E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

DÜELLODAKİ RAKİBİ KENDİSİYDİ 

Soner Yalçın’ın kaleminden bir UFUK GÜLDEMİR biyografisi.

17.06.2007 - 18:29
DÜELLODAKİ RAKİBİ KENDİSİYDİ

Bir yetim çocuğun hikáyesi

Bugün Babalar Günü. Bugün, beş yaşında babasını kaybetmiş yetim bir gazetecinin; foto muhabirliğinden medya patronluğuna uzanan hikáyesini yazacağım. İşte Ufuk Güldemir’in pek kimseyle paylaşmadığı biyografisi...

TARİH: 10 Eylül 1956. Yer: Elazığ Devlet Hastanesi. Dilşat-Muhlis Güldemir çiftinin bebeği dünyaya geldi. Adını "Ufuk" koydular.

Bir yıl önce...

Elazığ’ın iki bıçkın delikanlısı Muhlis Güldemir ve Zeki Küçükberber motosikletlerini bir ağacın gölgesine dayamış sohbet ediyorlardı. Sohbet konusu bir aşk hikáyesiydi.

Ağabeyiyle birlikte Malatya’dan Elazığ’a göçüp manifatura dükkánı açan Muhlis, mağazaya işlediği nakışları getiren Dilşat Okaygün’e áşık olmuştu.

Gelecekte Jaguar otomobillerinin Türkiye temsilcisi olacak Zeki Küçükberber, Elazığ’ın önde gelen eşrafından İzoğlu Aşireti reisi Aziz Ağa’yı yakından tanıyordu.

25 yaşındaki Muhlis, iki nedenle Dilşat’la evlenmesine izin verilmeyeceğini düşünüyordu:

Bir, Dilşat’ın ailesi zengindi.

İki, Okaygün ailesi Alevi’ydi!

Engellere rağmen evlilik gerçekleşti. Çünkü Dilşat da, motosikletle günde on kez evlerinin önünden geçen Muhlis’e vurulmuştu.

BABASINI KAYBEDİYOR


Yıl 1959.

Muhlis Güldemir’e artık Elazığ’daki "Gül Manifatura" yetmiyordu. Ankara’ya taşınmaya karar verdi. Oğlu ve eşinin yanında, iyi dikiş diken baldızı Rabia da onlarla gelecekti.

Ankara’da Ulus Toygar Çarşısı’nda ilk mağazalarını açtılar: "Gül Manifatura."

Cebeci Semti’nde Tellikaya Sokak’ta oturuyorlardı. O yıl, Güldemir Ailesi’nin ikinci çocuğu dünyaya geldi. Adını, ağabeyiyle kafiyeli olsun diye "Şafak" koydular.

10 Ekim 1961.

Muhlis Güldemir, İstanbul’a kumaş almaya gelmişti. İşlerini çabucak bitirdi.

Jet Otobüs firmasından güçlükle bir bilet bulabildi. Kumaşları otobüsün bagajına verdi. Muhlis Güldemir, otobüsün en arkasına oturdu. Şoför, radyodan partilerin seçim konuşmalarını dinliyordu.

Muhlis Güldemir, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Genel Başkanı Osman Bölükbaşı’nın sözlerini daha iyi duymak için otobüsün ön tarafına gitti.

Şanssızlık: Tam o sırada otobüs kaza yaptı; Muhlis Güldemir’in ayağı kırıldı. Hemen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı, ayağına çivi çakıldı.

15 gün sonra...

Rahatsızlandı, hastaneye gitti. Çivinin takılması esnasında bir hata yapıldığı ortaya çıktı. Tekrar ameliyata alındı. Kan verildi...

Ama... Verilen kanın grubu hatalıydı... /_newsimages/3567218.jpg

Muhlis Güldemir, 31 yaşında ölüme gitti.

Ufuk Güldemir, 5 yaşında yetim kaldı.

