Radİkal Gazetesi’nin yazarları arasındaki tartışma, seçimler öncesinde Nuray Mert’in KADER’in "kadınlara siyasette kota verilmesi" için başlattığı "Bıyıklı Kadın Kampanyası"na karşı çıkmasıyla başladı. Mert, 27 Mart’ta yazdığı yazıda, Meclis’e girmelerine izin verilmeyen türbanlı kadınların bu kampanyada hiç dikkate alınmadığını savunarak Mağden’in bundan tam 3 yıl önce "Atın Kahpeye" başlıklı bir yazısında geçen bir cümlesine atıf yaptı. Mağden’in, o zaman yine gündeme gelen kota konusunda, 13 Haziran 2004’te yazdığı "Pozitif ayrımcılık maddesini fuzuli görecek kadar erkek yalakalığına gönül indirmiş kadınlarımız" ifadesini üstüne alınan Mert, Mağden için "Kulaktan dolma klişelerle siyaset yorumu yapmaya girişip, kadın kotasına karşı çıkmayı ’erkek yalakalığı’ diye ’özetleyen’ yazar" dedi.
YENİ ŞAFAK KIZIŞTIRDI
Bu yazının çıktığı gün, konuya Yeni Şafak Gazetesi dahil oldu ve tanınmış kadınlara "Bıyık yerine türban takar mısınız" diye sormaya başladı. Soruyu yönelttiği kişiler arasında, "Takarım" cevabı veren ve konuyu 29 Mart’ta köşesinde bir kez daha ele alan Nuray Mert gibi Perihan Mağden de vardı. Ancak Mağden, 1 Nisan’daki yazısına "Yeni Şafak’ın sorusu karpuz kabuğunu düşürdü mü denizlerime" diye başlayıp, sonunda "Başörtülü kadınların hakları (artık) beni ilgilendiremiyor" dedi. Mağden’in o ana kadar hakkında bir yorumda bulunmadığı Nuray Mert, köşesinde, bu sefer 24 Nisan’da aynen şöyle yazdı: "Bu tartışma çerçevesinde, Perihan Mağden bu noktaya işaretle, AKP iktidarda olduğu sürece ’Türban takmak haktır diye çenemi yormam" diye kestirip atan bir yazı yazmıştı.
MAĞDEN DOKUNDURDU
O yazıdan sonra iki yazar arasında gerginlik doğdu. Nuray Mert, düne kadar Mağden hakkında başka bir şey yazmadı. Ancak Salı günü Mağden köşesinde Bülent Ersoy’un aldatılması olayını işlediği yazısında, Nuray Mert’i kastederek şunları söyledi: "Bazıları da ne kadar ’En İngiltere’ye ben gittim, en çok okumayı, televizyona Pişekár olarak çıkmayı ben yaptım’ yapsalar da- Vermeyince Mabut misali, ilk Demokrasi Sınavı’nda (memleketin postallanması filan) titiz (ve duruzekálı) örgü çalışmaları, anında çorapsöküğü oluyor, oluveriyor."
25 YILLIK DOSTLUK
Nuray Mert, en sonunda dün "Perihan Mağden’e açık cevap" başlığıyla yazdığı yazıda, uzun süredir devam eden gerginliği ilk defa su yüzüne çıkardı. Mert, "Böyle olmasını istemezdim. Ne de olsa 25 yılı aşkın tanışıklığımız, inişli çıkışlı da olsa dostluk denemelerimiz ve en önemlisi, en azından benim için, çok güzel anılarımız var" diyerek Mağden’e ağır eleştirilerde bulundu. Mert, yazısında Mağden için "Kusura bakmasın, ama bu dille konuşan ne bir kadınla, ne bir erkekle, ne siyaseten doğruculuğu ne de başka bir konuyu konuşmayı lüzumsuz görüyorum. Şükretsin ki lüzumsuz görüyorum da, kulaktan dolma esintilerle yaptığı siyasi analizlerin perişanlığını ortalara dökmeye girişmiyorum" dedi.
Perihan Mağden, bundan 4 yıl önce, bir gazetecinin işten atılmasına neden olduğuna inandığından, sokakta gördüğü Milliyet Yazarı Ece Temelkuran’la tartışmıştı. Araya girenlerin kendisini güçlükle sakinleştirdiği öğrenilmişti. Trabzonlu olan Nuray Mert, "Kıstırıp dövmeye çalıştığı kadın yazarlara benzemem" derken, baba tarafından Gürcü, anne tarafından yarı Rus, yarı Balkan olan Mağden’e, Temelkuran’ı hatırlatıyor.