GÖKHAN KARAKAŞ İstanbul
Ergenekon soruşturması kapsamında 11 aydır tutuklu olan ancak sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilen Ayşe Asuman Özdemir, “Aklanmadan ölmek istemiyorum” dedi.
Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi’nden önceki gece tahliye edilen Özdemir, tutuklandığı gün oğlunun 23. yaşgünü için sofra hazırladığını söyledi. Özdemir “Akşam saat 5 gibiydi. Polisler geldi ve Emniyet’e götürüldüm. Emniyet’ te neden gözaltına alındığım söylenmedi. Bana boş kâğıt imzalatmak istediler. Ben imzalamayacaktım, ama bütün polisler ‘Abla imzala, bizden zarar gelmez biz devletiz’ diyerek baskı yaptılar. Sadece bir polis ‘İmzalama’ dedi. Ancak ben baskılar ve korkum olmamasından dolayı kâğıtları imzaladım. Pazartesi günü bana imzalattıkları kâğıdın ‘silahlı terör örgütü üyesi olma’ gözaltı tutanağı olduğunu gösterdiler” diye konuştu.
Gaz sancısı diyorlardı
Şubat ayından beri avukatlarının sağlık durumuyla ilgili cezaevi yönetimi ve adli mercilere bildirimde bulunduklarını belirten Özdemir, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Avukatlarımın talepleri kabul görmedi. Savcılığın soruşturması bir türlü tamamlanamıyor, iddianame bir türlü ortaya çıkmıyor ve ben gün geçtikçe kötüleşiyordum. Şiddetli ishal nöbetleri geçiriyordum ve geceleri uyuyamıyordum. İçerde olduğum süre içinde aşırı derecede kilo verdim ve zayıfladım. Koğuştaki diğer arkadaşların yardımı ile bazı ihtiyaçlarımı yerine getirebiliyordum. Şikayetlerim artınca sadece bir kez hastaneye sevk edildim. İlk kez sevk edildiğimde hastane koridorunda jandarmaların arasında insanların bakışlarından dolayı PKK’lı muamelesi gördüm. Bu beni çok incitti. Bundan sonra da hastaneye gitmekten kaçındım. İnsanların bana bir daha bu şekilde bakmalarını istemedim.
Rahatsızlığımı da uzun bir süre teşhis edemediler. Gaz sancısı diyorlardı. Ancak doğru teşhis daha sonra Kartal ve Çapa’daki tetkiklerden sonra ortaya çıktı. Bana siroz hastalığına yakalandığım ve karaciğer fonksiyonlarımın ileri derecede hasar gördüğü ve nakil olmam gerektiği söylendi.”
Özdemir basın mensuplarının “Suçlamalarla ilgili ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki sorusunu da şöyle cevaplandırdı: “Ben terörist değilim. Terör örgütü üyesi değilim. Vatan haini değilim. Ben, namusum ve şerefim uğruna yaşadım. Tek servetim budur. Allah’a dua ediyorum. Aklanmadan ölmek istemiyorum. Ben onlardan namusumu ve şerefimi geri istiyorum. Benim cezaevindeyken doğan torunum 11 aylık oldu. Ona ‘Senin anneannen vatansever, şerefli bir kadındı’ demelerini, ‘Terör örgütü üyesiydi’ dememelerini istiyorum. Rahmetli Kuddusi bey yaşıyor olsaydı ben de cezaevinde olurdum.”
‘Cezaevine kahrettim”
Gazetecilerin “Cezaevine girmeden önce sağlık sorununuz var mıydı?” şeklindeki sorusunu da cevaplandıran Özdemir, “Hiçbir rahatsızlığım yoktu. Cezaevinde başladı. İçeride çok kahrettim. Dava arkadaşlarım beni aramadı. Dava arkadaşlarım derken Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kastediyorum. Eski başkanları ve üyeler birkaç satır bile olsa yazıp gönderemez miydi?” dedi. Özdemir, iddianamede ifadelerinin yer aldığı öne sürülen “gizli tanık”lara da itiraz edeceğini belirtti.
milliyet