ENİŞTESİ AVCIYDI


Dilşat Güldemir,
iki oğlu ve ablasıyla büyük bir şehrin ortasında sahipsiz kalakalmıştı.

Ne yapacaktı? Elazığ’a dönmesi istendi. Reddetti. Çünkü çocuklarını iyi okullarda okutmak istiyordu. Mağazanın başına geçti.

Çevresinin beklentilerinin aksine işleri büyüttü. Ayrıca ablası Rabia Okaygün’e gelinlik dikimevi mağazası açtı.

Dilşat Hanım, çocuklarını kaliteli okullarda okutmak istiyordu. Bu nedenle oğlu Ufuk’u evlerinin bulunduğu Cebeci Semti’ndeki okullara değil, o tarihlerde en kaliteli eğitimi veren Sıhhiye/Necatibey Caddesi’ndeki Sarar İlkokulu’na yazdırdı.

Bu arada Ufuk ve Şafak, artık her yaz halasının yaşadığı Malatya’ya tatile gönderiliyordu.

Ufuk, Malatya’yı seviyordu. Çünkü eniştesi Bayram Kayalar onu ava götürüyordu. Avcılık merakı bu Malatya tatilleriyle başladı.

Tabii, ilkokul günlerinde, bir sopanın ucuna bağladığı iğneyle sinek avlamasını saymazsak...

KOLEJ GÜNLERİ


Yıl 1967.

Ufuk Güldemir ilkokulu bitirdi.

İki kız kardeş Dilşat ve Rabia, Ufuk’u yatılı bir okula vermeye karar verdi. İstekleri, Robert Kolej idi.

Dilşat Hanım oğlunu yanına alıp özel otomobiliyle İstanbul’un yolunu tuttu.

Robert Kolej sınavında Ufuk başarısız oldu.

Dilşat Hanım kararlıydı. Diğer özel okulların sınavlarına soktu.

Sonuç aynıydı. Umutsuzca Ankara’ya dönerlerken, TED Kayseri Koleji’nin açıldığını öğrendiler.

Ufuk Güldemir bu kez tam sınava girecekken, annesi onu bir kenara çekti ve sert ses tonuyla şöyle dedi: Ne yaparsan yap, bu okulda okuyacaksın.

Dilşat Hanım, oğlunun diğer tüm sınavlarda boş káğıt verdiğini öğrenmişti! Çünkü Ufuk annesinden, teyzesinden ve canı kardeşi Şafak’tan ayrılmak istemiyordu. Ağlayarak sınava girdi.

Bu kez sınav káğıdını doldurdu. Kazandı.

11 yaşındaydı ikinci büyük ayrılığı yaşadığında...

TİP ÜYESİYDİ


Ufuk Güldemir
kolejde Türkiye İşçi Partisi sempatizanıydı

Ankara Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okuduğu dönemde TİP’e üye oldu. Üniversitelerde öğrenci olayları çıkmaya başlamıştı. Dilşat Hanım, oğlunun olaylara karışmasını istemiyordu.

Yenigün ve Günaydın gibi gazetelerde çalışmış yeğeni Başkurt Okaygün’e telefon açtı: "Ufuk’u siyasetten uzaklaştırmak için ne gerekiyorsa yap."

Ufuk Güldemir o yıllarda fotoğraf çekmeye merak sarmıştı.

Başkurt Okaygün, "Hür Anadolu’da Başkent" adlı gazetede çalışan arkadaşı foto muhabiri Sungar Taylaner’e telefon etti.

Ve Ufuk Güldemir foto muhabiri olarak mesleğe ilk adımı attı.

Daha henüz 18 yaşındaydı...

Foto muhabirliğinden medya patronluğuna

1970’li yılların başında Ankara’da foto muhabirlerinin elinde Zenith marka fotoğraf makinesi vardı. Ufuk Güldemir ise annesinin hediye ettiği, dönemin en gelişmiş fotoğraf makinesi Nikon’a sahipti.

