Eğer Emin Şirin’le konuşuyorsanız klasörler dolusu yazıya hazırlıklı olmalısınız. Çünkü söylediği her söz ve ortaya attığı her iddia ile ilgili ya bir önergesi var ya da başka bir yazışma yada kayıt. Onun için sözlerini çekinmeden söylüyor, “Bunu dersem acaba nasıl bir sıkıntı yaşarım” gibi bir kaygı duymuyor. Biz de Şirin’e hem bizim hem de kamuoyunun merak ettiği her şeyi sorduk. Öyle ya, 4 yıl içinde 4 parti değiştiren ve şimdi ne yapacağı en çok merak edilen Genç Parti’nin Genel Başkan yardımcısının anlatacak çok şeyi olmalıydı. İşte Şirin’in Ak Parti’den Genç Parti’ye uzanan siyasi yolculuğu ve bu yolculukta yolunun kesiştiği kişi ve partilerle ilgili çarpıcı açıklamalarının birinci bölümü…
TURKTİME: Siz Anavatan’dayken Ahmet Ertürk’ün “Emin Şirin Uzan'ın Meclis’teki temsilcisi” sözüne adeta savaş açmış ve partinize “İddiaları doğruysa beni ihraç edin, değilse Ertürk’ün görevden alınması için ne gerekiyorsa yapın” demiştiniz. Bugüne baktığımızda Ertürk görevinin başında ama siz Genç Parti milletvekilisiniz. Bu durum sayın Ertürk’ün haklılığı olarak okunabilir mi?
EMİN ŞİRİN: Benim Cem Uzan’a yapılan haksızlığı takip etmemle Genç Parti’ye girmem arasında çok fazla bir ilişki yoktur. Ahmet Ertürk bu dönemin en kötü bürokratıdır. Fevkalade taraflı hareket etmiş, siyasi bir linç kampanyasının parçası olmuş, doğru söylediğinden daha çok doğru olmayan beyanlarda bulunmuş, haddini de çok aşmış çok kötü bir bürokrattır. Uzanlar’a karşı davranışı eşit ve adil olmaktan çok uzak bir davranış biçimidir. Ben bu konuda Uzanlar ile ilgili bir haksızlık yaptığını yüzde yüz görüyorum. Ama bir insanın temsilcisi olmak için o insandan bir menfaat beklentinizin olması lazım. Ben koskoca iktidar partisini bırakıp da herkesin çok kötü dediği Uzan’ın partisinde bulunuyorsam bu menfaat beklentisi midir? Artı olarak Ahmet Ertürk’ü devamlı olarak açık oturumlara davet ediyorum, “gel benimle tartış” diye ama medeni ve iş cesareti olmadığı için benimle tartışamıyor. Yani bu konu ile benim partiye girmem birbirinden farklı şeylerdir. Ama Cem Uzan ile Ahmet Ertürk sayesinde tanıştım ve bu benim için önemli oldu. Bu vesileyle Cem Uzan’ın ahlaklı ve dürüst bir insan olduğunu gördüm. Ahlaklı olan, dürüst davranan Cem Uzan. Haksız olan ve adil davranmayan Ahmet Ertürk.
CEM UZAN TAYYİP ERDOĞAN'IN ANTİTEZİ OLDUĞU İÇİN GENÇ PARTİ'DEYİM
TURKTİME: Bir partiye geçmek için bu kadarı yeterli mi?
EMİN ŞİRİN: Genç Parti’ye girerken bu tanışıklığın ötesinde ben başka bir şeye baktım. Tayyip Erdoğan bir tez ise, önümüzdeki seçimler bu tez ile antitez arasında geçecek. Tayyip Erdoğan neyi temsil ediyorsa (Dış politikada edilgenliği, Ali Diboculuğu, AB konusunda işi bilememeyi, ekonomiyi IMF’ye bırakmayı) bunun tam karşıtı Cem Uzan’dır. Artı olarak Cem Uzan hem yönetici vasfı hem de vizyonu olan bir insan. TMSF meselesinde Uzan’ı haklı görmem farklı bir konu, Genç Parti’ye girmem başka bir konu. Yani Tayyip Edoğan ne ise onun antitezi Cem uzan olduğu için Genç Parti’deyim.
TURKTİME: Tayyip Erdoğan bu kadar mı kötü yani?
