ÇAĞLAYAN ÇOK İDDİALI: Ayak Basmadık Yer Bırakmayacağız

Çağlayan, Swiss Otel'de gerçekleştirilen Forum İstanbul'da yaptığı konuşmada, küresel krizin neden ortaya çıktığı konusunda her şeyin söylendiğini, bundan sonrasında öne çıkan başlığın ise ''nelerin yapılması gerektiği'' olduğunu kaydetti.

Son finansal krizin, katı olan şeylerin buharlaştığını gösterdiğini anlatan Çağlayan, harika çocukların bir anda ortadan kaybolduğunu, derecelendirme kuruluşlarının şu anda dünya üzerinden silindiğini söyledi.

Bugün asıl olan tek şeyin yenilikçi ve çevreci üretim olduğunu dile getiren Çağlayan, reel sektörün önemine işaret etti.

Çağlayan, Türkiye'nin 4 kriz yaşadığını, her krizden ciddi anlamda dersler çıkartıldığını hatırlatarak, krizin küresel anlamda ilk etkisinin 1999 yılındaki Uzak Doğu kriziyle yaşandığını anlattı.

Türkiye'de 2001 yılında yaşanan bankacılık krizinden büyük dersler çıkarıldığını anımsatan Çağlayan, ''Bakın dünya üzerinde birçok finansal kuruluş bir bir erirken, Allah'a şükürler olsun Türk bankacılık sistemi aslan gibi, burnu dahi kanamadan sağlıklı bir yapıya sahip oldu. Keşke bunları dayak yemeden çözebilseydik. Keşke krizler bizi değiştirmese, bizler krizden önce değişebilseydik'' diye konuştu.

MATBAACI HIDIR'IN BANKASI...

Krizle birlikte Türkiye'nin bir şey daha öğrendiğini dile getiren Çağlayan, ''Merkez Bankası, matbaacı Hıdır'ın bankası gibi sürekli para basardı. Kimse hesabını sormazdı. Bütçe disiplini, mali disiplin diye bir şey yoktu. Bu süreçte izlenmiş olan mali ve bütçe disiplini son derece önemlidir'' dedi.

Özel sektörün, özellikle yapısal değişim gerçekleştirdiği, kurumsallaşmaya doğru gittiği bir dönemde krizle karşı karşıya kaldığını anlatan Çağlayan, bunun da özel sektör açısından bir şanssızlık olduğunun altını çizdi.

Zafer Çağlayan, Türk Ticaret Kanunu üzerinde çalıştıklarını hatırlatarak, Meclis tatile girmeden önce bu kanunun çıkmasını umduklarını söyledi.

Global ekonomik krizin hafif bir şekilde atlatılması için yoğun gayretleri olduğunu dile getiren Çağlayan, ''Türkiye krizden ciddi manada fırsat yakalayarak çıkacaktır. Gaz vermeye çalışmıyorum'' dedi.

Küresel krizin, şirketlerin de artık eskisi gibi yönetilemeyeceğini ortaya koyduğunu belirten Çağlayan, şirketin kasasının patronun cebi olmaktan çıkacağını söyledi.

Türkiye'nin son 6 yılda çok önemli açılım gerçekleştirdiğine işaret eden Çağlayan, şöyle devam etti:

''Dünyanın başka boyutları da var. Latin Amerika, Asya, Orta Doğu, Çin gibi pazarlar var. Özellikle Dış Ticaret Müsteşarlığı olarak 500 milyar dolarlık ihracata odaklandık. Başarır mıyız? Hiç kuşkum yok. Stratejimizi iyi yaparsak, ben iddiaya girerim ki bunu başarabiliriz. 2023'te 1 trilyon dolarlık dış ticareti olan bir Türkiye...Bu hedefimizi yaparken elimize çantamızı aldık; 'arkadaşlar eşlerinizle vedalaşın, bavullarınızı hazırlayın, seferlere çıkacağız, ayak basmadığımız yer bırakmayacağız' dedik. Daha evvel gitmediğimiz, önemsenmemiş, 'aman canım, buraya ne gerek var' dediğimiz yerlere artık tek tek gideceğiz. 20 günde gezilerde gördük ki bizim için dünya üzerinde ekmek yiyeceğimiz çok sektör var.''

Türkiye'nin 2010 hedefi olan 100 milyar dolarlık ihracatı, 2007 yılında yakaladığını hatırlatan Çağlayan, bundan sonraki planlarını da, gidilmemiş yerler üzerine yaptıklarını anlattı.

Çağlayan, ''Kapıyı kapatsınlar, pencereden, bacadan gireceğiz. İllaki o pazarlara gireceğiz'' dedi.