Haber şefleri, Nikon fotoğraf makinesi yüzünden her habere onu yolluyorlardı. Sadece "Başkent"e değil, yine Mustafa Özkan’ın sahibi olduğu "Son Havadis"e de haber yapıyordu. İyi İngilizce konuştuğu için kısa sürede, polis-adliye muhabirliğinden diplomasi muhabirliğine terfi etti.

Avcılık merakı, diplomasi muhabirliğinde çok işine yaradı. ABD Ankara Büyükelçisi William Macomber de ava meraklıydı. Birlikte Konya/Cihanbey’e kaz avına gidiyorlardı. Avcılık nedeniyle başlayan Amerikalı diplomatlarla ilişkiler yıllar içinde, Ronald L. Spiers ve Strausz Hupe ile sürüp gitti.

Başkent ve Son Havadis artık ona yetmiyordu. Dünya Gazetesi’ne transfer oldu. Yeni görevi parlamento muhabirliğiydi. Bu arada, bekárlığa ve çoğu sabah, farklı evlerden işe gitmeye son vermek istiyordu.

Annesi Yargıtay’da savcı, babası Ticaret Bakanlığı’nda müsteşar yardımcısı olan Cumhur Etkin ile 1978 yılında evlendi.

1979 yılında Türk Haberler Ajansı Ankara Temsilcisi oldu. 23 yaşında "makam sahibi" olmuştu ama hayatından pek memnun değildi. Ajans haberciliğine pek ısınamadı. Bu nedenle Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hasan Cemal’in teklifine "hayır" diyemedi.

"63 TIR Dosyası" olarak bilinen silah kaçakçılığı haberiyle Bülent Dikmener Haber Ödülü’nü kazandı.

Uğur Mumcu ile birlikte Ankara’da ilk bilgisayar kullanan gazeteci oldu.

TEXAS-MALATYA

21 Haziran 1982’de kızı Su dünyaya geldi. Aynı dönemde Türk siyasetinde yeni bir lider doğdu:
Turgut Özal.

Ufuk Güldemir, Özal’
dan çok etkilendi. Hasan Cemal, genel yayın yönetmeni olunca İstanbul’a taşındı.

1985 yılında ilk kitabı "Kanat Operasyonu"nu yazdı. Kitap, Yunanistan’ın NATO askeri kanadına dönüşüne olanak sağlayan Türk vetosunun kaldırılış öyküsünü anlatıyordu.

Bunu ikinci kitap takip etti: "Çevik Kuvvetin Gölgesinde Türkiye." Bu kitabında Amerikalıların gözünden, "Kürt Sorunu" ve "İrtica Tehlikesi"ni yazdı.

Meslekte rakibi olarak görmekten gurur duyduğu yakın arkadaşı Sedat Ergin’in Cumhuriyet’ten ayrılıp Hürriyet’in Washington Temsilcisi olması onun da önünü açtı.

Hasan Cemal "Varsın orada tepişsinler" diye Ufuk Güldemir’i Cumhuriyet Gazetesi’nin Washington Temsilcisi yaptı. 1987’nin son günlerinde eşi Cumhur ve kızı Su ile birlikte bu kez Washington’a gittiler.

Amerika’da bulunduğu beş yıl boyunca yeni bir kitaba çalıştı. "Texas-Malatya" adlı kitabında Turgut Özal-Amerika ilişkilerini mercek altına aldı. "Beyaz Türkler" kavramını ilk kez bu kitabında kullandı.

1992 yılında Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Cemal ve bazı arkadaşları istifa edince, o da Washington Temsilciliği’nden ayrıldı. Evini satıp Türkiye’ye döndü.

ÖZEL TV’LER


Türkiye’de özel televizyonlar dönemini Star TV başlatmıştı. Önce, Özcan Ertuna’nın isteğiyle Star Haber Müdürü oldu.

