Ecevit Kılıç'ın Röportajı...
Bu hafta Haftanın Sohbeti'nde bir televizyon dizisi; yakın tarihin göz ardı edilen, üstü örtülen olaylarını anlatan Hatırla Sevgili var. 27 Mayıs darbesiyle başlayan dizide 12 Eylül'lü günlere gelindi. Dizi darbelerle dolu yakın tarihimizin adeta aynası oldu. Kenan Evren'in adını bile bilmeyen gençler, Adnan Menderes'in idamını, 70'li yıllardaki siyasi cinayetleri ve katliamları, dönemin devrimci liderleri Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan'ı bu diziyle öğrendi. Aynı gençler Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının anmasına koştu, hatta 1 Mayıs'ta meydanlara çıktı. Türkiye'nin gizli tarihi, Özel Harp Dairesi üzerine araştırma yapan bir gazeteci olarak dizide bu kanlı yılların mimarlarının da açık bir şekilde gösterildiğini söylememiz gerekir. Ancak dizi üç hafta sonra bitiyor. Biz de gençlerin diziden neden bu kadar çok etkilendiğini ve gelen tepkileri dizinin proje tasarımcısı, bir anlamda yaratıcısı olan Tomris Giritlioğlu'yla konuştuk. Türk sinemasının önemli isimlerinden Giritlioğlu'nun elinin değdiği film ve diziler her zaman ilgi gördü. Azınlıklara yönelik Varlık Vergisi'nin anlatıldığı "Salkım Hanımın Taneleri" filmi çok sayıda ödül aldı. Aynı şekilde bir dönemi anlatan "Çemberimde Gül Oya" dizisi de çok izlendi.
* Hatırla Sevgili'de biraz gizlenen tarihi mi anlatılıyor? Saklanmak istenen veya resmi tarihin dışında yer alan olayları anlatmaya çalıştık. Ama hepsini belgeler ve tanıklara dayandırdık. Her olayın kitap, gazete haberi ve canlı tanık olarak mutlaka karşılığı var. Bir de çok geniş ve dönemlerin uzmanı olan bir danışman kadromuz var. Bu kadro hata payımızı çok azalttı.
GENÇLİK POLİTİKLEŞTİ
* Yakın tarihin siyasi olaylarını anlatan bir dizinin tutmasını, hatta Türkiye'nin anlatılanlara ekran başında ağlamasını bekliyor muydunuz? Hatırla Sevgili nasıl başlayacağı ve nasıl biteceği belli bir projeydi. Adnan Menderes dönemiyle başladı, 80 darbesi ile bitecekti. Öyle de oluyor. Başlarken kaygılarımız vardı çünkü riskli bir projeydi. Hep masalları izlemeye alışık bir seyirci vardı karşımızda. Onların tepkisinin ne olacağını kestirmek mümkün değildi. Ama dizi hayatımızda çok önemli oldu. Zannediyorum etkisi yıllarca sürecek. Ama Hatırla Sevgili'nin seyirciyle ilişkisi Türk televizyonu adına çok önemli. Hem nitelikli hem de kendi topraklarının hikayelerinin tutması önemli. Bu, daha cesur işlerin yapılması için de önayak olur. Açıkçası bu kadar geniş bir kesimi etkileyeceğini ve sorumluluk duygumuzu yükselteceğini kestiremiyordum. Zaten toplumsal desteği sekizinci bölümden itibaren almaya başladık.
* Bu destek hangi dönemin anlatılmasına denk geldi? 27 Mayıs ihtilali. Adnan Menderes'in tutuklanması döneminin anlatıldığı bölümlerde reyting yükseldi. Zaten dizi Türkiye çapında reytinginin üzerinde izleniyor. Bazen seyirci bunun bir dizi olduğunu unutuyor ve beklentisini çok yükseltiyor.
* Bir de diziyle tarihi tanımaya başlayan gençlik var. Deniz Gezmişlerin anmasında lise öğrencileri vardı. 1 Mayıs kutlamalarında alanlardaydılar... Evet, dizinin bir toplumsal etkisi oldu. Gençlerin kendi ülkelerinin politikalarını merak etmelerine, biraz da politikleşmelerine katkı sağladı. Hatırla Sevgili gençlikle doğru bir iletişim kanalı kurdu. Onlara hiç bilmedikleri bir tarihi anlattı. Diziyi bitireceğimizi söylediğimiz zaman gençler protesto ediyor, tepki gösteriyor. Ama benim onlara önerim; her zaman tarihi bir diziden değil, okuyarak öğrenmeleri. Doğru yaklaşım budur.
