Siyaseti dehası olmaya gerek yok.
Abdullah Gül, yeniden Cumhurbaşkanı olmak istiyor.
Sığınağından başını göstermiş olması, hemen sahaya çıkacağı anlamına gelmese de, kontrollü bir risk alacağı anlaşılıyor.
Bir yanda kontrolsüz risk alabilen Erdoğan…
Diğer yandan kontrollü riski, o da çok mecbur kalınca sırtlanan bir Gül var.
Abdullah Gül’ü harekete geçmeye iten anahtar kelime: unutulmak!
Gül bir yandan kendini hatırlatırken, diğer yandan Erdoğan nezdinde bir pazarlık marjı meydana getirmeye çalışıyor.
Mesela Bakanlar Kurulu değişikliklerinde söz sahibi olmak istiyor.
Mesela bürokrasi atamalarında görüşünün alınmasını arzu ediyor.
Aslında Erdoğan icracı bir Bakanlığa Gül’ün istediği ismi atayarak belli ölçüde Gül’e çiçek uzatmıştı ama tek çiçekle baharın geçmeyeceğini düşünüyor Gül…
Erdoğan’ın, “Yazıklar olsun” kelimesinin aniden çıktığını düşünenler yanılıyor.
Erdoğan bu sözü spontene söylemedi.
Yaklaşık bir yıldır Gül’ün AK PARTİ’li ziyaretçileri çoğalmaya başlamıştı.
Bürokrat, Milletvekili derken son zamanlarda bazı Bakanlar da Gül’ü ziyaret etmeye başlamışlardı.
Erdoğan, Gül’e yönelik bu akını kesmek için o sert sözleri söyledi.
Gül’ün, “Gerekli gördüğüm zaman yine konuşurum” sözlerini, Erdoğan’a yönelik, “Gönlümü almazsan aramızdaki makas daha da açılabilir!” şeklinde okumak mümkün.
Peki bundan sonra ne olur?
Erdoğan sahadayken Gül’ün sahaya inmesi göründüğü, ya da söylendiği kadar kolay değil.
Peki, Erdoğan sahadan bir şekilde çekilirse…
İşte bu sorunun yanıtı farklı olur!
Erdoğan yoksa Gül sahanın hakimi olur!
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |