CIA, dün binlerce sayfadan oluşan gizli belgelerin üzerindeki gizliliği kaldırarak ilk kez halka açıkladı. Bunlar arasında Türkiye'yi ilgilendiren sırlar da var...
Türkiye raporları Amerika’nın Türkiye’ye bakışı konusunda çok önemli ipuçları veriyor. Yüzlerce sayfadan oluşan dokümanlar arasında Türkiye için en ilgi çekenlerden biri, 1990 yılında dönemin ABD Başkanı George H. Bush’a (Baba Bush) iletilmek üzere hazırlanan “İslami Fundamentalizm” raporunun Türkiye bölümü ABD istihbaratının Türkiye’de siyasal İslam’ın yükselişini yıllar önce öngördüğünü ortaya koyuyor. İşte rapordan çarpıcı ifadeler:
* Türkiye’de Anayasa, İslami partilerin şeriatı desteklemesini yasaklıyor. Ancak dindar Müslümanlar olan Özal ve birçok bakanı İslam’ı politik kazanç için kullanıyor. Laik kesim olan aydınlar, ordu, batılılaşmış aileler küçük bir grup olmalarına rağmen Türk toplumunda büyük bir role sahipler. Dini temel alan partiler en büyük yükselişi gerçekleştirdikleri 1974 seçimlerinde bile yüzde 10’luk barajı aşabilmiş değil.
* Ancak buna rağmen Türkiye’de siyasi İslam yükseliyor. Özal ve destekçileri İslam’ın bir geriye dönüş olmadığını, dini özgürlüklerin aynı zamanda ifade özgürlüğü olduğunu ve ahlaki değerlerin korunmasını sağladığını belirtiyor. Laik kesim ise Özal ve destekçilerinin gizli bir hedefi olan radikaller olduğunu ileri sürüyor.
Erbakan’a yaradı
* Körfez Krizi Türkiye’deki küçük ve radikallerin hakimiyetindeki ve şu anda mecliste temsil edilmeyen Refah Partisi’ne daha fazla yandaş toplamak ve Türk politikalarında daha fazla rol oynamak için fırsat verdi. Birçok Türk, Irak’ın Kuveyt’i işgaline karşı çıkıyor. Ancak Refah Partisi Amerika’nın müdahalesi ve Suudiler’in bunu kabulüne sert bir şekilde karşı çıktı. Eğer Özal’ın batıya olan desteği geri teper, ve müzakere edilmiş bir anlaşma sonrasında Türkiye daha güçlü ve öç almak isteyen bir Saddam ile karşı karşıya kalırsa Refah Partisi Anavatan’dan meclise girebilecek kadar oy çalabilir.
* Türkiye’nin yüzde 98’i Müslüman olmasına rağmen ibadet eden Müslümanlar’ın oranı yüzde 40. Bu kişilerin yüzde 75’i Cuma namazlarına gidiyor ve domuz eti yemiyor. Ilımlı İslami kuralların Türk yaşam tarzına yerleşmesini istiyor. Radikal dinciler ise nüfusun muhtemelen yüzde 10’undan azını temsil ediyor.
İran ve Suriye teröristleri salar
* Türkler’in genel özelliği, kriz zamanlarında genelde hükümetin arkasında durmaktır. Dini görüşleri ne olursa olsun Türkler, Türk Ordusu’nun Körfez’de askeri varlığına karşı çıkıyor. Bu da “Yurtta Barış Dünyada Barış” felsefesinin bir ürünü.
* Anavatan Partisi’nin şu anki düşük destek oranları dikkate alındığında Körfez krizi olmasaydı bile Refah Partisi’nin meclise girmesi beklenebilir. Körfez Krizi de Refah’ın oylarını yükseltmiştir. İslam ve Milliyetçi unsurları bir araya getiren Erbakan’a bazı milliyetçi kesim de destekliyor.
* Eğer Anavatan seçimlerden iktidar çıkmazsa Erbakan koalisyonda yer alabilir. AB’ye üyeliğe ve İsrail’e karşı çıktığı, İslami ortak pazar kurulmasını istediği için ABD’nin Türkiye’yi batı ekseninde tutma çabalarına zarar verebilir.
* Eğer Türkiye’nin de desteğiyle Saddam’a karşı batı dünyası bir zafer kazanabilirse bu Özal’ın oy oranını, dindar ve laik kesim arasındaki desteğini yükseltecektir. Bu şekilde Türkiye dünyada bir oyuncu haline gelecektir. Ancak bu gibi bir durumda da Türkiye’de Suriye ve İran’dan kaynaklanan İslami terörizm artışı beklenebilir.
‘Kürt sorunu RP’yi dağıtabilir’
CIA’nın hazırladığı bir başka rapor ise 1996 tarihini taşıyor ve dönemin başkanı Bill Clinton’a sunulmuş. Günlük bir istihbarat brifinginin parçası olarak hazırlanan bu rapordaki ifadeler ise şöyle:
Türkiye’deki basın haberlerine bakıldığında Türkler’in çoğunun Kuzey Irak’ta olup bitenler konusunda terörle mücadele ve olası bir göçmen akını dışındakilerle ilgilenmediği görülüyor. Türkiye’nin burada düzeni kurup, PKK’nın burayı terör saldırıları için bir üs olarak kullanmasını engellemesine destek veriyorlar. Son dönemde oldukça sessiz olan Başbakan Erbakan, bu bölgenin ordu için önemini biliyor. Refah’ın büyük çoğunluğunun da PKK’nın en büyük karşıtlarından olduğu biliniyor. Ancak Refah’ın Kürt kanadı eğer Ankara Kürt bölgesinin Bağdat’ın kontrolüne verilmesi stratejisini desteklerse protesto edip partiden bile ayrılabilir. Bu da Refah’ın dağılmasına yol açar.
REFAH PARTİSİ’NİN OYLARI
RP(FP/99)
1986: %5.5
1987: %7.2
1991: %16.9
1995: %21.4
1999: %15.4
(Haber: Ruşer Çakır/Vatan)