EMİN ŞİRİN: Tayyip Erdoğan 4 senenin muhasebesini yaptı. Bu kendi muhasebesinden sonra ben de oturdum yaptıklarını gözden geçirdim, iyi olarak ne yapmış diye. Duble yolları yapmış, enflasyon düştü, özel havayolları çalışmaya başladı, Ankara havaalınını açtı. Ama onun haricinde yapamadıklarına veya yanlış yaptıklarına bakınca bunların facia olduğunu görüyorum. Yapabilir mi? Yamıyor. Aklı eriyor mu? Ermiyor. Ben Tayyip Erdoğan’ın kötü bir başbakan olduğu, Ak Parti’nin de Türkiye’yi kötü idare ettiği kanaatindeyim. Dolayısıyla Ak Parti’nin anti tezini arıyorum. Laiklik-anti laiklik olayını kastetmiyorum. Bu, çok alt planda kalıyor benim için.
TURKTİME: Daha üstlerde ne var peki?
EMİN ŞİRİN: Laiklik-antilaiklik önemli olmakla beraber ekonominin kötü idare edilmesi, halkın ikinci plana atılması, dış politikadaki bitmez tükenmez yanlışlıklar benim için çok daha önemli hadiseler. Dolayısıyla Tayyip Edoğan’ın anti tezinin Türkiye’yi idare etmesi gerektiğini düşünüyorum.
TAYYİP ERDOĞAN NE DEDİYSE TERSİNİ YAPTI
TURKTİME: Ama siz bu tezle, yani Tayyip Erdoğan’la birlikte girdiniz siyasete. Madem öyle neden Tayyip beyle birlikte başladınız?
EMİN ŞİRİN: Tayyip Erdoğan oylara talip olurken bugün yaptığının tam tersini söylüyordu. IMF programı yürümez dedi, yürüttü. Biz dış politikada talimat almayız dedi, aldı. İşsizliği muhakkak bitireceğiz dedi, bitiremedi. Yolsuzluğu bitireceğiz dedi, bitiremedi, kendileri yolsuzluğun içine gömüldü. Yani söylenenle yapılan yüzde yüz farklı. Ben Ak Parti’ye girerken Ak Parti’yi çok önemseyerek ve severek girdim. Çünkü Ak Parti çevrenin merkezileşmesi projesiydi. Sadece bir siyasi proje değildi, sosyal projeydi. Ama maalesef iktidara gelir gelmez iktidar nimetleri o kadar başlarını döndürdü ki bu projeyi berhava ettiler. Başta söylenenle sonra yapılan birbirini tutmadı. Bu özel hayatta da oluyor. Hiç kimse boşanmak için evlenmez. Herkes iyi niyetle evlenir ama evlilik yürümeyince de boşanır.
TURKTİME: Ak Parti’den seçildiniz. 10 ay sonra istifa ettiniz. Sonra LDP Genel Başkanı oldunuz ve 3 ay sürdü. Sonra Anavatan’a geçtiniz ve o da pek sürmedi. Ve şimdi Genç Parti’desiniz. Sebeplerden bağımsız olarak dışardan biri gibi bakarsanız böyle bir siyasi portreyi “vatandaş Emin Şirin olarak” nasıl değerlendirirsiniz?
EMİN ŞİRİN: Çok iyi değerlendiririm. Çünkü ben imanımı değiştirmiyorum. İmana uymayan imamı değiştiriyorum. İmamlar, imamlığı yapmayı bilmiyor. O partileri tanıdığınız zaman, bazılarının, içinde kahve içmeye değmeyecek kahvehane bile olmadıklarını görüyorsunuz.
TURKTİME: Bu partilere girerken hiçbir araştırma yapmıyor musunuz da hep girdikten sonra işe yaramaz olduklarını görüp ayrılıyorsunuz?
EMİN ŞİRİN: Verilen sözleri tutmuyorlar. Ben LDP’ye girerken bazı değişiklikler yapacağımız yönünde uzlaşmıştık. Örneğin ismi Türkçe olmadığı için Hür Demokrat yada Hür Parti yapacaktık ama olmadı. (Yaşar Okuyan’ın partisinin de isim babası benim, ben tavsiye ettim.) Ayrıca LDP’nin programında partinin kapatılmasını gerektiren anayasaya aykırı hükümler var. Bunlar değişecek, organize olacak dedik, olmadı. İkincisi ben para bulamam herkes elini cebine atacak dedik. Bu konudaki sözlerin hiçbirini tutmadılar ve ben iki ay sonra bıraktım. Bırakırken de ben şunu ispat ettim; ben koltuk meraklısı değilim. Daha sonra bağımsız olarak devam ederken Anavatan’dan neredeyse bana gelmem için yalvardılar. Ve girerken yazdığım yazıda dedim ki “Anavatan beni imtihan etmiyor, ben Anavatan’ı imtihan ediyorum. Sözlerini utacaklar mı tutmayacaklar mı.” diye.