70'li yılların ülkücü liderlerinden olan BBP Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, gerçeklerin gizlendiği ve çarptırıldığı iddiasıyla diziye isyan ettiğini söyledi... Hiçbir şekilde tarihi çarpıtmadık. Bunu en iyi Muhsin Yazıcıoğlu bilir. Belki eksiklerimiz kalmış olabilir. Örneğin önümüzdeki bölümde ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu'nun idam edilmesi var. 27 Mayıs'tan 12 Eylül'e gelen süreci anlatıyoruz. Dolayısıyla yazılması da zor bir proje. Bütün hikayeyi kendi karakterlerimizle anlatmak zorundayız. Ki dizide sağ kesimi temsilen çok önemli bir karakter var; Yaşar. Üstelik çok sağduyulu bir karakter. Onunla muhafazakar kesimin dünyasını anlatmaya çalıştık.
* 1978 yılında gerçekleştirilen ve 111 kişinin öldürüldüğü Kahramanmaraş katliamının anlatıldığı bölümlerle ilgili MHP Kahramanmaraş İl Başkanı da "Milliyetçilerin cani olarak gösterildiği" iddiasıyla diziyi dava etti... Gerçekten Kahramanmaraş bölümünde çok titiz çalıştık. Tam 1.5 ay sürdü. Üstelik rencide etmemek için Kahramanmaraş'ta yapılanları daha hafif ve az bile anlattık. Katliamın çok gerçekçi bir şekilde bir provokasyon sonucu gerçekleştirildiğini vermeye çalıştık. Siz Kahramanmaraş tanıklarını dinlerseniz ya da çekilen fotoğraflara bakarsanız bu büyük vahşeti görürsünüz. Düşünün katliamda çocukların bacaklarını ayırarak öldürüyorlar. Ama biz bu boyutuyla göstermedik çünkü amacımız bir yarayı açmak gerisini de gençliğin tartışmasına, incelemesine bırakmak. Bu tür olaylar bir daha yaşanmamalı.
* Peki, hem Muhsin Yazıcıoğlu'nun hem de MHP'nin tepkisini neye bağlıyorsunuz? Gerçeklerle yüzleşmek zordur. Gerçeklerle yüzleşemiyorlar. Bir de hoşgörüsüzlük var. Yoksa gerçekten Kahramanmaraş bir katliamdır ve o bölümü de katliamı hazırlayan kişilerin kim olduğu sorusunun peşinde koşarak hazırladık. Belki bir sinema filmi, Kahramanmaraş katliamını çok daha iyi ve tüm gerçekliğiyle anlatır. Bu eleştirileri yapanlara Kahramanmaraş bölümünü bir kez daha izlemelerini öneriyorum çünkü söylediklerinden utanacaklardır. Hiçbir şeye taraftar veya karşı olmak için yapmıyoruz. Kendi karakterlerimiz üzerinden toplumun 20 yıllık panoramasını vermeye çalışıyoruz. Anlatılan her şey çok gerçek ve sağduyulu. Ciddi araştırmalara dayandırılarak oluşturulmuş sahnelerdir. Bu diziyle biz de toplumu daha iyi tandık. Kendi hatalarımızla bile yüzleştik. Bu arada hem sağ kesimi hem sol kesimin birbirini anlamadan nasıl aynı sloganları attığını keşfettik. Seyirciye de bunu keşfettirmeye çalıştık. Ülkücü gençler, "Bağımsız Türkiye" sloganının sadece sola dair olmadığını gördük. Ülkücü geçlerden de çok olumlu tepkiler geliyor.
