ERGENEKONSEVERLER, AKP MÜRİTLERİ, BAYKAL TUTKUNLARI! ŞİMDİ İTİRAF ZAMANI! 

Ersin Tokgöz’ün yazısı…

Şimdi İtiraf Zamanı!

Haydi itiraf edin…

AK PARTİ MÜRİTLERİ…

Ortalığı kasıp kavuran Ergenekon soruşturmasını Ak Parti’nin darbecilere karşı gözünü karartıp yürüttüğü bir demokrasi mücadelesinin hukuk ayağı olarak nitelediniz ve bu yolda deve dişi gibi komutanların bile alaşağı edilebildiği olgun demokrasiye geçişin arifesinde olduğunuzu düşünüp Ak Tarikatınız adına fena halde sevindiniz. Ama ÖDP Başkanı Ufuk Uras’ın kayıtlı darbe girişimlerini Meclis’e taşıma girişimine aynı Ak Parti’nin hiçbir şekilde destek vermediğini görüp “Ak Parti’nin demokrasi havariliğinin” G-8 liderlerinin dünyanın en pahalı şarapları ve havyarları eşliğinde açlığı konuşması gibi bir fotoğraftan öteye gitmediğini görüp baş aşağı gittiniz.

***

BAYKAL TUTKUNLARI…

Baykal’ın kimilerince mazlum edebiyatıyla andığı Ergenekon sanıklarının avukatı olduğu hem kendisi hem de Erdoğan tarafından söylenince; “İşte; ezilenler adına sisteme kafa tutan halkçı lider bu” diyerek pek bir sempati duydunuz. Ama aynı Baykal’ın halkın yarısının oyuyla iktidara gelmiş bir partiye tokat atma hevesindeki sistemin en kızıl savcısı olduğunu görüp bu avukatlık çıkışının daha önce binlercesini ortaya koyduğu “Yeter ki muhalefet olsun. Avukat da olurum savcı da” mantığından öteye gitmediğini görüp hayalleriniz söndü.

***

ERGENEKONSEVERLER…

İçeri alınan bazı isimlerin birkaç gün sonra serbest bırakılması ve sızan komik sorgulamaları hepinize diğer isimlerin de serbest bırakılacağını ve iddianame açıklanınca Ergenekon rüzgarının dinip sevdiklerinizin aklanacağını düşünmüştünüz. Ama hem her gün yenisi çıkan “Eruygur’un ofis arşivleri” ve bitmek bilmeyen kirli planlar elinize ayağınıza dolaştı, ağzınızın tadını fena kaçırdı. Ve nasıl yapsak da ufaktan yönümüzü değiştirsek hesabına girdiniz.

***

MALUM MEDYA 1…

Israrla yok saymaya çalıştığınız “şey” kapıdan kovsanız bacadan girecek kadar büyük ve her yeri kaplayınca, daha önce kenardan izlediğiniz haberleri nasıl versek diye düşünüp başkaları yazınca “sızdırma” diye attığınız çamuru alıp “ele geçirdik” şekli vermeye çalışsanız da üstünüze başınıza bulaşan çamurdan yüzünüzün o pişkin hali görünmez hale gelmesiyle avundunuz ama pişkinliğiniz o kadar belirgindi ki yine de sırıttı. Sırıtan yüzünüze “sulandırma” maskesini de takarak son bir sorti daha yaptınız ama “yemediğinin” bilinciyle, apışıp kaldınız.

***

MALUM MEDYA 2…

Kah geç kalmış rövanş hevesiyle kah hedeftekilere kaptığınız gıcıklıkla “haber denizinden babam çıksa yazarım” havalarında gazeteciliğe soyundunuz, MALUM MEDYA 1’in komik körlüğünden kendinize artı değerler atfettiniz, sözüm ona deşifre etmediğiniz gizli ilişki kalmadı. Ama savcının açıklamasıyla o hevesinizin nasıl bir körleştirici hipnoza neden olduğu açık oldu ve siz de çakıldınız. Ama çakılmanıza rağmen o pozlarınızı bırakmayıp pişkinlikte MALUM MEDYA 1’den hiçbir farkınızın olmadığını bir kez daha gösterdiniz. Şimdi bağıra çağıra söylediğiniz tüm o “Biz farklıyız” türküsünün “yok birbirimizden farkımız” türküsüne kurban gitmesi karşısında ne yapacağınızı şaşırmış durumdasınız.  

***

VE OLAN BİTENE TARAF OLMADAN BAKAN 70 MİLYON İÇİNDEKİ 1 MİLYON 59 BİN 658 KİŞİ…

Bekliyorsunuz ki bu deli diyalekt bitsin, kabussa bu kör dövüşü, uyanalım. Uyanın… Ve diğerlerini boş verin, kendinize itiraf edin; Kabus değil bu. Size sunulan ve yaşamaya mahkum olduğunuz salt gerçekliğin ta kendisi!