Sonra, Mehmet Ali Birand’ın arabuluculuğuyla Show Haber Genel Yayın Müdürü oldu.

Star’da olduğu gibi Show’da da, enerjisiyle herkesi kendine hayran bırakıyordu. İşe en erken gelen oydu; en geç giden de!

Haberde zekáyı seviyordu. Ayrıntı arıyordu. Bilgiye saygılıydı. Vasata tahammülü yoktu. Cesurdu. "Yıldız haberci" yaratmayı seviyordu. 1993’te yazılı basına döndü.

Mehmet Barlas’ın önerisiyle Milliyet Gazetesi’nin genel yayın müdürü oldu. Gururluydu; "Abdi İpekçi’nin koltuğunda oturuyorum, bu az bir şey değil" diyordu.

Televizyonda yaptıklarını gazetede de yapmak istedi; yerleşmiş kalıpları kırmak istiyordu.

İlginçtir, televizyonda yaptığında kimse bir şey dememişti, oysa yazılı basında durum farklıydı. Her yaptığı tepki gördü.

Özel televizyona döndü. 1996’da Cem Uzan ile el sıkıştığında, bu kez Star Haber’in genel yayın müdürüydü. Üç yıl görev yaptı. Ve yaşamının en yıpratıcı dönemi de bu yıllar oldu. Star’da "görülmesi yasaklı" Sakıp Sabancı’yı ekrana çıkarınca ipler koptu.

Aynı dönemde bir ayrılık daha yaşadı: Eşi Cumhur’la boşandılar.

TEKRAR YAZILI BASIN


Dinç Bilgin,
Sabah Gazetesi’nin eski dinamizmini kaybettiğini düşünüyordu. Gazeteyi ilk çıkaran kuşak yorulmuş, yıpranmıştı. Sabah Gazetesi’ni eski günlerine döndürecek dinamik birini buldu: Ufuk Güldemir.

Dinç Bilgin’den başka, kimseye karşı sorumlu olmak istemiyordu. Diğer yanda Sabah’ı kuran kadronun yıllar içinde kökleşmiş arkadaşlık ilişkileri vardı. Ufuk Güldemir’le "doku uyuşmadı".

Medyada dedikodu kazanları kaynamaya başladı: "Ufuk Güldemir artık medyada yer alamaz!"

Gazeteciler bu dedikoduları yaparken Ufuk Güldemir üç arkadaşıyla birlikte, kardeşi Şafak’ın sahibi olduğu Güneşli’deki Matbaacılar Sitesi 199 numarada toplantılar yapıyordu.

Artık patron olmak istiyordu. Oldu da: Habertürk Com, Habertürk TV, Yarın Gazetesi, Habertürk Radyo, Yaban TV...

Ufuk Güldemir de hayal kurardı, farklı projeler geliştirirdi. Ama onun bir farkı vardı: O hayallerini hayata geçiren, yani "yapan adam"dı.

SON ŞÖVALYE

2000’li yıllarda Ufuk Güldemir hayatını yeniden kurmaya başladı: 2005 yılında Gazeteci Gaya Sarrafgil ile evlendi. Sigarayı, içkiyi bıraktı. Artık gece hayatı yoktu. Her gün spor yapıyordu.

Ve 2006 yılının bir mayıs günü...

Kansere karşı bir yıl mücadele verdi.

Bu zor günlerde aksilik hiç peşini bırakmadı. Annesi Dilşat Hanım Alzheimer olmuştu. Rabia teyzesini, Teoman dayısını kaybetti. Hiç yılmadı.

Amerika’daki doktorlar şaşırıyordu. Dağlarda av peşinde koşuşturduğuna inanamıyorlardı. Hatta geçtiğimiz mayıs ayında kendisini Amerika’ya çağırdılar; "Siz pankreas kanseri olamazsınız" diye.

Umutlanmıştı. Acaba teşhiste hata mı yapılmıştı? Amerika’ya kuş gibi uçtu.