ŞİRİN ANAVATAN’DAN NEDEN AYRILDI?
TURKTİME: Ne oldu peki?
EMİN ŞİRİN: Erkan Mumcu Türk siyasi hayatında olmasa daha iyi olacak bir siyasi figür. Çünkü güvenilmez bir insan. Ben şahsi tecrübemden biliyorum, sözüne kesinlikle güvenilmeyecek, aynı gün içinde 180 derece ters konuşmalar yapabilecek bir karaktere sahip. Somut örnek vereyim: Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı yapıp, Atatürk ilke ve inkılaplarına göre eğitim sistemini kuracağım derken, arkasından çıkıp “Türkiye’de milli eğitim Peygamber’in sünnetine göre organize edilmelidir” diyen, günü gününü tutmayan, fevkalade iniş çıkışları olan bir insan. PKK’ya gerilla deyip ertesi gün tutup dünyanın en milliyetçi adamı görüntüsünü veriyor. Böyle bir tutarsızlık içindeyse, günü gününü tutmuyorsa, belediye başkanlarını “Bana il binası alın” diye teşvik ediyorsa, öyle bir başkanla çalışmanın olanağı yok ve ben şahsen katiyen çalışmayacağım için kendisinden ayrıldım. Tekrar söylüyorum; benim imanım hiç değişmiyor. Ancak imanıma uyacak bir imam arıyorum. Ak Parti’de tutmadı. Türk siyasetinde bir birlik beraberlik yakalamak gerekiyor onun için herkesle samimi bir şekilde görüşerek denedim. Ama yaşamadan da anlaşılmıyor bazı şeyler. Bu parti değiştirmeleri benim değiştiğim anlamına mı geliyor? Hayır. Her şey ortada. Bu, benim bağımsız karakterimi, fikir ve prensiplerimde yüzde yüz istikrarlı olduğumu ve menfaat ve koltuk uğruna prensiplerimden vazgeçmediğimi gösterir. Ben muhalefeti bırakıp iktidara gitmedim. İnsan koltuk yada yer arayacak olsa muhalefetten iktidara doğru akar. Ben belki de en zoru seçerek mücadele ediyorum.
TURKTİME: İmanınıza uygun imam aradınız hep ve sonunda Genç Parti’de karar kıldınız. Aradığınız imamı buldunuz mu burada?
EMİN ŞİRİN: Şu anda öyle gibi gözüküyor. 1,5 senedir görüştüğüm ama 2-3 aydır yakın çalıştığım Cem Uzan’la 100 konu tartıştıysak 98,5 konuda mutabıkız.
TURKTİME: Cem Uzan diğer liderlere göre biraz daha kapalı bir kutu gibi ve otoriter bir görüntü sergiliyor. Mutabık olmadığınız konularda önerilere açık mı? Siz nasıl görüyorsunuz?
EMİN ŞİRİN: Çok açık. Ben, liderlerin arasında Cem Uzan kadar rahat müzakere ettiğim hiçbir lider görmedim.
TURKTİME: Dışarıdan Sayın Cem Uzan’a ağabeylik yapıyormuşsunuz gibi bir üslup seziliyor. Genel Başkan Yardımcılığı yanında böyle bir ilişki var mı?
EMİN ŞİRİN: Bizim dostluk ilişkimiz var ama abi-kardeş gibi görülmemiz kabil değil çünkü daha beraber görülmedik. Eğer üslubum nedeniyle öyle bir intiba vermişsem, yanlış bir intiba vermişimdir. Çünkü aramızda bir dostluk var ama ast-üst ilişkisi de var. Partinin başkanı Cem Uzan ben de onun yardımcısıyım. Ama karşılıklı bir sevgimizin ve hürmetimizin olduğu da muhakkak. Kendisini sadece bir insan olarak sevmiyorum, aynı zamanda çok güvendiğim, vizyonuna, karakterine inandığım bir insan olarak görüyorum. Tabii benim tanıdığım Cem Uzan’la basının tanıttığı Cem Uzan arasında anlatamayacağım kadar büyük fark var.