* Sonuçta dizide anlattığınız Türkiye'nin bu 20 yıllık tarihinde sizi en çok hangi olay etkiledi? Dizide iki sahne beni etkiledi. Birincisinde Yassıada Mahkemesi için plato kurduk. Sete gittim. Demokrat Partili milletvekillerinin tek tek salona girişinde çok etkilendim, ağlamaya başladım. Bir de Deniz Gezmiş'in idam sahnesi. Tarihsel olarak ise bana en acı veren gerçek ise demokrat olmayı öğrenememiş olmamız. Bu tarih bana bunu gösterdi. Birbirimizi anlamıyoruz. Demokrat olduğumuz zaman birbirimizi anlamaya başlayacağız. Ama değindiğimiz hemen hemen her siyasi acı ve hata beni etkiledi. Gazeteci Sevim karakterinin kocasının ölümünü işkence gördüğü Ziverbey Köşkü'nde öğrenmesi çok etkileyiciydi. Televizyon tarihinin unutulmaması gereken bir sahnesidir. Çünkü işkencedeyken kocasının ölüm haberinin yer aldığı gazeteyi önüne koyuyorlar. Bu da bir tür işkence.
* Siyasi hayat ve topluyaşamdaki farklılıklar diziye tepkilere de yansıdı mı? Özellikle Menderes ve Deniz Gezmiş dönemlerine... Demokrat Partililerin, Yassıada'da yaşadıkları acıları Rıza karakteri üzerinden vermeye çalıştık. 68 kuşağının yaşadıklarını da Deniz üzerinden. Dizinin ilk bölümlerinde muhafazakar kesim Menderes aleyhtarlığı yaptığımızı sanıyordu. 1959 yılından itibaren başladık diziye ve Menderes'in gerçekten en haşin dönemiydi. Ama Yassıada'yla birlikte muhafazakar kesimi yanımıza çektik. Ancak bu kez sosyal demokratlar ve solcular tepki göstermeye başladı. 27 Mayıs'a karşı bir tavır geliştirdiğimizi söylüyorlardı. Solcular Menderes'in mağdur olduğu sahnelere sağcılar ise Deniz Gezmişlerin anlatıldığı sahnelere tepki gösteriyor. Oysaki tek amacımız, demokrasiye sahip çıkalım ve birbirimizi anlayalım mesajı altında gerçekleri anlatmak. Her şeye rağmen demokrasi demek.
* Dizi nasıl bitecek? 12 Eylül darbesinin ardından yaşı küçükken idam edilen Erdal Eren'in idamıyla bitecek ve bütün karakterleri başladığımız yerde yani Büyükada'da göreceğiz.
* Peki dizinin devamı olacak mı, 80 sonrasını da çekmeyi düşünüyor musunuz? Hatırla Sevgili'nin senaryosunu yazan Nilgün Öneş'le 80'den bu güne kadar gelecek bir dizi planlıyoruz. 80 darbesiyle açılacak ama tamamen yeni karakterler olacak. Zaten her taş birbirinin üstüne dizilir. 10 yıl önce bu diziyi yapamazdık. Türkiye'nin gelişimi, yaşanan faktörler ve toplumun değişimiyle ilgili. Çemberimde Gül Oya olmasaydı Hatırla Sevgili olmazdı. Hatırla Sevgili olmasaydı yeni projemiz olmazdı. Bir de 6-7 Eylül gecesini anlatan bir film projemiz var.
* 1955 yılında azınlıklara yönelik yağmalama olayını mı anlatacaksınız? Evet. Temmuz'da çekmeye başlayacağız. Uzun yılladır hayalimdi. Tarihin en karanlık olaylarından birini bu kez aralamaya başlayacağız. Aslında bir aşk filmi. Ama bu aşkın kahramanlarının yaşadığı bir gece 6-7 Eylül. 6-7 Eylül olayları filmin final sahnesi olacak. Aşk ve insan hayatında bir gecenin nelere mal olduğunu ve bir gençte yaşattığı değişim sürecini anlatıyor. Etyen Mahçupyan ve Nilgün Öneş yazıyor. Dört sene önce yazmıştık ama Mahçupyan ve Öneş şimdi yeniden yazıyorlar. Bunları anlatmalıyız ki topluma hesabı verilemeyecek hatalar tekrar edilmesin. Toplumun farklılıklarına karşı hoşgörünün yaygınlaşmasını gerekli. Sinemada da Yaz Yağmuru dışında hep siyasi filmler yaptım. Yaptığımız hataları anlatmaya çalıştım. Hatalara doğru yüzleşmeye çabaladım. Çünkü yurtseverliğin temel amacı kendisine yapılmasını istenmeyenin başkasına yapılmasına karşı çıkmaktır. Sanatçının da temel işlevi bu olmalıdır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...