Kanser, çağımızın en bela illetlerinden birisi. Kabul… Birçok kurban aldı… Biliyoruz… Ve birçok gazeteci de bu illete yenildi.
Bu, bir anlamda cihana gelen ecelin öldürücü bir bahanesi, Takdir-i İlahi… Kaçmak mümkün değil.
Ama gazeteciler kanserle mücadele ederken aslında daha öldürücü darbe yıllarını verdikleri kurumlardan geliyor.
Haberimizde okudunuz; Hürriyet, emektar muhabirini bu mücadeleyi yaparken performansı düştü diye kapı önüne koyuyor.
Ve bu son haber de şu gerçeği tekrar anımsatıyor bize: Nasıl ki insanlar kanser illetinden kaçamıyorsa, gazeteciler de vefasızlık illetinden kaçamıyor. Desteğe en çok ihtiyaçlarının olduğu dönemde eğer namınız alıp yürümemişse, yani size verilecek destek “pazarlanabilir” bir unsur taşımıyorsa, karşılaşacağınız tutum bellidir…
Bu olayın bir yüzü. Gelelim diğer tarafına.
Kamuran Zeren ile ilgili skandalı duyurduktan birkaç saat sonra Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti “Hürriyet Gazetesi Ankara bürosunun deneyimli muhabiri Kamuran Zeren’in ‘performans düşüklüğü’ gerekçesiyle işine son verilmesini acımasız buldu ve kınadı.” Çünkü “Hayatta kalma mücadelesi veren ve başarılı haberlere imza atan bir muhabirden, kanserle mücadelesi sırasında “performans” aranması, bu gerekçeyle işine son verilmesi Türk basınına acımasız ve zalim bir işten çıkarma gerekçesi olarak yazılacaktı.”
Gazetelerin değil gazetecilerin örgütü olduğunu savunan bir kurumun böyle bir durumun üstüne gitmesi kadar doğal bir şey yoktu. Fakat ne olduysa bu kınamanın ardından birkaç saat geçmeden kınama “geri çekildi.”
Peki Ne Olmuştu?
CGD, yaptığı geri çekilme açıklamasında; Hürriyet yetkilileri ile görüştüklerini ve böyle bir durumun söz konusu olmadığını, Kamuran Zeren'in kanser tedavisi görmediği, olayın duygu sömürüsüne kaydırıldığının anlaşıldığını belirterek söz konusu açıklamalarını geri çektiklerini, bilgi yetersizliği nedeniyle bu yeni açıklamayı yapmanın zorunlu olduğunu duyurdu.
Şaşırdık; ÇGD bilgi eksikliğini ne de çabuk giderebiliyormuş meğer.
Olayın kabahatli tarafının sormadan ne söyleneceği belli olan açıklaması ÇGD’yi nasıl da bu kadar çabuk ikna edebilmişti.
Bilgi eksikliğini gidermeye meraklı bu kurum nasıl olmuştu da ne haberi yapan Turktime’a ne de işin doğrusunun asıl öğrenilecek adres olan Kamuran Zeren’e sorma gereği duymamıştı?
Hem kimdi bu Ankara yetkilileri?
Nasıl oluyordu da gazetecilerin örgütü olan çağdaş bir kurum gazetecileri dışarıda tutarak gazetenin ismi belli olmayan yetkililerinin açıklamasını “yanıldık” demek için yeterli buluyordu?
İkna olmadaki bu heves nasıl bir güce tapınma gösterisiydi? Ve bu, bu kadar aleni bir şekilde yapılır mıydı?
Hem, bu nasıl bir meslek etiğiydi? Kınarken, kınamalarına gerekçe olan haberi yapan kaynaktan tek bir kelime ile bahsetmeyip şövalyeliğe soyunurken, ikinci açıklamada suçu Turktime’a atıp aradan sıyrılmaya çalışmak, nasıl bir şark kurnazlığıydı?
Başladığımız yere dönersek; güce tapınmanın her türlü mesleki ahlakı kenara itebildiği, isminin başına “çağdaş” kelimesini eklemenin tüm şark kurnazlığını örtüp çağdaş yaptığını sandığı, gazeteci örgütlerinin, gazetecilerin değil gazetelerin yanında yer almak için benzersiz bir iştah gösterdiği yapı insanlığa yapışan kanser illetinden daha öldürücü bir bela değil mi bu meslek için?
Ve merak ediyoruz;
İsimsiz Hürriyet yetkililerinin açıklamasını yeterli bulup “özür dileyen!” ÇGD, Kamuran Zeren’in hem Hürriyet’i hem kendilerini yalanlayan açıklaması üzerine bir özür daha dileyecek mi?
Ve soruyoruz;
Turktime'ın haberinin neresi yalan? Kamuran Zeren'in işte çıkarıldığı mı yoksa Zeren'in kanser olduğu mu? Hiç bir unsuru yalan olmayan bir haberi, karşınızda büyük bir gazete var diye yalanlamak, "gerçeğe ihanet" değil midir?
Ve ne zamandan beri bir gazetecin kanser olması ve bu yüzden işten atılması "duygu sömürüsü" olarak kabul ediliyor? Bunu haber yapan bir yayın kuruluşuna nasıl olur da böyle insafsızca iftira atılır?
Ve Turktime çağrıda bulunuyor:
BU SON ÖRNEK DE GÖSTERMİŞTİR Kİ ÇGD YÖNETİMİ, İCRAATLARINI "GÜÇ PERSPEKTİFİNDEN" YÜRÜTÜYOR. HABER DOĞRULAMASINI BİLE BİLMEYEN, GAZETECİLERE YABANCI, GÜÇ ODAKLARINA TESLİM ÇGD YÖNETİMİ DERHAL İSTİFA ETMELİDİR…
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...