciddi bir yapısal dönüşüm geçirdiğini ifade etti.

Ülkede son 10 yılda kişi başına gelirin 3'e, ihracatın 4'e katlandığını, borsadaki halka açık şirketlerin sayısında ise ancak yüzde 10 artış kaydedildiğine dikkat çeken Babacan, “Borsamız yerinde saymış. Dolayısıyla oraya bir müdahalenin kesinlikle şart olduğunu düşündük” dedi.

İMKB'yi dünyanın en büyük 10 borsasından biri yapmak istediklerini belirten Babacan, bunu yapmak için de öncelikle biraz yönetimde devlet olarak söz sahibi olacaklarını, yeni kurgularını yapacaklarını sonra da tekrar piyasa dengelerini İMKB'ye bırakacaklarını dile getirdi.

"İTHAL ÜRÜNLERİ TÜRKİYE'DE ÜRETEBİLMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ"

Ali Babacan, yeni teşvik programı ile ilgili soru üzerine de yeni teşvik programının en önemli farklılığının cari açık perspektifinin çok güçlü bir şekilde bu çalışmanın içinde yer alması olduğunu ifade etti.

Babacan, en çok ithal edilen ürünlerin Türkiye'de nasıl üretilebileceğine, Türkiye'nin ithal etmek durumunda olduğu ürünlerin ülkede üretilebilmesi için devlet olarak neler yapılabileceğine dair detaylı bir çalışma yaptıklarını bildirdi.

Babacan, “O zaman ar-ge yatırımlarını destekleyen bir paket mi geliyor” sorusuna karşılık da ar-ge ile ilgili desteklerin zaten olduğunu ama Türkiye'de kapasite oluşması gereken, Türkiye'nin bir üretim merkezi haline gelmesi gereken bazı sektörler olduğunu, bu sektörlerle ilgili biraz daha yoğunlaştırılmış teşvik uygulamalarının olacağını kaydetti.

Başbakan Yardımcısı, o sektörlerin hangileri olduğuna ilişkin soruya cevap verirken de şunları kaydetti:

“Çalışıyoruz. Sadece genel bir sektör değil de alt sektörlere inmemiz gerekiyor. Mesela otomobil dersek otomobil alt sektörlerini detaylı inceleyip o alt sektörlerde neler ithal ediyoruz ve Türkiye'nin o ürünlerle ilgili sürdürülebilir bir rekabet gücü var mı yok mu bu çok önemli. Çünkü herhangi bir üründe Türkiye'nin sürdürülebilir bir rekabet gücü yoksa o ürünlerin burada illa üretilsin derdi de olmamalı. Eğer bazı ülkeler bazı konularda gerçekten çok farklı birşey geliştirdilerse ve bizim devlet desteğiyle dahi o maliyet avantajını karşılama imkanımız yoksa biz diyeceğiz ki (o ürünleri alalım aynen kullanalım) ama uzun vadede rekabet gücümüzün olacağına inandığımız konular varsa da onun teşviğini verelim, o yatırımlar Türkiye'de yapılsın, bir ölçek ekonomisi yakalansın ve o ürünleri Türkiye'den başka ülkelere de satabilecek bir üretim gücüne ulaşabilelim. Bunun çok akıllıca çok dikkatlice yapılması gerekiyor. Çünkü hem devlet kaynaklarını israf etmemek gerekiyor hem de özel sektöre yanlış bir sinyal vermemek, yanlış alanlarda yatırımların birikmesine de yol açmamak gerekiyor. Devlet desteğinin yatırım aşamasında ve o toplu maliyetlerin bir miktar düşürülmesine yardımcı olacak cinsten olması lazım. İlk etapta biraz omuz vermek ama sonra da o sektörün kendi ayakları üzerinde yürüyebileceğini de önceden görebilmemiz gerekiyor.”

YORUMLAR
Toplam 10 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Misafir 3 Aralık 2011 Cumartesi 00:46

Bizi sağa sağa bitiremediler sıra demokrasi adı altında bunlara borcu olmayan belli başlı arap ülkelerindeki sağılacak insanlara sıra geldi onun için avrupayı düşünmeyi bırak Türkiye ekonomisine bak yıllık bu ülkeden avrupaya ne kadar kar transferi yapılıyor onu söyle

Yorumu oyla      19      10  
Misafir 2 Aralık 2011 Cuma 23:14

her zaman unutulan bir gerçek var ki o da avrupa zenginliğini sömürgelerine borçludur. yine avrupa bu sömürgeleri sayesinde düşdüğü ekonmik krizden kısa sürede çıkar.

Yorumu oyla      22      10  
Misafir 2 Aralık 2011 Cuma 22:46

Türk halkının refah düzeyini yükseltmeyi düşüneceğine sanki ona soran varmış gibi Avrupa ülkelerinin refah düzeyini düşürmeyi öneriyor. ALLAH Bunlara da nbunlardanmedet umanlara da aklı fikir versin.

Yorumu oyla      22      10  
Misafir 2 Aralık 2011 Cuma 20:12

Bu bakanın daha şimdiye kadar bir ekonomist gurubuyla ciddi bir biçimde değerlendirme yaptığını gören varmı?Herşeyden kaçıyorlar.Kaçma nedenleri ekonomideki olumsuzluklarda değil,ekonomi bilgilerinin olmayışı.Avrupa haketmediği refah seviyesinin haketmediği kısmını nerden bulmuş desen ne diyecek.Sen Devlet değerlerini satarken bile yabancı ortak şartı arıyorsun ya UYANIK.Az bilgili bir sunucu bile bunu çarpar ama sormak yasak sanırım.