4 YIL ÖNCE CEM UZAN’I BAŞBAKANLIK YAPABİLECEK BİRİ OLARAK GÖRMÜYORDUM
TURKTİME: Bu farkı biraz açar mısınız?
EMİN ŞİRİN: Basının tanıttığı, bizim de dört yıl önce basından tanıdığımız Cem Uzan hakkında kavgacı, arkadaşlığa, insanlığa kıymet vermeyen bir görüntü çizildi. Bunu tabii kavga içinde olduğu medya grupları yaptı. Benim tanıdığım Cem Uzan ise ailesine düşkün, geyik sohbetlerinden fazla hoşlanmayan, arkadaş canlısı, bazen yufka yürekli ama çok kararlı ve özellikle son üç senesinden çok tecrübe edinmiş bir insan. Son üç senede başına gelenler çok büyük bir tecrübe kazandırmış. 3-4 sene önce Cem Uzan’ı başbakan olabilecek bir insan olarak görmüyordum. Ama bugün gerçekten başbakanlığa hazır bir insan olarak görüyorum. Hele hele diğer liderleri tanıdıkça, çünkü bir kısmı ile de beraber çalıştım, ve karşılaştırdıkça Türkiye’de başbakanlık yapmaya layık 2-3 kişiden biri olarak görüyorum.
TURKTİME: Peki Genç Parti sadece Cem Uzan mı demek? Her ne kadar lider karizması önemli olsa da bu iş kadro işi. Genç Parti’de Cem Uzan’dan başka kim var?
EMİN ŞİRİN: Anavatan’da kim var? DYP’de kim var? Ak Parti seçilirken kim vardı? Anavatan 1983’te iktidara gelirken Özal’dan başka kimseyi tanıyor muydunuz?
TURKTİME: Bu sözlerinizi “başka kimse yok” diye mi algılayalım?
EMİN ŞİRİN: Hayır, tam tersi, var diye algıla. Eski milletvekili veya tanınmış insanlardan 4-5 kişi olmakla beraber şu anda kamuoyunun tanımadığı bir kısmı akademi dünyasından, bir kısmı iş dünyasından gelen iyi bir kadrosu var Genç Parti’nin. Eksiği var mıdır? Vardır. Ama bu eksik mevcut siyasi partilerin hepsinden daha azdır.
TURKTİME: Seçimler yaklaştı ve sizin de ifade ettiğiniz gibi halk Cem Uzan’ı yanlış tanıyor. Hem bu yanlış tanımayı ortadan kaldırmak hem de çıtayı geçen seçimden daha yükseğe çıkarmak için nasıl bir çalışma içinde olacaksınız?
EMİN ŞİRİN: Basının müsaade ettiği kadar kendimizi anlatacağız. İki şey var; bir Genç Parti kendini tanıtacak, bir de imkan verildiği ölçüde Cem Uzan kendini anlatacak. Ak Parti’nin Cem Uzan’a hücum etmesinin sebebi mahalli seçimlerden önceki bir dönemde yüzde 15’in çok üstüne çıkmış olmasıydı. Nitekim Kızılcahamam’daki bir toplantıda Tayyip Erdoğan açıkça “Anketlerdeki tek rakibimiz Cem Uzan ve Genç Parti’dir” dedi ve linç kampanyası ondan sonra başladı. Dolayısıyla büyük bir linç kampanyasına tabi tutulduğu, basının Cem Uzan’ın şahsına da büyük bir muhalefet yaptığı ve yıpratma kampanyası güttüğü görülüyor. Ama aradan 3 sene geçti. Cem Uzan’ın bir suçu olmadığı ortaya çıktı. Suçu olsaydı hapiste olurdu. Ayrıca devletin istediği para fazlasıyla ödendi yeni borçlar icat ediyorlar. Hem Cem Uzan’ın alakası yokmuş hem de para ödenmiş. Burada mazlum durumuna düşürülmüş, linç edilmiş bir kişiden bahsediyoruz. Ama Cem Uzan bu mazlumiyetin üstüne oynamak istemiyor. "Ben şiir yüzünden hapis yattım" gibi bir şey üzerine siyaset yapmıyor. Açıkça diyor ki, ben Türkiye’nin idaresine talibim. Hesabımı kitabımı da yaptım. İktidara geldiğim zaman şunu şunu yapacağım.
YARIN
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...