Ama... Hayır... Teşhis doğruydu.

8 Haziran gecesi, evin alt katında onun için oluşturulmuş yatağından, "Burada yatmak istemiyorum" diye kalkıp kimseye haber vermeden merdivenleri çıkarak üst kata, kendi yatağına gitti.

Saat 01.10’da hayata gözlerini yumdu.

Frank Sinatra’nın "My Way" şarkısında söylediği gibi, o kendi yolunu kendi çizdi.

Şövalye ruhluydu.

Ancak...

Düello yaptığı rakibi çok güçlüydü; çünkü kendisiydi.

SONER YALÇIN/ HÜRRİYET

YORUMLAR
Toplam 62 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
mustafa karadağ 30 Mayıs 2007 Çarşamba 

merhaba! buyıl bence sağ olabilir yani ydp eher sol birlrşirse sol ile sağ arasın da çekişme olur ama bugidişte sol birleşemeyecek ozaman 1.sağ yani ydp 2.akp 3.chp 4.mhp böyle olur seçimde

Yorumu oyla      18      10  
Hikmet Kaya 19 Mayıs 2007 Cumartesi 

Yürekleri yetiyorsa bu seferde Genç Parti'nin üzerine gelsinler 23 Temmuz Türkiyede büyük millet meclisinden topluca yüce divana gidenlere uğurlama törenlerinin başlangıç günü olacak milletimize şimdiden hayırlı uğurlu olsun.

Yorumu oyla      18      10  
RAMAZAN KAYA 19 Mayıs 2007 Cumartesi 

Gp en etkili söylemlerle Tv gibi sağlam bir kanaldan geliyor Ufuk İlkiz gibi ciddi adaylar bilboard çalışması ve kapı kapı bırakılacak adrese teslim kartvizitli broşürlerle seçim meydanlarında bitecek bu iş... Daha radikal sloganlarla, kalleş - allahsız gibi yüklenmelere devam. Düşünebiliyor musunuz Uzan kürsüden haykırıyor, elinde Yalçın Küçük hocanın Caligula'sı, "Seni oradan ben indireceğim ben, bu millet seni istemiyor, artık in be adam; in artık be Erdoğan!" ... Halk bunu istiyor.

Yorumu oyla      18      10  
DENİZ TAYFUN DEMİRHAN 19 Mayıs 2007 Cumartesi 

Genç Parti'nin yükselişi de yükseleceği de gün gibi âşikar; şu ân meclis zaten sirk gibi en azından tiyatroya döner. Rte ve Abd tarafından özel görevlendirilmiş halkla ilişkiler sorumlusu 1993'ten bu yana senkronize çalıştığı Db'nin trajedisi başlar. Uzan meclise girerse ardını getirir, iktidara geçer. Her türlü engellemeye karşın Telsim ve Star yönetiminde yaptıkları hâlen akıllarda. Bu adam yönetmeyi biliyor, yırtıcı sınır paylaşım tanımaz ve çıkar birliğine girmez. Ne Abd ne Ab Uzan'a bağlı Türkiye. Eğlenceli günler yakındır.

Yorumu oyla      18      10  
TurkGenci 18 Mayıs 2007 Cuma 

Cok ilginctir,Genc Parti baraji asamaz diyenlere,cok hassas bir noktayi hatirlatmak istiyorum.Eger su an Genc Parti o ankete gore %10 baraji ustundeyse,bu rakamlar Cem Uzan'in daha meydanlara cikmamis halini gosteriyor.Var siz birde meydanlara indigi gunden itibaren o yuzde orani kaca firlar, artik siz dusunun!..Saygilarimla.