Yorumu oyla      22      10  
Misafir 2 Aralık 2011 Cuma 19:28

Oraların halkları ülkelerinin ortak değerlerini sattırıp, peşkeş çektirtmiyor, insanca yaşam ücreti olmadan hükümetleri alaşağı ediyor, onlar da borçlanıyorlar. Türkiye ise AKP dönemiyle birlikte varını yoğunu sattı, yıllık cari açık 80 milyar dolara dayandı ama vatandaşlarının hala insanca yaşam sürme talebi yok. El açıp dua ediyor, dileniyor, beraber yürüdük biz bu yollarda şarkısıyla ot yolarken sizlerin sefahatınızı seyrediyor. Her iktidara düşünemekten uzak cahil halk nasip olmaz değil mi?

Yorumu oyla      21      10  
Misafir 2 Aralık 2011 Cuma 18:13

Türk EKONOMİSİNE son dokuz yılda MUCİZELER yaratan ALTIN ÇOCUK sn Babacan ne diyorsa doğrudur.

Yorumu oyla      19      19  
Misafir 2 Aralık 2011 Cuma 16:40

Sizinle,çalışan ve emekli,halkın arasındaki fark ne kadar?Aile ticaret haneniz'in geliri,ile,gariban,büfeci'nin arasındaki,fark ne kadar?asgari ücret,komikliği,emekli,aylığı komikliği,avrupalı ile arasındaki,fark ne kadar?sn.bakan,siz hiç,üşüdünüzmü?aç kaldınızmı?akşam evinize ekmek götürme telaşı yaşadınızmı?malesef hiç yaşamadınız;saman pazarı esnafı,bunu iyi bilir)avrupalı,kafayı,çalıştıryor,siz,cebinizi)cari açık 8.0 yunanistan 7.8 takla attı)siz dahi çocuksunuz kurtarın bizi)

Yorumu oyla      21      10  
Misafir 2 Aralık 2011 Cuma 14:07

Haftanın komik başlığıda bu olmuş,ciddi güldürü daha etkili oluyor.AB ülkelerinin refahı düşerse tüketim hacamaları ardından ithalatı vs düşer,o düşerse onlara bağımlı kılınan biz batarız.Buradaki işsizliği çözemeyen ve devamlı arttıran,gelir adaletsizliğinde dünyaya bizi ilk sıraya oturtan adamların Avrupaya ekonomik akıl vermesi bir başka komedi.Buna orda soru soran akıllıca bir muhabir yokmu be ya.

Yorumu oyla      25      11  
Misafir 2 Aralık 2011 Cuma 14:06

Avrupa ülkelerinin güçlü bir altyapısı var. Amerikan kağıtları ve Yunan tahvilleri sebebiyle kriz yaşanıyor. Krizi atlattılar mı bizden çok daha iyiler. Kendimize bakalım, başkasının kriziyle uğraşmayalım. İhracatın çoğu Avrupa ülkelerine. Avrupa'nın krize girmesi bizi de iyi etkilemiyor.

Yorumu oyla      24      10  
Misafir 2 Aralık 2011 Cuma 13:48

sana ne bundan bize ne bu kadar saçma sapan bir konuşma olurmu ama maalasef yüzde elli de böyle alakasız kişilere alakasız şekilde oy veriyor onlara ne bu ülkenin derdinden sıkıntısından başkalarının nasıl yaşadığı nasıl yaşaması gerektiğiyle ilgilenenler yönetiyor bu ülkeyi dertleri başkaları kendi insanları değil

Yorumu oyla      22      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Akbank Genel Müdürü Uyardı:
Akbank Genel Müdürü Akkurt, tüketici kredileriyle ilgili çarpıcı bir yorum ...
Kemal Derviş Açıkladı:
Kemal Derviş, IMF başkanın Türk olması gerektiğini, Türkiye'deki finans ...
Döviz Güne Nasıl Başladı?
İstanbul serbest piyasada dolar 1,8280, avro 2,4620 liradan güne başladı.
 
Borsa Güne Artışla Başladı
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi, güne alıcılı başladı.
İMKB Başkanından Sitem:
İMKB Başkanı Erkan, çıkarılan KHK ile borsa yönetiminde kamu ağırlığının ...
BDDK Alarmda
Türkiye'deki yabancı merkezli bankaların, ana merkezlerinden fon kullandığını ...
 
Türkiye ABD'yi Geçti
Günlük ekonomi sohbetlerinde "devletin vergi toplamadaki ciddiyetini" ...
Krizde Ayakta Kalmanın Yolları
Krizde Nasıl ayakta kalınır? işin püf noktaları neler? Turktime yazarı ...
Moody`s Türkiye`yi Uyardı
Moody's, Türkiye için yayımladığı yıllık raporda, Türk hükümetinin son ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
1. Lig
uzaktan çalışma
tekne
Elif Erbakan
Fatih Erbakan
Dinamo Kiev
Monaco
Nihat Zeybekci
Ergenekon