AKP'nin Ekonomik İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli ekonomi ve siyasetteki gelişmelere ilişkin AKŞAM'ın sorularını yanıtladı. Ekonomik kriz ile birlikte IMF'nin de değişmeye başladığını vurgulayan Gedikli, 'Şimdi daha iyi bir aşamadalar dedi' dedi. Gedikli, yürüttükleri yerli ekonomik programla, krizi en iyi yöneten ülke konumuna geçtiklerini vurgulayarak, şu değerlendirmeleri yaptı:
'YATIRIM'A AZ KALDI
Türkiye'nin ekonomide 'yatırım yapılabilir ülke seviyesine' gelmesine ramak kaldı. Buna çok yakınız. Yani büyük fonların, garanti fonlarının, bireysel emeklilik fonlarının paralarını Türkiye'ye getirmesi için 'Türkiye, yatırım yapılabilir ülke seviyesini' yakalamış olması gerekiyor. Yargı reformu gerçekleşirse, Türkiye'nin önünde engel kalmayacak. HSYK ve Anayasa Mahkemesi'nin büyük bölümünü seçilmiş irade yani TBMM atamalıdır. ABD ve Avrupa'da olan bu.
Önümüzdeki seçimin en önemli meselesi Anayasa olacak. Şu anki tabloda toptan değişiklik mümkün görünmüyor. Genel seçimin Mayıs 2011'de yapılması muhtemel, ki buna çok az zaman kaldı. Anayasa'nın kimi maddelerinin değişmesi içeren bir paket ise partinin yetkili organlarda tartışıldıktan sonra değerlendirilecek.
6 MİLYON İŞSİZE İŞ!
Ekonomik kriz ortamında gerek işsizlik ödeneği, gerek kısa çalışma ödeneği, gerek işverene yönelik teşvik programları ile 6 milyon kişiyi işsizlikten kurtardık. İşsizlik oranını yüzde 13'te tutmayı başardık. İstihdam birinci önceliğimiz. Antalya'da Ulusal İstihdam Çalıştayı'nı başlattık. Buradan çıkacak politikaları uygulamaya koyacağız.
KRİZ, TÜRKİYE İÇİN FIRSAT
AB, 'itibarı sarsmamak için' Yunanistanın IMF ile anlaşma yapmasını istemedi. AB ekonomisi şu an büyük sıkıntıda. Bu gidişle Avrupa'da ya euro çökecek ya da AB ülkelerinden bazıları çökecek. Ancak Avrupa'daki bu sıkıntı, Türkiye'ye çok büyük fırsat perencesi açtı. Avrupa'daki birçok firma yatırımlarını Türkiye'ye kaydırmak istiyor. Fransız Clio 4 modelinde bunu gördük. Şimdi Çin'in 'Cherry' yatırımını ülkemize kaydırmak istiyor. Destek vermeliyiz.
IMF'nin önerileri krize yol açmıştı
IMF, 1999 yılında o zamanki DSP-MHP ve ANAP koalisyonuna, 'Nereden buldun' diye bir mali milat çıkarttırdı. Ne müthiş zeka ya! Kriz ortamında bu tedbiri alırsan, tüm sermaye Türkiye'den kaçar. Türk ekonomisinde art arda iki büyük kriz çıktı. Şimdi biz bu tecrübe ile aynı şartlarda IMF ile anlaşma yapar mıyız? Her şeyin zamanlaması var.
Nihai noktaya gelemedik
TÜRKİYE, IMF programı olmaksızın en istikrarlı ekonomi dönemini yaşıyor. IMF parası olmadan da Türkiye ekonomisinin ayakta kalabileceğini herkese gösterdik. Bir kere IMF'nin kendisi kriz süresinde tartışma konusu oldu. Bir kere çifte standart uyguladı. Gelişmiş ülkelere, 'harcamalarınızı artırın, teşvik tedbirleri uygulayın' dediler. Gelişmekte olan ülkelere ise 'harcamalarınızı artırmayın, teşvik tedbirleri uygulamayın' dediler. Böyle bir IMF anlayışı ile yani kendisini yenilememiş IMF ile anlaşma yapmamak çok doğru bir adımdı. Ama şimdi kendini yenileyen IMF var. IMF açısından fon yönetiminin, sermaye yapısının gözden geçtiği bir süreç oldu. Ama tam nihai noktaya varmış varmış değiliz. Vizyonu değişmiş IMF ile Türkiye bir anlaşma yapabilir. Çünkü IMF; şartlar noktasında çok esnek bir yere geldi.
Yunanistan'a Türkiye blöfü yapın
MARKETWatch'ta yayımlanan bir analizde, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's'un (S&P) Türkiye'nin yabancı para cinsinden uzun vadeli kredi notunu 'BB-' den 'BB'ye yükseltmesinin, Türkiye'yi Avrupa Birliği ve euroya bir adım daha yaklaştırdığı ifade edildi ve Yunanistan yerine Türkiye'yi aday olarak kabul etme tehdidiyle, Atina hükümetinin harekete geçirilebileceği belirtildi. MarketWatch'ta yayımlanan analize göre, bütün bu gelişmeler Yunan ekonomisiyle tezat oluşturuyor. Bu yüzden Yunanistan kamu finansını daha iyi yönetmek için bir yöntem arıyorsa, ilk olarak Ege'nin karşı kıyısındaki komşusuna bakması gerekiyor. Analize göre, Atina'yı ekonomi reformları gerçekleştirmeye zorlamak için, Yunanistan'ın yerine Türkiye'nin AB'ye alınacağı yönünde 'hafif' bir tehdit işe yarayabilir.