Yorumu oyla      18      10  
mecliste 17 Mayıs 2007 Perşembe 

genç parti barajı aşıp meclise girecek

Yorumu oyla      18      10  
Harikasınız Editörler 17 Mayıs 2007 Perşembe 

Gerçekleri yazınca yayınlamıyorsunuz :) Bu zaten UZanın iç yüzünü ortaya koyuyor. Bu şekilde siz anca %3 alırsınız onuda bu kadar uğraşla herkes alır. Bu millet kanını emenleri iyi bilir merak etmeyin siz....

Yorumu oyla      18      10  
Gerçekçi olalım 17 Mayıs 2007 Perşembe 

Genç parti MHP ye karşı kurulmuştur. MHP nin oylarından tırtıklamaktadır. geçen seçimlerde görevini yaptı bakalım bu seçim ne yapacak. Ama GP ye verilen bir oya bile şaşıyorum onu da söylemek isterim. Bir de TÜRKTİME Uzanın mı?

Yorumu oyla      18      10  
robelowe 17 Mayıs 2007 Perşembe 

kusura bakmayın ama GENÇ PARTİ nin yükselişini hazmedemeyen salaklar var.. Gözleri şimdiki iktidarın yaptıklarını görmeyen bu körler; gerçek anketi görünce birden görmeye başladılar...BAŞBAKAN CEM UZAN.

Yorumu oyla      18      10  
bayrak ve vatan sevgisiyle yatın ve kalkın 17 Mayıs 2007 Perşembe 

bu vatan hepimizin sadece akp nin değil GP değilim ama tarafsız olmak gerekir GP ye yapılan hakaretler yapılan haksızlıklar bütün bunlara rağmen akp ile masada oturmadı bütün mal varlığını türk insanına feda etti ve sonuna kadar da akp den hesap istedi varmı günümüz türkiyesinde vatanını, miletini, bayrağını seven böyle yiğit türk evladı helal olsun cem uzan gelde kurtulalım bu sefaletten.

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Ahmet Hakan İçin Sadece Üzülüyorum
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ)  Vakit Gazetesi Ankara Temsilcisi ...
Tamer Korkmaz'dan TURKTİME'a A Kalite Medya Analizi
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) İşte Genel Yayın Yönetmenimiz ...
Turktime’ın Şamil Tayyar İle Medya Ve Siyaset Dünyasını Sarsan Röportajı
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) Son günlerin en çok konuşulan gazetecilerinden ...
 
Kanal 6'nın Patronu Ahmet Özal Turktime'a konuştu
(ÖZEL-TALAT ATİLLA) El değiştirdiği söylenilen Kanal 6 televizyonu yönetim ...
Mehmet Barlas da Turktime'a konuştu: Dündar ve Güldemir Polemiği Düşünce olarak kalsaydı
(Turktime-Ersin Tokgöz) Emin Çölaşan ve Uğur Dündar’dan sonra Sabah Gazetesi ...
Uğur Dündar da Turktime'a Konuştu
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) Ufuk Güldemir eleştirdi, O hep sustu. Medya peşinden ...
 
TURKTİME BAŞYAZARI FATİH ALTAYLI: DEVLETİ KORUMAK İÇİN YOLA ÇIKANLAR DEVLET DÜŞMANI OLUYOR! CİNER GRUBUNU YİYEN DOĞAN GRUBU GÖZÜNÜ ÇUKUROVA'YA DİKTİ!
Doğan Grubu’nun Ciner’den sonra gözünü Çukurova Grubu’na diktiğini belirten ...
SABAH VE NTV'NİN ŞOK PAZARLIĞI
TMSF yönetimindeki Sabah ve ATV'de yaşanan 'Sendikadan istifa edin' baskısının ...
'FRİKİK' PEŞİNE DÜŞMEK MİLLİYET'E YAKIŞIYOR MU?
Yenişafak Gazetesi yazarı bugünkü köşe yazısında Türkiye en çok okunan ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
süper lig
ÖSYM
Torku Konyaspor
İsveç
Microsoft
hapis
benzin
Milli Eğitim Bakanlığı
Ersan İlyasova